“Ülkemizi de etkileyen global hegemonya mücadelelerinin ‘orta’sına doğru” ilerleyelim…
Düne kadar Batı Asya-Kafkasya-Ortadoğu üçgeninin en yakıcı gündem başlığı, İran Cumhur-başkanı’nın helikopter kazasında hayatını kaybetmesiydi…
Küresel ilgiyi çekmesinin sebebi de, bölgedeki cephelerin yandığı anda gerçekleşmesiydi. Helikopter düştüğünde Gazze’nin üzerine benzin döken Tel Aviv-Tahran ‘vuruşmasından’ taze çıkmıştık…
Hatırlayalım; karşılıklı saldırıların izahı “anlaşmalı” olduğu şüphesiydi. Buna göre, İran ve İsrail birbirinin varlığını beslemeye dayanan örtülü bir mutabakat içindeydi. ‘Spekülasyonlar’ kutusunun içinden çıkarmalıyız bunu. Mutabakat var. Ama İran-İsrail değil, ABD-İsrail arasında. Ve bu örnekte ikisi aynı
şey değil…
İsrail’in Suriye’de İran konsolosluğunu vurması, Washington’dan “habersiz” gerçekleştiği için Amerika’yı kızdırmıştı. Savaşın bölgeye yayılmaması için siyaseten mutabık kalan İran ve ABD, “karşılık verilirken” kıvamın kaçmaması için anlaştı. Bu gerçek. Öyle gerçek ki, Umman’da bunun için ‘ortak karargâh’ bile kuruldu!
KUTUPLARIN MANYETİĞİ: İRAN!
Konuyu yeniden açmamızın sebebi, Umman’daki toplantının aslında, “Ortadoğu’daki gerilimi kontrol altında tutma gizli toplantısı” olması, yani daha genel/büyük masanın kurulmuş olmasıydı. İsrail bunda iddialı. Sızdıran da onlar…
Öyle ki, Irak ve Suriye’de terör örgütü PKK’nın daha kallavi “siyasi” adımlar atması konusunda da bir dosyanın açıldığı yönünde tekrarlanan iddialar bulunuyor; Suriye’de PKK’nın bir seçim yaparak, Irak’ta kendine ait gerçeklerle de buluşturarak bir oldubitti devleti yaratma girişimine soyunması…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.