Türkiye olarak hem kültürel çeşitlilik, hem de tarihsel zenginlik bakımından dünyanın parmakla gösterilen ülkelerinden biriyiz. Deniz, tarih, tabiat açısından bakıldığında yukarıda saydığım ülkelerden bir eksiğimiz yok aslında. Mesele yatırım ve imaj meselesi... Gelinen noktada Türkiye son yıllarda yatırım/tanıtım ataklarıyla önemli mesafeler kat etti.
Bu bağlamda, hem iç turizme hem yabancı turistlere yönelik olarak tasarlanan Türkiye Kültür Yolu Festivalleri dikkat çekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın dört yıl önce başlattığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kültür ve sanat faaliyetlerinin halkla buluşması noktasında önemli bir işleve sahip.
Binlerce sanatçının katılımıyla, yüzlerce farklı mekanda etkinlikler düzenleniyor ve milyonların sanatla buluşması sağlanıyor. Sanat alanında faaliyet gösteren pek çok kurum görünür, bilinir hale geliyor. Kültür sanat etkinlikleri, 'karşılıklı fayda' neticesinde turizm hareketlerine vesile oluyor. Ayrıca, festival güzergâhında yer alan pek çok tarihi eser restore edilip işlevsel hale getiriliyor.
Bu haliyle, Türkiye'nin yedi bölgesinde 16 şehirde düzenlenen festivaller zinciri, ülkemizin öne çıkan marka projelerinden biri oldu.
Avrupa'nın en seçkin kültür sanat festivallerini bünyesinde barındıran Avrupa Festivaller Birliği üyeliğine dâhil edilen Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin bu yılki programı da açıklandı.
Sekiz aya yayılacak şekilde tasarlanan festival programı 13-21 Nisan'da Adana'daki Portakal Çiçeği Karnavalı ile başlayacak.
Devamı: https://www.aksam.com.tr/yazarlar/bedir-acar/40-bin-sanatci-yola-cikiyor/haber-1461798
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.