“18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü”nü vesilesiyle; Diyanet TV’de Demet Köseoğlu’nun sorularını cevaplandıran Arıcan,
“Bugün, Ramazan'ın on sekizinci günü. Rahmet ve bereket ayının tam ortasında, tarihimizin en büyük destanlarından birinin yıl dönümünü idrak ediyoruz: 18 Mart Çanakkale Zaferi! Bu zafer, vatanımızın ne büyük fedakârlıklarla korunduğunu, iman ve azmin nelere kadir olduğunu bizlere hatırlatıyor. Çanakkale yalnızca bir savaş değildir; bir milletin yeniden doğuşudur.
Vatan için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen Kınalı Kuzuların destanıdır. Bugün özgürce iftar sofralarımıza oturabiliyorsak, ezanlarımız semalarda yankılanıyorsa, bu, o büyük fedakârlığın ve sarsılmaz imanın eseridir. Rabbim bizlere de bu vatanı layıkıyla koruyabilme, birlik ve beraberlik içinde daim olabilme gücü versin. Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun. dedi.
Arıcan sözlerini şöyle sürdürdü:
Çanakkale Savaşı, Osmanlı'nın son kalesinin düşmemesine karşı verilen büyük bir mücadeledir. Osmanlı Devleti’ni tarih sahnesinden silmek isteyenler, aynı zamanda onun temsil ettiği İslam ruhunu da yok etmeyi amaçlıyordu. Balkanlardan başlayarak süregelen savaşlar, Osmanlı'nın yıkılışını hızlandırmak için birer bahaneydi. Ancak Gelibolu’da başlayan direniş, tüm bu planları altüst etti.
Çanakkale, bir varoluş mücadelesiydi; kazanılmasaydı, bugün bizler de olmayacaktık. Çanakkale Zaferi, sadece askeri güçle kazanılmadı; iman gücü ve şehadet ruhu en büyük zaferin anahtarı oldu. Seyit Onbaşı, Yahya Çavuş ve ismini bilmediğimiz nice kahraman, bu toprakları kanlarıyla suladı. O gün "yenilmez" denilen donanmalar, "batmaz" denilen gemiler, Allah’ın izniyle ve milletimizin azmiyle bozguna uğratıldı.
İngilizler ve müttefikleri, Çanakkale’yi geçmeyi bir formalite olarak görüyordu; oysa karşılarında sarsılmaz bir iman buldular. Bu destanı yazanlar yalnızca Mehmetçikler değildi; analar da oğullarını dualarla, kınalarla cepheye gönderdi. "Oğlum, yolun şehadet olsun" diyerek ellerinden uğurladılar. Bu ruh, sadece bir savaşın değil, bir milletin karakterinin göstergesidir.
Bugün de bu ruhu diri tutmalı, nesillerimize aktarmalıyız. Çanakkale yalnızca geçmişin bir hatırası değil, geleceğe ışık tutan bir şuurdur.Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri bu ruhun en büyük yansımasıdır. Daha zafer kazanılmadan, Akif kalemi eline aldı ve Çanakkale şehitleri için bir destan yazdı. "Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?" diyerek o büyük mücadeleyi kelimelere döktü. Akif’in yazdığı her satır, bir şehidin kanıyla yazılmış gibidir. Bugün bile okunduğunda yürekleri titreten bu dizeler, vatan sevgisinin, şehadet şuurunun…”
Haberin tamamı için:https://www.youtube.com/watch?v=WtnAefopErw&ab_channel=DiyanetTV
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.