• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Erdal Arslan: İstiklâl Marşı’nın Şifresi

Erdal Arslan: İstiklâl Marşı’nın Şifresi
Malumunuz olduğu üzere bu yıl İstiklâl Marşı Yılı. Türk Milleti’nin Millî Mutabakat Metni olan, İstiklâl Mücadelesi’nin manifestosu niteliği taşıyan ve dünyanın en güzel, en coşkulu, en anlamlı, en mükemmel Millî Marşı’nın yazılışının yüzüncü yılı.

Bu anlamlı yıla Korkma isimli romanımızla merhaba demiştik.

Şair-i Muazzama Mehmet Âkif’in 1920 yılı Nisan ayı başlarından 1921 yılının 12 Mart gününe kadar olan zaman dilimindeki İstiklâl Mücadelesi’ne katkısını ve en önemlisi de İstiklâl Marşı’nın yazılış hikayesini tarihi belgeler, tarihi olaylar ve tarihi şahsiyetler sac ayağından dışarı çıkmadan tamamen belgesel tarzında ele almıştık.

İstiklâl Marşı’nın yazılış hikayesini, tamamen belgeye dayalı ve tamamen gerçek olay ve karakterlerle İLK VE TEK ele alan Belgesel Roman’a imza atmayı bize nasip kılan Mevla’ya hamdu senalar olsun.

İstiklâl Marşı’nın yazılışının yüzüncü yılının son demlerinde de Mevlam yine bu aciz kuluna çok büyük bir onuru nasip etti; İstiklâl Marşı’nın şifresini çözmek bize nasip oldu elhamdülillah!

Evet! Yanlış okumadınız; İstiklâl Marşı’nın şifresini çözdük!

Şifre derken da Vinci’nin Şifresi gibi bir şey olmadığını da hemen ifade edelim.

 

Osmanlı Divan Edebiyatı sahasında “Tarih Düşürme Sanatı” denilen bir uygulama vardır; bize 15. Yüzyıl dolaylarında gelmiş ve gelmesiyle birlikte de edebiyatın önemli bir ritüeli olarak zirve noktasını bizde yakalamıştır. Hatta bu tarih düşürme zaman içinde o kadar ilerlemiş ve ciddiye alınmıştır ki, şairliğin de olmazsa olmazlarından birisi halini almıştır.

 

Özellikle eser kitabelerinde sıkça gördüğümüz tarih düşürme sanatı divan şairlerinin şiirlerinde de kendisini göstermekten geri durmamıştır. Bu sanata kısaca kelimelerin ebced hesabıyla tarih düşürme diyebiliriz.

Mehmet Âkif de Tarih Düşürme Sanatı ile daha doğumunda tanışan Osmanlı şairidir!

Evet! Yine yanlış okumadınız; Âkif daha doğumunda Tarih Düşürme Sanatı ile tanışmıştır. Babası Tahir Efendi, Âkif’in doğum tarihine denk gelen RAGIYF ismini oğluna vermiştir. Ragıyf kelimesindeki harflerin ebced tablosundaki toplam değeri 1290 rakamını vermektedir. Bu da Âkif’in doğum tarihi olan yıldır (hicri 1290).

İsmi bile Tarih Düşürme Sanatı ile ve ebced hesabıyla konulan ve çağının en büyük şairi olan birisinin en büyük eserinde bu sanatı kullanmaması düşünülemezdi!

Peki Âkif, en büyük eseri olan İstiklâl Marşı’nda bu sanatı kullanmış mıydı? Kullanmışsa 100 yıldır neden kimse bunu ortaya çıkaramamıştı?

İsmi ebced hesabıyla ve sanatla verilen Âkif, Türk Milleti’nin en anlamlı şiirini kaleme aldığında da bu sanatı kullanmıştı. Lakin, döneminin en büyük şairi olan Âkif, öyle ilk anda fark edilebilecek, herkesin kolaylıkla çözebileceği bir tarih düşüremezdi. Hem kendi ismine hem de eserinin şanına yakışır, meşakkat, uğraş, emek, gayret sonucu bulunabilen bir tarih düşürmeliydi ki, öyle de yaptı!

Divan şiirlerinde tarihin son mısraya ya da son beyite düşürülmesi gelenektir. Eğer herhangi bir şifre ya da şairin sadece kendisinin bildiği ve çerçevesini çizdiği ama ipuçlarını da verdiği yöntemler yoksa, son mısrada düşülen tarihi bulmak çok kolaydır.

Tamiyeli yani şifreli tarih düşürmelerde de bir takım gelenekselleşmiş kurallar mevcuttur. Son satırda gizlenen tarih bir önceki satırda verilecek olan ekleme, çıkarma ya da hesaba katmama yöntemleriyle bulunur.

Âkif, İstiklâl Marşı’na tarih düşerken geleneksel olan bazı hususları da değiştirmiş ve kendisine has bir yöntemle bunu eserine işlemiştir. Şöyle ki;

Bilindiği üzere İstiklâl Marşı 10 kıta ve 41 satırdan oluşmaktadır. İlk dokuz kıtada kafiye düzeni aaaa şeklinde iken son kıtada hem satır sayısı 5’e çıkıyor hem de fazlalık olan satır kafiye düzenine uymuyor (aaaba).

Tarih düşümünün SON SATIRDA yer bulduğunu daha önce ifade etmiştik. O halde neden 41’ inci satır değil de 40’ ıncı satır diye sorulabilir?

İstiklâl Marşı’nın son satırı aslında bir tekrar satırıdır. İkinci kıtanın sonundaki HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLAL satırı 41’ inci satır olarak tekrar yazılmıştır. Tarih düşürülme olayını ele alırken bu yüzden tekrar satırı değil, bir üstündeki 40’ ıncı satır SON SATIR olarak değerlendirilmelidir.

Âkif, tarih düşürdüğü satırın 40’ıncı satır olduğunu açıkça belli etse de, 1339 rakamını yani İstiklâl Marşı’nın Hicri yazılış tarihini öyle kolay kolay bulunur halde vermiyor.

İstiklâl Marşı’nın 40’ ıncı satırının harflerinin ebced değerleri toplamı (şeddeler dikkate alınmadığında) 3074, (şeddeli harfler çift değerlendirildiğinde) 3374’ tür.

Tamiyeli ebcedde bir üstteki satıra atıfta bulunulduğunu daha önce ifade etmiştik.

39’ uncu satıra baktığımızda;

EBEDİYYEN SANA YOK IRKIMA YOK İZMİHLAL satırında Âkif’in iki hususa dikkat çektiği fark edilir.

Birincisi, hesaplamada çıkarma yapılması gerektiğinin ipucunu verdiği YOK ifadesidir. “Ebediyyen sana yok ırkıma yok” kelimelerinin ebced değerlerinin bir alttaki yani son satırdaki değerden çıkarılması gerektiği YOK kelimesi ile ortaya çıkmaktadır.

İkincisi, 39’ uncu satırın son kelimesi olan İZMİHLAL kelimesinin “YOK SAYILMASI” yani hesaplamada hiç dikkate alınmaması gerektiğidir. İzmihlal kelimesinin manasına baktığımızda “yok olma” manasını taşıdığı görülecektir.

“Ebediyyen sana yok ırkıma yok” kelimelerinin ebced değeri toplamı 746’ dır.

Son satırın ebced değeri 3074 olarak ele alınsa da, 3374 olarak ele alınsa da 746 rakamını bu rakamdan çıkardığımızda ortaya 2328 ve 2628 rakamları çıkmaktadır ki, bu hiçbir anlam ifade etmemektedir.

O halde 1339 rakamı nereye, nasıl gizlenmiştir?

İşte burada şahsımın ilk defa karşılaştığı başka bir usul ortaya çıkıyor. Son satırda kullanılan harflerin sadece bir kez ele alınmasıyla yapılan ebced hesaplamasında 2085 rakamına ulaşılır. 2085 rakamından 746 rakamını çıkardığımızda ise sonuç 1339 olur. Yani İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Hicri 1339 tarihi.

Şairi Muazzama, Millî Şair Mehmet Âkif; en büyük eseri olan İstiklâl Marşı’na tamiyeli ebced yöntemiyle tarih düşürmüş ve bu ölümsüz eserini yazdığı 1339 tarihini 39 ve 40’ ıncı satırlara gizlemiştir.

Ne büyük tevafuktur ki, Âkif’in İstiklâl Marşı’nın satırları arasına gizlediği şifre, yazıldığı tarihten tam 100 yıl sonra bulunmuştur. Ve yine ne büyük tevafuktur ki, bu şifreyi bulan kişi, İstiklâl Marşı’nın ilk kez gönderildiği Kastamonu’dan çıkmıştır.

Bu haber toplam 6139 defa okunmuştur
  • Yorumlar 2
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim