• İstanbul 14 °C
  • Ankara 22 °C

İstanbul’da Edebiyat Bayramı

Mahmut BIYIKLI

Her yıl şehre bir muştu gibi gelen Edebiyat Festivali, bu yıl da bütün güzelliğiyle İstanbul'a misafir oldu. Yağan yağmura, şiddetli fırtınaya, soğuk havalara rağmen katılanların içini ısıttı.

Aralık ayı içerisinde samimi bir dost selamı gibi muhataplarını sardı sarmaladı. Yolunu bekleyenlerin, kendisini özleyenlerin ümidini boşa çıkarmadı. Elleri dolu geldi, yürekleri doldurmasını bildi. Uzak şehirlerden sırf kendisi için gelen kültür taliplilerinin, yıllık izine ayrılan memurların, vizeye girmeyip yola revan olan üniversite öğrencilerinin, kültüre sanata içtenlikle bağlı İstanbulluların gönüllerini hoş etti.

Bir hafta boyunca İstanbul’un kalbi Sultanahmet’te âdeta bir edebiyat bayramı yaşandı. Yüzlerden tatlı tebessümler hiç eksik olmadı. Bayram olur da ikram olmaz mı?.. Elbette olur. Misafirlere kitaplar ikram edildi, dergiler sunuldu. Fikir ziyafetlerinin yanında şiir ziyafeti ve müzik ziyafeti de hiç eksik olmadı. Tarihî Kızlarağası Medresesi’nin kapısı sonuna kadar açıldı, mekânın ruhuna uygun hazırlanan kültür şölenine herkesler buyur edildi.

Şairler, yazarlar ellerinde yeni eserleri, dillerinde edebî atmosfere uygun seçkin sözleriyle okuyucularıyla buluşup doyasıya sohbet ettiler. Şehrin hızlı akan trafiğine rağmen hayat bir haftalığına Sultanahmet’te, olabildiğince sakin aktı. Telaş yok, kaygı yok, problem yoktu. Ulusal ve uluslararası gündemlerin uzağında, tek gündemin şiir, roman, hikâye, deneme olduğu özel günler yaşandı. Nasibi olanlar geldi, güzelliğe ortak oldu.

ŞEHRİN KALBİNE ŞAİRLER DOKUNUR

Şiir gibi şehir olan İstanbul’a en çok yakışan faaliyet oldu Edebiyat Festivali. Şehrin insanına şehri yeniden keşfe çıkarmanın ve şehre Yahya Kemal gözüyle ve Ahmet Hamdi Tanpınar nazarıyla bakmanın çağrısını yaptı. Kendisi bir şiir olan şehre herkes şair duyarlılığı içinde yaklaşsaydı ne talanlar olurdu, ne tarih yağmalanırdı ne de doku bozulurdu. Şehirlerin kalbine en çok şairler dokunur.

“İnsanın en büyük erdemi şehir kurmak” ve “edebiyatçıların gayesi dünyayı güzelleştirmek” ise, şehirler bunun için insanlığa büyük imkânlar sunmaktadır. Mesela mimarlarla şairler arasındaki akrabalık çok derindir. Yalnız Sinan’ın ve Bâki’nin şahadetleri bile yeterli olur bu bağı teslim etmek için. Mimar şuurunu kaybederse şehir de şiirini kaybeder. Şiirinin mürekkebini şehrinin tütsüsünden ağıtan şair, göğüne şiirler sinmiş şehirler tahayyül eden bir mimar kadar değerlidir şehirlerin hatıra defterinde. Şiirin damarlarıdır şehirler ve şiir taze kan taşır şehrin şahdamarlarına.

HAYATIN MERKEZİNDEN…

Türkiye Yazarlar Birliği’nin 40. yılına atıfta bulunmak için temamız “Yazmak ve Yaşamak” olarak belirlendi. İyi ki de öyle oldu. Hayatının merkezine yazıyı koyanların, bu memleketin sızısını içinde duyanların destansı mücadelelerini de öğrenmiş olduk böylece. Özellikle açılıştaki Mustafa Özel’in konuşması manifesto niteliğindeydi. D.Mehmet Doğan ise yazıyı hakikatin dillendirilmesinde araç olarak görmesi mânidardı.

Türkiye’nin en büyük edebiyat organizasyonu olarak görülen İstanbul Edebiyat Festivali, altı gün sürdü ama hazırlıklar altı aydan beri yoğun şekilde devam ediyordu. Bu hazırlıklar neticesinde dünya başkenti İstanbul’a layık yakışır bir içerik hazırlandı. 40’a yakın oturumda 100’e yakın şair, sanatçı, edebiyatçı, akademisyen sanatseverlerle birlikte oldu. Edebiyatın farklı alanlarına dair birikimlerini paylaştılar. Dinleyicilerin konuşmacılara yönelttiği sorular da onların edebiyatla sıkı bir irtibatı olduğunu gösteriyordu.

Türkiye gibi sürekli her şeyin değiştiği, kurumsallaşamadığı bir ülkede, 10. yıla ulaşmak -İsmail Kılıçarslan’ın deyimiyle- tekil sayıdan çiftli sayılara geçmek, Festival’in artık geleneksel hâle geldiğinin en önemli göstergesi oldu. Bu vesileyle başlangıcından bugüne bu çalışmaya emek veren, yürek veren bütün yol arkadaşlarımızı hürmetle anıyorum.

ULUSLARARASI HEDEF

Gelenek oluşmuşsa geleceğe artık daha emin adımlarla yürüyebiliriz, demektir. Bundan sonraki senelerde uluslararası platformlarda İstanbul Edebiyat Festivali’nin bayrağını dalgalandırmak ödevi hepimizin üzerindedir. Edirne’den Kars’a uzanan çizgide yazan çizen değerli isimleri artık sınırların ötesine taşımada da Edebiyat Festivali bir köprü görevi görecek ve bu misyonu hakkıyla sürdürecektir.

VEFA GÜZELDİR

Güzelliklerini tek tek yazdığımızda yazı epey uzun olacak biliyorum; ama özellikle Festival geleneğinde en çok önemsediğimiz hususlardan birisinin “vefa” olduğunu belirtmeliyim. Akif İnan bir şiirinde, “Bütün elbiseleri yırtsak yeridir/ Yeter bize vefa” diyor. Biz vefayı kuşanarak bu Edebiyat Festivali’nde de edebiyatımıza büyük emek vermiş değerli ustalarımızla ilgili oturumlar gerçekleştirdik. Beşir Ayvazoğlu’nun yazarlığının 50. Yılı’nı unutmadık; kendine özel bir oturumla saygımızı sunduk.

Onur Konuğumuz olan Sevinç Çokum Hanımefendi için çok güzel oturumlar gerçekleştirildi. Kıymeti hakkıyla bilinmeyen usta yazar için bütün konuşmacılar gayet güzel hazırlanmışlar, uzaktan yakından koşarak gelmişlerdi. Özellikle Hocaların Hocası İnci Engünün’ün, talebesi Çokum hakkında konuşurken heyecanı ve mutluluğu görülmeye değerdi.

Yine Türk edebiyatının zirve isimlerinden İsmet Özel ile ilgili konuşmalar da Özel’in edebiyatımızdaki müstesna yerini bir kez daha ortaya koydu.

Samimiyetle yapılan çalışmaların sonuçları da her zaman bereketli oluyor. Özellikle Kamil Eşfak Berki için düzenlenen programın samimi havası bütün katılımcıları etkiledi. Uzun yıllardan beri edebiyata emek veren Berki’nin edebî çalışmalarının sağlıklı anlaşılması adına çok verimli bir oturum oldu.

ÖDÜL TÖRENİ

Festival’in son gününde ödül törenimiz vardı. Hikâyede Bahtiyar Aslan, denemede Savaş Ş. Barkçin, şiirde Mehmet Can Doğan, romanda Mehmet Sabri Genç Festival Büyük Ödülü’ne layık görüldüler. Bir de bulundukları yerlerde, çalıştıkları kurumlarda kültür sanat aşkıyla nitelikli ve derinlikli çalışmalara imza atan isimler vardı ki onların unutulmaması gerekirdi, unutulmadı da. Anadolu Ajansı’nda kültürün gözü kulağı olan Bünyamin Yılmaz’a; reyting yarışında kültür programlarını es geçen televizyonlar arasında inadına kültür, sanat ve düşünce diyen TV Net Yayın Müdürü İsmail Halis’e; gelenekli sanatçılarımızı derviş titizliğiyle gündeme getiren İbrahim Ethem Gören’e Şükran Beratları takdim edildi.

Göksel Baktagir ve Esat Kabaklı konserleriyle edebiyatın bayramı bu yıl için sona erdi. Seneye daha coşkulu geçmesi için de hazırlıklara şimdiden başlandı. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Mevlüt Uysal, Kültür Daire Başkanımız Rıdvan Duran, Kültür AŞ Genel Müdürümüz Kemal Kaptaner ve Milli Eğitim Müdürümüz Levent Yazıcı olmak üzere, destek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

Yaşasın Edebiyat; Yaşasın Kültür Sanat!..

Bu yazı toplam 528 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim