• İstanbul 25 °C
  • Ankara 19 °C

Mustafa Aydoğan: Nesnelerin Hikâyesi: MASA

Mustafa Aydoğan: Nesnelerin Hikâyesi: MASA
Klasik şiirimiz masasızdır.Her anlamda.

Modern şiirimiz ise masaya çok şey borçludur.
*
Bazı yazarlar kahvehanelerde, parklarda yazdıklarını söylüyorlar. Bana sanki şaka yapıyorlarmış gibi geliyor. Onlar söylerken çok ciddiler elbette ama işte bana şaka gibi geliyor.
Benim yazı mekânım, evim ve evdeki masamdır.

*
Yemek masasında ömür geçiren yazarlar tanıyorum. Evlerinin salonundaki yemek masası belki de yemekten çok yazıya mekân olmuştur.
*
Öğretmen masası, karşılaştığımız ilk üstün kişi masasıdır.
Yaşadıkça, üstün kişiler ve onların masaları hayatımızda geçici manzaralar oluştururlar.
Zamanla silinirler.
*
Ahşap masa ağırdır.
Ahşap kitaplık da öyle
Kitaplar da öyle.
Toprağa yaklaştıkça ağırlık artıyor galiba:
Kağıt. Kitap. Masa. Ağaç. Toprak.
*
Yerden uzaklaştıran çoğu şey gibi:
Masa da Batı’dan.
*
Masanın yenilgiyi hatırlatan bir tarafı da var.
Yakın tarihimiz bu açıdan epey zengin:

Minderde yendik.
Masada yenildik.

Rakiplerimizi mindere çekebilecek miyiz yeniden?
*
Masam cam.
Metal ayaklı.
Güzel kesimi var tablasının.
Yedi yıldır güzel üstelik.
*
Devamı: https://www.sadeimge.com/2024/06/07/nesnelerin-hikayesi-masa-mustafa-aydogan/

Bu haber toplam 148 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim