Mustafa Alican sözlerine şöyle devam etti: “Malazgirt ile bu durağanlığın bittiğini görüyoruz. Malazgirt zaferi üzerinden henüz on yıl bile geçmeden Türklerin Ege, Marmara sahillerine kadar ulaştıklarını görüyoruz. Yüzyıllarca duraksayan ve durağanlaşan tarihi bir süreç, Malazgirt ile yeniden su gibi çağlamaya başlar. Sonrasında Viyana önlerine kadar ilerleyen bir süreç olmuştur. Dolayısıyla bizim tarihimize bu kadar etkisi olan bir hadiseyi, bizim de bu etki kadar önemsememiz gerekmektedir.”
Malazgirt adının tarihi, Malazgirt’in ev sahipliği yaptığı medeniyetler ve günümüzdeki halinden bahseden Alican, zaman zaman önemsenmeyen hatta unutulan bir yer olarak kabul gören ilçenin adının bir üniversiteye dahi verilebileceğinin altını çizdi.
Malazgirt zaferi ile alakalı herkesin bildiği bir film yahut kitabın hâlâ eksik olduğunun altını çizen Alican, son dönemlerde yapılan çalışmalarla ve üniversite iş birliğiyle Malazgirt’in kıymetinin daha iyi idrak edilmeye başlandığını belirtti. Bu çalışmaların çok sevindirici olduğunu belirtti ve memnuniyetinin altını çizdi.
Son olarak Malazgirt’in sosyolojisinden bahseden Alican, Mehmet Önder Karakaş’ın halkın geçim kaynaklarından, evlerin mimarisine kadar muhtelif sorularını yanıtladı. Doç. Dr. Mustafa Alican, Malazgirt’in tarihsel anlamdaki öneminin altını çizerek, kıymetinin bilinmesi gerekliliğiyle sözlerini noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.