• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin

Mahmut BIYIKLI

Son beş günde dört bölgemizin dört güzide şehrine gitmek nasip oldu. İlk olarak dost ilinden gönlümüze ulaşan ‘Gel’ çağrısına uyarak, yağan yağmura aldırmadan Kayseri’ye gittim. 

Bizi yine her zamanki görkemiyle  Erciyes karşıladı. Ülkemizin başındaki duman gibi dumanı hiç eksilmeyen bu yüce dağa selam verip şehrin kalbine bıraktım kendimi. Kayseri,  analara özgü merhamet ve şefkat taşıyan bir şehrimiz. Bizi hemen bağrına bastı. Sardı sarmaladı. İnsanın vatana olan muhabbeti, göbeğinin keslip toprağa gömülmesinden mi bilmiyorum? Anadolu ile göbekbağımız kuvvetli. Türkiye’nin hangi şehrine gitsem aynı duyguya kapılır, aynı soruları sorarım. Bu toprak sevilmez mi? Bu toprakların uğruna ölünmez mi?

Bu duyguları Kayseri  daha yoğun hissettirir bana. Önce ülkem anlayışı, bu toprakların her yanına sinmiş. Vatan sevgisinin imandan olduğu şuurunu iliklerine kadar yaşayan şehrin ulularından Seyyid Burhaneddin Hazretlerini her gidişimde mutlaka ziyaret ederim. 

Bu sefer ziyaret sonrası türbenin yanındaki çay ocağında beyaz sakallı, muhabbet ehli amcaların referandum gündemli sohbetlerine ortak oldum. Evet mi hayır mı diyorsunuz diye sorduğumda sanki insanlık tarihinin en yanlış sorusunu sormuşum gibi hepsi birden yüzüme bakarak, ‘Biz evet mi hayır mı bilmeyiz! Reis-i Cumhurumuz evet diyorsa evet, hayır diyorsa hayır! O ne diyorsa o deyiverdiler. Kayseri bu. Beş vakit dualarına aldıkları, zor zamanlarda evlerde toplanarak ardından Fetih suresi okudukları adama güvenleri tam. 

Kayseri’ye tam doyamadan; bağlarındaki yeşilliği, dağlarındaki bahar neşesini içime çeke çeke bu kadim şehirden ayrıldım. Samsun’a gitmek üzere yola revan oldum. Türkiye’nin en dinamik dergilerinden Genç Dergisi’nin bünyesinde kurulan Genç Gönüllüler’in davetlisi olarak, sabahın erken saatlerinde bu Karadeniz şehrine ulaştım. Merve Vakfı’nın muhterem başkanı Nazmi Kılıç Beyefendi’yi ziyaret edip, samimi sohbetinden  ve kardeşlik duygusuyla hazırlanmış bereketli kahvaltısından nasiplendim. Nazmi Bey, mütevazı bir kanaat önderi olarak şehrin gündemini, sorunlarını, çözüm yollarını ve çalışmalarını kısa sürede bize özetledi. Şehirde Fetö hasarı büyük. Toplumun bütün kesimleri, eli kanlı terör örgütüne karşı öfkeli. Samsun’da milliyetçi-muhafazakar camianın tamamı kuvvetli bir evet’e hazırlanıyor.

Ziyaretlerden sonra 19 Mayıs Üniversitesi Öncü Yüzler Kulubü başkanı Cihad Yıldız kardeşim ve eskinin hızlı solcusu, şimdinin Mücahid AK Partilisi Mustafa Ağabey ile üniversiteye geçtik.  Atatürk Kültür Merkezi’nde bizleri bekleyen güzel gönüllü gençlerle iki saate yakın söyleştik. Sadece söyleşmekle kalmayıp temel meselelerimize dair dertleştik. Pırıl pırıl gençlerimiz var. Ufukları geniş, heyecanları dipdiri.  Onlara güvenmeyen kaybeder. Öncü Yüzler Kulübü’nden hangi gençle konuşsam, geleceğe dair ümidim ziyadesiyle arttığını hissettim. Genç Dergisi’ni ve Genç Gönüllüler’i tebrik ediyorum.

Samsun’da aldığım gençlik aşısıyla, Batman Milli Eğitim Müdürlüğü’nün davetlisi olarak Güneydoğu Anadolumuzun güzide şehri Batman’a geçtik. İlk sayısından itibaren büyük bir yankı uyandıran, canlı capcanlı bir gençlik dergisi olan Sade Soda’nın kıymetli yazarları Hilal Furkan, Musab Yılmaz, Mustafa Furkan ve Enes Yılmaz kardeşlerimle seri söyleşilere katıldık. Akşam öğrenci yurtları, gündüz ise İmam Hatip öğrencileriyle değerlerimizi, dertlerimizi konuştuk. Batmanlı gençlerimiz bütün konuşmaları ilgiyle dinleyip çok esaslı sorular sordular. Devlet hangi politikayı yürütür, hangi düzenlemelere gider bilmiyorum ama mutlaka bu gençlere yönelik çalışmalarını artırmalı. Sivil toplum örgütleri, ismi büyük içi küçük projeleri bırakıp bu bölgelere yönelik çalışmalar yürütmeli. Gitmediğiniz şehir, dokunmadığınız genç sizin değildir. Bölgede kim çalışma yürütürse sonuçları onlar belirler. Batman’ın gençleri okumak istiyor. Ülkeye hizmet edebilecekleri iyi bir gelecek istiyor. HDP’nin ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilinden rahatsızlar. PKK’ya kızgın ama devlete de kırgınlar. Bu konu üzerinde devletlilerin kafa yorması gerek. Söyleşi sonrası muhabbet ettiğimiz gençlere en sevdikleri dört kelimeyi sordum. Hepsinin cevabı şu dört kelimede birleşti: Birlik, beraberlik, barış ve kardeşlik…

Bu kavramları dillendiren çocuklarımızla duygudaşlığımızı koparmadan, daha çok onlarla olmalı, oralarda bulunmalıyız. Yazarlarımız, sanatçılarımız bir beklenti içine girmeden Doğu’ya, Güneydoğu’ya gidip bu evlatlarımızla birikimlerini paylaşmalı. Şehirlerine davet ettikleri İslamcı yazarların yüksek fiyatlarla pazarlık yapmaları, öğretmen arkadaşlarımızın fena halde moralini bozmuş. Bu ciddi bir kırılma. Üzülmemek elde değil.

Batman için gecesini gündüzüne katan, kitap ve kültür sevdalısı Abdurrahman Kardaş gibi isimlerle tanışmak; bölge üzerine konuşmak, bize çok şey kattı. Söyleşiler sonrası dar vakitte bizim için Hasankeyf gezisi organize eden Zeynep Adanır hocamıza ne kadar teşekkür etsek az. Dağlarına yansıyan bahar havasının, bütün bölgeye huzur yayması duasıyla ayrıldık Batman’ndan.

Doğu’nun çağrısı, Batman ile bitmedi. Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün davetine icabet ederek, Yazar Dursun Ali Taşçı hocamızla birlikte Kütüphaneler Haftası etkinliklerine katılmak üzere Van yollarına düştük. Van Kütüphane Müdürü Faysal İnan ve İl Kültür Müdürü Muzaffer Aktuğ’un olağanüstü gayretleriyle düzenlenen etkinliklerde ‘Kitap Medeniyeti’ üzerine konuştuk. Diğer şehirlerimizde olduğu gibi burada da gençlerimizin ilgisi müthişti. Kitap okuma oranının beklediğimizin üstünde olması bizi sevindirdi. Usta yazarların çoğunu tanıyor ve okuyorlar. Bu gençlerimiz okudukça, üzerimizde oynanan oyunları daha yakından görecek ve oyuna gelmeyecekler. PKK o yüzden kütüphaneleri yakıyor, kitaplara saldırıyor. Bizse inadına kitap, inadına kültür diyoruz. Doğu’nun dirilişi kültürle olacak.

Şehirde referandum havası fazla hissedilmiyor. Van sokaklarında ‘hayır’ kampanyası yapan HDP otobüslerine el sallayan kimseyi görmedim. Fakat ‘evet’ otobüsleri her geçtiğinde insanlar sevgi gösterisinde bulunup el sallıyordu. Doğu, Kürtçülerden kurtularak küllerinden yeniden doğmak istiyor. Devlet bu ışığı görmeli, kültürel yatırımlara ağırlık vermeli. Van ziyareti de bölgeyi yakından tanımak adına bana çok şey kattı.

Van sevdalısı, şehrin hafızası, velud kültür adamı Ümit Kaya Çelebi ile Van Kalesi’nden şehri seyrederken Usta Şair Ahmet Arif’in o muhteşem mısraı döküldü dilimden,‘Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…’

Ümidimiz, baharın bölgeye barış ve huzur getirmesidir.

Bu yazı toplam 904 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim