Bir anlamda, Cumhuriyetçi Parti seçmenine tanınan önseçim-yoklama olanağı başlamadan bitmiş, Donald Trump, partisinin adayı olarak yerini garantilemiş olacak. Yani siz de ben de şu anda ABD seçim sonuçlarını 330 milyon Amerikalı gibi tahmin etme imkanına sahibiz. (Yüzde 50 şansla!)
Gerçi, Florida Valisi Ron DeSantis ve Güney Carolina eski valisi Nikki Haley ile mukayese edildiğinde Trump’ın dahi “daha iyi” bir tercih olarak belirdiği önseçimler, sıradan Amerikalı için bir seçenek sunmuyordu. DeSantis’in kendisini becerikli bir vali olarak konumlandırması, zaten soluksuz bir şekilde kampanyaya başladığını gösteriyordu. Nikki Haley’in ise siyonist Musevilerin ABD’deki STK’larında onların gözüne girmek için nasıl kırk çeşit takla attığını, onlardan aferin almak için laflarını nasıl evirip çevirdiğini zaten yıllardır takip edenler--bir dostumun ifadesiyle--“Nikki’nin ruhunu şeytana sattığına çok önceden kanaat getirmişti.”
Peki, bu durumda, bir çok gözlemcinin korktuğu olacak ve Kasım seçimlerinde, ABD gibi 160 milyon küsur kayıtlı seçmenin olduğu ülkede, sonuç 2020’deki gibi yedi bin oyla mı belirlenecek? ABD gibi geniş bir alanda binlerce farklı güvenlik kuruluşu tarafından sağlanmaya çalışılan seçimlerin güvenliği, iki aday arasındaki oy farkının bırakın yedi-sekiz bini, 70-80 bin olmasında bile kuşkuyla karşılanır. Nitekim, 2020 sonuçlarına Trump ve MAGA’cı şürekasının düşürmek istediği gölge, hala kaldırılamadı. Oylar hemen her yerde en az iki kere yeniden sayıldı; ama şu an “Trump’a oy vereceğim” diyen seçmenlerin yüzde 75’i hala, 2020 seçimlerine Biden ekibinin, Demokrat Parti’nin, Derin Amerika’nın veya Küreselcilerin (veya hepsinin toptan işbirliği halinde) hile karıştırdığı inancında!
Devamı: https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/hakki-ocal/abdde-barbie-biden-ve-trump-7069174
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.