• İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

Şehirlere hâlâ şehir olarak bakmamız, kendimize ait bir dili devam ettirme isteğimizden kaynaklanıyor

Şehirlere hâlâ şehir olarak bakmamız, kendimize ait bir dili devam ettirme isteğimizden kaynaklanıyor
Yazar M. Ali Köseoğlu, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından gerçekleştirilen “Şehir Okumaları” programına konuşmacı olarak katıldı.

Konya, Malazgirt, Edirne, Bursa, İstanbul, Ankara, Erzurum, Kayseri, Şanlıurfa, Tokat, Van, Malatya, Kıbrıs ve Yozgat’ın ardından on altıncısı düzenlenen şehir okumalarının konuğu olan Köseoğlu, Muğla, şehir, kentleşme, Muğla ve kültürü gibi muhtelif meseleler üzerine Mehmet Önder Karakaş’ın sorularını yanıtladı.

07.09.2020 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği'nin instagram hesabından canlı olarak yayınlanan söyleşiye katılan M. Ali Köseoğlu; Muğla’nın hem bilinen hem de bilinmeyen bir şehir olduğunu ifade etti. Muğla’da kaldığı dört yıllık süreç içinde Menteşe’deki Muğla kitabını kaleme alan Köseoğlu; Muğla’da bize ait bir şehri keşfettim, dedi.

Muğla ile Konya arasında kurmuş olduğu bağdan bahseden Köseoğlu; Türkiye’de hangi şehir yazılırsa yazılsın biraz Konya’nın yazılmış olacağını ifade etti. Muğla ile Konya arasında Mevlevilik ve Selçuklu’dan kalan bir bağ olduğunu belirten Köseoğlu; şehirler arasında derun ve derunî bağlar olduğunu sözlerine ekledi.

Muğla’nın kendine has bir ev mimarisi olduğunu ifade eden Köseoğlu; Türkler ve Rumların evleri arasındaki mimari farkı ortaya koydu ve inanç sistemlerinin dünyayı algılayış biçimlerine olan tesirinin şehirdeki ev yapısındaki sonuçlarından bahsetti. 1922 yılına kadar şehirde Türkler ve Rumların birlikte yaşadığını ve bu sebeple şehirde iki ev tipinin yaygınlık gösterdiğini ifade eden Köseoğlu; Türk evlerinin zemin katında pencere olmadığını, Rum evlerinin zemin katlarında ise pek çok pencere bulunduğunu, birinin dışarıya diğerininse içeriye dönük bir yapı arz ettiğini sözlerine ekledi.

Şehirlerin ruhunu canlı tutmak için yazdığını söyleyen Köseoğlu; Muğla’nın kültürel kodlarından birisi olan Efelik ve lakaplar için de ayrı bir başlık açtı. Bu kültürel unsurların devamlılık gösterdiğini belirten M. Ali Köseoğlu; lakaplar ile efeliğin birlikte anılabileceğini ifade etti.

Şehir, kent ve kentleşme kavramları üzerine de fikirlerini belirten yazar; şehirlere hâlâ şehir olarak bakmamız, kendimize ait bir dili devam ettirme isteğimizden kaynaklanıyor, dedi. İslam şehirlerinin “Pazar kurulur, Cuma kılınır.” bir hüviyete sahip olduğunu söyleyen Köseoğlu; gönle dair olanın şehir, bunun tam zıttına sahip olanınsa kent olduğunun altını çizdi.

Muğla ve turizm başlığına ayrıca değinen M. Ali Köseoğlu; Muğla’nın tarihi ve turistik mekanlarını izleyicilerle paylaştı.

Bu haber toplam 930 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim