Programa TYB Genel Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Yaşar Kaplan'ın “Aylık Dergi”sinde yetişmiş şair hikayeci ve akademisyenler ile ailesinden kişiler katıldı. Yaşar Kaplan'ın kitaplarını okumuş çok sayıda kişi de programda hazır bulundu.
Program, ilahiyatçı öğretmen ve ses sanatçısı Faruk Arslan'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ve meallerini okumasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinden sonra, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan kısa bir açış konuşması yaptı.
Doğan, Yaşar Kaplan'ın Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olduğunu ve Türkiye düşünce ve edebiyatına önemli katkılarda bulunduğunu, cezaevinde bulunduğu süreçte kendisiyle yazıştığını ancak o mektupları arşivinde bulamadığını, bulduğu takdirde de yayınlayacağını söyledi. Doğan, Kaplan’ın şiddete bulaşmak istemeyen gençleri etrafında toplayarak onları, şiir, edebiyat ve tefekkür alanına yönlendirmiş olmasının mühim bir hizmet olduğunu da ilave etti. Doğan konuşmasını Almanya yıllarının da Türkiyeli okurlarına anlatılması için çalışmalar yapılmalı diyerek bitirdi.
“Yaşar Kaplan’a Vefa” programının oturum başkanlığını aylık dergide görev almış M. Yavuz Ay yaptı. Ay, diğer konuşmacılara söz vermeden önce Kaplan’ın biyografisi ve özgeçmişi hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı. Ay, onun kitaplarından da söz etti ve yanında getirdi, ceza almasına sebep olan en önemli kitabı “Demokrasi Risalesi”nden parçalar okudu. Yavuz Ay, gördüğünüz gibi Demokrasi Risalesi bugün de hala güncelliğini koruyor, diyerek sözü Arif Dülger'e bıraktı.
Arif Dülger, Yaşar Kaplan ile tanışıklığının nasıl başladığını, aylık dergide neler yaptıklarını teferruatlı olarak anlattı. Kimliği ve kişiliği hakkında bilgiler verdi. Dülger, Yaşar Kaplan’ı “bir sanatçı olarak Allah’ın adını edebiyat yoluyla yüceltmek isteyen, bunun için cehd ve gayret gösteren bir Müslüman” olarak tarif etti. Dülger, Yaşar Kaplan’ın “Hikayeci Yaşar Kaplan”, “Dergi yöneticisi Yaşar Kaplan” ve “Mütefekkir Yaşar Kaplan” olarak incelenmesi gerektiğini dile getirdi. Dülger, Yaşar Kaplan, “özü sözü bir” şahsiyetli Müslümandır, diyerek onun karakterini vurguladı.
Yavuz Ay, Şair Sıtkı Caney’e söz verdi. Caney, ben kısa konuşacağım diyerek sözlerine başladı ve zaman zaman boğazı düğümlendi. Caney “Yaşar Kaplan önümüzü açan bizi yüreklendiren bir abi olarak yetişmemize büyük katkıda bulunmuştur” dedi.
Aylık Dergide yetişmiş önemli isimlerden biri olan Hicabi Kırlangıç, Kaplan ile tanışıklığının lise yıllarına dayandığını söyleyerek konuşmasına başladı. Kaplan’ın gençleri bir araya getirerek tanıştırdığını bu yönüyle de anılması gerektiğini söyledi. Kırlangıç, ben Ankara’ya Üniversiteye gelirken asıl amacım “Aylık Dergi Üniversitesi”ne gelmekti bunu da başardım dedi. Bir defasında Ercümend Özkan’ın “Yaşar’da ne buluyorsunuz? diye latife ettiğini anlatınca salonda gülüşmeler oldu. Kırlangıcın içten ve samimi konuşması herkes tarafından beğenildi.
İbrahim Eryiğit, Aylık Dergide yetişmiş bir şair olarak kürsüye geldi. Yaşar Kaplan, üç sene benim hiçbir şiirimi yayınlamadı. Sürekli üstünü çiziyordu. İyi ki öyle yapmış. Onun bu yöntemi sayesinde önümüz ışıdı. Dedi.
Söz hakkı aile efradına gelince ilk konuşmayı kardeşi İbrahim Kaplan yaptı. Kardeşi, daha çok onun kişisel özelliklerinden bahsetti ve ne iflah olmaz bir dava adamı olduğunu vurguladı. Abisinin kendilerini yetiştirmek için ilk gönderdiği kitabın “gül yetiştiren adam” olduğunu söyledi. Ardından kız kardeşi ve daha sonra diğer kardeşi de aralarındaki münasebetlerden bahsettiler.
Anma programı konuşmalardan sonra dinleyicilerin Yaşar Kaplan ile aralarında geçen hadiselerin konuşulduğu bir hatıra sohbetine dönüştü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.