Necip Fazılı’ın lehine fikir  beyan edenler onun ilk dönemini cahiliye dönemi olarak adlandırdıkları  için önemsemezler. Bana kalırsa Necip Fazıl’ın ilk döneminde çağa  tanıklığı söz konusudur. Onu anlayabilmek için Tanzimat’tan bu yana  gelen modernizmi iyi tahlil etmek gerekir. Seküler çizgidekiler Necip  Fazıl’ı Baudelaire çizgisinde bir şair olarak görür. Baudelaire  modernizmin buhranını derinden yaşamıştır. 
Necip Fazıl da ilk döneminde bu bunalımı yaşamıştır. Modernizm bizde Abdülhak Hamit ile çocukluk dönemini yaşamıştır. İkinci aşama Servetifünun edebiyatıdır. Bu dönemlerde henüz bir kırılma yoktur. Üçüncü aşama ise Ahmet Haşim’in görünen maddi dünyadan tatmin olmayınca mükemmel bir sanal dünya kurarak kendisini teselli ettiği aşamadır. Bu aşamada da yine kriz yoktur aslında. Kendi hayali dünyalarında insanlar mutludur. Necip Fazıl ise modernizmin krizini yaşamıştır. Onun ruhunda kırılma olmuştur.
Necip Fazıl ilk döneminde geceye rağmen gündüzden kaçan bir adamdır. Aslında onun bu dönemde gündüzden kaçması realiteden uzaklaşmak istemesindendir. Aslında bu durum Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gençliğin karakteristik özelliğidir. Tanzimat’la birlikte bize gelen aydınlanma felsefesinin rasyonalizm boyutu yanlış aydınlar tarafından dogmatik akıl şeklinde empoze edildi. Cumhuriyet döneminde bu zihniyetteki aydınlar kendi dünyalarında döndüler. Bir çeşit kriz yaşadılar. Necip Fazıl ise 1934 yılında mutlak İslam’la kendi iç nizamını kurmuş ve bu krizden kurtulmuştur. Necip Fazıl bohemlikten insanlığa intikal etmiş bir şairdir. Mümin olmak Müslüman olmayı gerektirir. Batı modernizmi ise insanı ilahlaştırmıştır. Hümanizm başlangıçta baskıcı kiliseye karşı insan özgürlüğünü savundu. Böylece modernizm insanı böcekleştirdi. Franz Kafka’nın Değişim’nde bunu görebiliriz. İnsan kapitalizmin makinenin emrine verildi.
Bu buhranı yaşayan bir şair de Orhan Veli’dir. Ancak Orhan Veli düşüncelerini komik bir şekilde anlattı. Necip Fazıl ise aynı düşünceleri trajik bir şekilde ele aldı.
İslam’ı anlamayan kendisini bohem hayatına verir, düşünmek istemez. Kaldırımlar şiiri modern krizin ifadesini bulduğu önemli bir şiirdir. Necip Fazıl ilk dönemde krizin patlamalarını yaşar. Necip Fazıl’ın ilk dönemini anlamak için Yahya Kemal ile Mehmet Akif’i de bilmemiz gerekir. Necip Fazıl ikinci dönemde mücadelecidir. Oysa o bugün bile tam olarak anlaşılamamıştır. Onun özgüveni sonsuzdur. Zaafı yoktur. Korkusu yoktur. Büyük Doğu’yu üretmiştir. Bu aslında büyük Türkiye’dir. N. Fazıl uyarıcıdır. Şairler, düşünürler milleti uyarmak için vardır. Müslüman Türklerin iki temeli vardır. Müslümanlık ve Türklük. Oğuz Kağan’ın hedefi Necip Fazıl’da yüce peygamberin kılavuzluğunda gerçekleşmelidir. Oğuz Kağan vurgusunu Büyük Doğu Marşı’nda görebiliriz. Necip Fazıl Türk milletine şuur veren bir şairdir.
Mustafa Durdu
Necip Fazıl da ilk döneminde bu bunalımı yaşamıştır. Modernizm bizde Abdülhak Hamit ile çocukluk dönemini yaşamıştır. İkinci aşama Servetifünun edebiyatıdır. Bu dönemlerde henüz bir kırılma yoktur. Üçüncü aşama ise Ahmet Haşim’in görünen maddi dünyadan tatmin olmayınca mükemmel bir sanal dünya kurarak kendisini teselli ettiği aşamadır. Bu aşamada da yine kriz yoktur aslında. Kendi hayali dünyalarında insanlar mutludur. Necip Fazıl ise modernizmin krizini yaşamıştır. Onun ruhunda kırılma olmuştur.
Necip Fazıl ilk döneminde geceye rağmen gündüzden kaçan bir adamdır. Aslında onun bu dönemde gündüzden kaçması realiteden uzaklaşmak istemesindendir. Aslında bu durum Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gençliğin karakteristik özelliğidir. Tanzimat’la birlikte bize gelen aydınlanma felsefesinin rasyonalizm boyutu yanlış aydınlar tarafından dogmatik akıl şeklinde empoze edildi. Cumhuriyet döneminde bu zihniyetteki aydınlar kendi dünyalarında döndüler. Bir çeşit kriz yaşadılar. Necip Fazıl ise 1934 yılında mutlak İslam’la kendi iç nizamını kurmuş ve bu krizden kurtulmuştur. Necip Fazıl bohemlikten insanlığa intikal etmiş bir şairdir. Mümin olmak Müslüman olmayı gerektirir. Batı modernizmi ise insanı ilahlaştırmıştır. Hümanizm başlangıçta baskıcı kiliseye karşı insan özgürlüğünü savundu. Böylece modernizm insanı böcekleştirdi. Franz Kafka’nın Değişim’nde bunu görebiliriz. İnsan kapitalizmin makinenin emrine verildi.
Bu buhranı yaşayan bir şair de Orhan Veli’dir. Ancak Orhan Veli düşüncelerini komik bir şekilde anlattı. Necip Fazıl ise aynı düşünceleri trajik bir şekilde ele aldı.
İslam’ı anlamayan kendisini bohem hayatına verir, düşünmek istemez. Kaldırımlar şiiri modern krizin ifadesini bulduğu önemli bir şiirdir. Necip Fazıl ilk dönemde krizin patlamalarını yaşar. Necip Fazıl’ın ilk dönemini anlamak için Yahya Kemal ile Mehmet Akif’i de bilmemiz gerekir. Necip Fazıl ikinci dönemde mücadelecidir. Oysa o bugün bile tam olarak anlaşılamamıştır. Onun özgüveni sonsuzdur. Zaafı yoktur. Korkusu yoktur. Büyük Doğu’yu üretmiştir. Bu aslında büyük Türkiye’dir. N. Fazıl uyarıcıdır. Şairler, düşünürler milleti uyarmak için vardır. Müslüman Türklerin iki temeli vardır. Müslümanlık ve Türklük. Oğuz Kağan’ın hedefi Necip Fazıl’da yüce peygamberin kılavuzluğunda gerçekleşmelidir. Oğuz Kağan vurgusunu Büyük Doğu Marşı’nda görebiliriz. Necip Fazıl Türk milletine şuur veren bir şairdir.
Mustafa Durdu



































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.