Ramazan’ı hüzünlerle uğurladığımız günler dün gibiydi. Yeni Ramazan’ları kimler görebilirdi? Derken, işte geldi yine, çok şükür. Bereketiyle, feyiz ve rûhâniyetiyle gölgesi üzerimize düştü yine. Şehrimize, sokak ve caddelerimize bir hareket ve heyecan geldi. Pazarlarımıza bolluk ve bereket getirdi. Kalplerimizde târîfi imkânsız bir kıpırtı, evlerimizde tatlı bir telâş… Bundan dolayı Allah’a ne kadar hamd ve şükretsek azdır.
Evet, Ramazân-ı şerîf geldi yine.
Bizi arındırmak, paklamak için bir fırsat daha verdi bize Yaradan’ımız. Günahlarımızdan pişman olmak, hatâlarımızı tâmir etmek, daha doğrusu kendimize çeki düzen vermek için bir yeni sayfa daha açtı önümüze. Affedici ve bağışlayıcı olan Rabbimiz yine merhamet etti bizlere. (ilimveirfan.com’dan istifade ile)
Ramazan’ın gelişine kimler üzülür, kimler sevinir?
Bu, Allah ve Resûlüne yakınlık-uzaklığı belirleyen bir durumdur. Bir saf tutma, duruş belirleme ve belirtme hâlidir. Ramazan gelince üzülenler ve sevinenler aynı safların insanı olamazlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.