Cumhuriyet'le birlikte medreselerin kapatılmasının olumsuz sonuçları üzerinde durdu. Din ve bilim eğitiminin birbirinden ayrılmasının, din adamları arasında bilime, bilim adamları arasında da dine saygısızlığa; karşılıklı bağnazlıklara yol açtığı kanısındaydı. Bağnazlıklar konusunda kendisine tümüyle hak veriyorum. Evet, din bilime, bilim dine saygılı olmalı. Bunu sağlamanın yolu din ve bilim eğitimini birleştirmek midir? Ben o kanıda değilim. Dinle bilimin alanları farklı; biri maneviyat ve ahlakla, öteki elle tutulan, gözle görülen dünyayla ilgili. Dini bilimin, bilimi dinin yerine koyma girişimlerinden insanlık çok çekti. Bana göre, her alanda olduğu gibi eğitimde de çare çoğulculuk. Muhakkak ki bilimsel ve dinsel eğitim verenler yanında, ikisini birden veren okullar da olabilir.
Sadettin Hoca nedenleri iyi tahlil edilmediği için şiddetin bu kadar yıkıcı bir sorun haline geldiğinden de söz etti. Şiddetin şiddetle, insanların yüreklerine korku salarak önlenebileceğine dair anlayıştan uzaklaşıldıkça, çözüm yoluna girilebileceğini söyledi. Tamamen haklıydı.
Son olarak artık yerinde yeller esen Kale'ye tırmandık. Oradan Botan nehrinin güzelliklerini, üzerindeki (FB ikinci başkanı Nihat Özdemir'in şirketi tarafından inşa edilen) baraj ve hidrolik santralları, çevreye yayılan okulları ve hemen yanı başlarındaki camileri seyrettik. Çevre illerden otobüslerle gelen öğrencilerle karşılaştık. Bazıları bizlerle fotoğraf çektirmek istedi. Öğretmenlerinden biri, sempati nişanesi olarak bana "Yirmi Altıncı Söz" başlıklı Nur risalesini hediye etti.
Tillo'dan yaklaşık 90 yıllık katı laiklik uygulamalarına rağmen, dindarlığından hiç kaybetmeyen "Derin Türkiye"nin derinlerinde olduğum duygusuyla ayrıldım.
12.05.2012 Zaman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.