Zira hakikatin, yalanın pençesine atıldığı bir yerde konuşulacak hiçbir şey yoktur.
Yalanın tarihi elbette insanlık kadar eskidir.
Lakin bugünkü yalancılık, çok geniş ölçekli ve teknolojik altyapılı bir tahkimat kazanmıştır.
Mantık ilmini de kendi çıkarları için kullanmayı iyi öğrenmiş bu yalancılık, eleştirinin eleklerinden de kolayca geçerek derinlemesine bilgi sahibi olmayan kitleleri etkisi altına alıyor.
Sosyolojiyi, psikolojiyi, antropolojiyi, inançları çok etkin bir şekilde yalanlarına dayanak yapabiliyorlar.
Postmodern çağ mahsulü bütün değersizleştirmelerin, Olivier Roy’un kastettiği düzleştirmelerin, Zygmunt Bauman’ın ifade ettiği kültürel sıvılaştırmaların, bahsettiğimiz yalancılıkta çok temelde bir yeri var.
Zira postmodernist kurguda anlam yoktur fakat yorumlar vardır…
Bu sayede yapı söküme uğramış bütün değerler ve hakikatler yalan siyasetçilerinin önüne atılmıştır.
Sosyal medyanın algoritmalarıyla oluşan filtre balonları, insanların sürekli ve kapalı bir devrede aynı yalanlara ya da benzer paylaşımlara maruz bırakılmasına imkân sağlıyor.
Devamı: https://www.dirilispostasi.com/yalan-siyaseti-ya-da-stratejik-yalan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.