Ahmet Doğan İlbey: Dergiler ve yazılar

Semerkand Dergisi’nin Aralık 2019 sayısında iki değerli yazı var:  Ali Yurtgezen hocanın “T. Ziya Ergunel” müstearıyla yazdığı “Gönül aşka mesken” ve gerçek ismiyle yazdığı “Hiç” adlı yazılar kalbe şifa veren ve zihni ârızalı olanların dimağını tâmir edici yazılardır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin “Cân u dilde (canda ve gönülde) hâne kıldın (mesken tuttun) âkıbet (sonunda) Sen beni mestâne (sarhoş) kıldın âkıbet…” diye başlayan ilâhîsinin şerhi olan “Gönül aşka mesken” yazısı gönle sürur veren bir yazı. 

“Hiç” adlı yazı, özellikle genç kitleyi dört koldan saran modern cehâletin derin bir örneğine temas ederek, “Hiç” yazılı bir “hat” yazısını arkadaşlarının bileğindeki dövmeye benzeten iki gencin acıklı hâlini anlatıyor. Mensup olduğu milletin ve medeniyetin değerlerine bilmeyen gençlerin yüzlerce cehâletinden biri anlatılıyor bu yazıda. Selimiye Müzesi’ni sözde ziyaret eden iki genç  “Hiç” yazılı “Hat” örneğini arkadaşlarının bileğindeki dövmeye benzetmesi bu ülkenin derin bir yarasının daha da derinleştiğini hatırlattı. Adı geçen yazıdan okuyalım:

“Edirne’de Selimiye Müzesi avlusundadaki bir hüsni hat sergisini gezerken iki gencin konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. Modern giyimli bu iki genç ilgisiz bir tavırla öylesine dolaşıyorlarken birden bir hat tablosu önünde durup yüksek sesle konuşmaya başladılar. Şaşırmış gibiydiler. Birisi; -A, bak bu filancanın bileğindeki dövme, dedi. Diğeri; -Evet evet, aynısı, diyerek doğruladı onu. Ne kadar hoş bir ‘kaligrafi’ olduğundan falan bahsettiler. En çok da bu dövmeyi yaptırdıktan sonra adını andıkları kişinin popülaritesi nasıl arttığına dair tanıklıklarını aktardılar birbirlerine. Önünde durdukları hüsn-i hat levhasında ‘hiç” yazıyordu. Hattatlar ve bu hattı duvarlarına asan eskiler, bir gün ‘hiç’ yazısının popüler olmaya, başkaları tarafından tanınıp bilinmeye âlet edilebileceğini hiç düşünmemişlerdi herhalde. Çünkü insanlar mahviyyete, yâni kendilerini yok hükmünde görmeye, başkalarınca tanınıp bilinmemeye çağıran tasavvufî bir ikazdı bu yazı. (…) Tasavvufun evveli de ahiri de mahviyettir.  Evvelindeki mahviyyet: ‘Neyin ne olduğunun ben bilirim, ben belirlerim’ iddiasındaki benliği terk etme zaruretini kabuldür.  Yine bir ön kabul olarak kişinin kendisini önemli, değerli, üstün ve kudretli görmekten, kendini beğenmekten imtşna etmesi gerektiğine rıza göstermesidir. Bunlar nir mürşid-i kâmile teslimiyetin de şartlarıdır aynı zamanda. Zira ancak tevazu ile, kusur ve aczini bilerek, kendini ber şey sanmadan bir ‘hiç’ olarak Allah dostlarının kapısına varanlar yol alırlar. (…) İşte ‘hiç’ hattı bunları hatırlatmak için yazılır ve bunları hatırlatsın diye eskiden özelikle dergâh ve tekkelerin duvarlarına asılırdı…”

Modern cehâetin ve modern bilgi istilâsının hızlandığı bir zamanda Müslüman kalmaya direnenleri ayıktırıyor, ikaz ediyor, şuurlandırıyor bu yazı. “O levha ne hatırlatır?”, “Ben demenin türlü yolları”, “Kendimizi kime beğendirelim?” ara başlıklarıyla bu ihatalı yazının bütününü okumak gerek.

Heybemizde Kelimeler

“Verin benim kelimemi!”

Böylesine anlamlı ve çağrışımı olan bir dergi adını duyduğunuzda neler hissedersiniz? Fakîr ziyadesiyle duygulandı ve Necip Fâzıl üstadın mısraından hareketle “Kimbilir nerdesiniz /Geçen dakikalarım / Kimbilir nerdesiniz / Yıldızların, korkarım / Düştüğü yerdesiniz / Geçen dakikalarım” diye inledi ve “ah, gençliğim!” dedi. Çıkan her yeni dergi kalbime ve dimağıma yazılırdı önce. Çıkan her dergiyi ben çıkarıyordum âdeta.

Türkiye Yazarlar Birliği Kahramanmaraş Şubesi Başkanı şair ve türküdar Fazlı Bayram, Şube Başkan Yardımcısı eğitimci Enver Çapar ve Yönetim kurulu üyesi basın yayın uzmanı Mehmed Yaşar’ın teşvikleriyle ve Şube Mes’ul Müdürü Mustafa Cihan Alliş’in editörlüğünde yayınlanan “Heybemizdeki Kelimeler.blogspot.com” sitesi yayın hayatında yeni olmasına rağmen, kitap takipçisi ve okuyucularının ilgisini çekiyor. Kitap tanıtım yazıları, kitap monografileri, kitap ve yazarları konulu kısa yazılarla yola çıkan kitap, kültür, edebiyat dergisi “Heybemizdeki Kelimeler” internet dergiciliğinde yol alacak bir duruşa sahip. Yayın müdürlüğünü şair ve hikâyeci Hasan Ejderha’nın yaptığı, Hasan Keklikçi, Enver Çapar, Yasin Mortaş, Mehmed Yaşar, Fazlı Bayram, Ferhat Ağca, Musa Yıldız, Ömer Faruk Günay, Nurcihan Kızmaz, Hidayet Bağcı, Fatma Betül Yıldız, Fatma Yasemim Sarı, Sefa Doğan, Cahit Öztürk, Ferhat Altun, Hasan Bazı, M. Alper Taş, Samet Yurttaş, Doğu Türkistanlı Mustafa Muhammed, Dilara Deveci, Ahmet Özmen Kılıç, Hatice Çimen gibi isimlerin yazdığı uzun soluklu ve bir hayli okuyucusu olan “Kültür Sanat Edebiyat dergisi Yoldaki Kalemler” e kardeş bir dergi doğdu desek yeridir. Çünkü, Heybemizdeki Kelimeler dergisini hazırlayan ve yazanlar Yoldaki Kalemler’de de yazan isimlerdir. Heybemizdeki Kelimeler, sesini, istikâmetini ve gayesini âmâ üstad Cemil Meriç’in sözleriyle duyuruyor: “Bizler ki, başları aynı kitaplara eğilmiş kimseleriz. Bizden yakın akraba mı olur?”

Sade bir mizanpaja sahip bu dergide yazan isimler şöyle:

Kitap Şuuru- Nevzat Kösoğlu (iktibas)

Fazlı Bayram / Modern Türk münevveri İhsan Fazlıoğlu’nun eserlerine dair birkaç söz (1-2-3)

Enver Çapar /  Kepeneğin Düşleri

M. Cihan Alliş / Yaşayan insan ilmi

Forsa- Ömer Seyfetttin (iktibas)

A.Enbiya Uzdil / Mustafa Çiftçi ile tanışma

M. Ensar Özdemir / Gurbet elde bir hâl

Miraç Doğantekin /Bahaeddin Özkişi ve Göç Zamanı

Miraç Doğantekin / Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu kitabına bir izah

Zevahir

Dergiden söz edilince genç kalemlerin dergisi Zevahir (zevahirdergi@gmail.com) dlı derginin Kasım’ 2019 / 3. sayısını, gönül ve zihnin şifası dediğimiz edebiyat adına bir daha duyurmak istiyorum. Türkiye Yazarlar Birliği Kahramanmaraş şubesinin, yâni Fikir ve Gönül Dükkânı’nın müdavimi olan liseli ve üniversiteli gençlerin çıkarttığı edebiyat ve kültür sanat dergisidir Zevahir.

Kendilerinden emin bağımsız bir duruşları var. Bu duruşlarını derginin künyesinde “Dergimiz Kültür Bakanlığının gölgesinden faydalanmamaktadır. Bundan onur duyuyoruz” beyanlarıyla göstermektedirler. Bu yola çıkarken kendilerine cesaret versinler diye ağabeylerinin hikâye ve şiirlerine de yer vermişler ve şiir üzerine röportaj yapmışlar.

“Üdeba” namıyla maruf Mehmet Raşit Küçükkürtül’ün teşvikiyle, Ahmet Turan Bayraktar’ın editörlüğünde çıkan derginin Yayın Kurulunda Emre Hacıarap, Aziz Can Karakoyun, Mehmet Bozdağ yer almaktadır. Derginin önceki sayılarında Ahmet Turan Bayratar, Mehmet Bozdağ, Osman Emre, Aziz Can Karakoyun, Ömer Faruk Günay, Kadirşinas,  Serap Uzanır, Cebrail Avcı, A-LA, Ahmet Hüsrev Yener, Safa Gayret, Fazlı Bayram, İparhan Uygur, Hasan Ejderha, Hasan Keklikçi imzalarının bulunduğu Zevahir samimi içten ve edebî bir kimliği haiz bir dergidir. Derginin bu sayısında yazanlar:

Nevbahar (şiir) / Kadirşinas

Hasan Keklikçi /Yahya’nın Dövizi (hikâye)

Yasin Mortaş Röportajı / Zevahir Çetesi

Cumhuriyet Savcılığına (şiir) / Furkan Turna

İtiraf (şiir) /Aziz Can Karakoyun

Anadolu’da çocuk olmak (şiir) / İsmail Akkaya

Dedemin Hikâyesi (anı) Hasan Ejderha

Davut’a Özür (şiir) Emre Hacıarap

Şiir / Mehmet Bozdağ

Anadolu Çocuğu (şiir) Ferhat Altun

Cemiyet Kusur Bulmaya Bayılır (şiir) Safa Gayret

Banka Sistemi Nasıl Çökertilir (anı) / Mustafa Cihan Alliş

Eski Dost Yeni Sevgili (şiir) / Mustafa Karatut

Fıskiye Memuru (şiir) A. Turan Bayraktar

Korku Ağacı (öykü) / Muhammed Faruk Sezginer

Çizgiler (deneme) / Ömer Faruk Günay

Sonbahar I (şiir) / Mehmed Yaşar

Tiyatro (şiir) / Talha Kılçık

“Çin’in Yiwu şehriyle kardeşlik protokolü” Kahramanmaraş’a ihânettir (deneme)

Hece Taşları

Yayın Müdürlüğünü şair Tayyib Atmaca’nın yaptığı Hece Taşları Aylık Şiir Dergisi Aralık 2019 / 58. sayısıyla gelenekli hece şiirleriyle ve şiir üzerine mutevalı mülakatlarıyla çizgisine devam ediyor. Bu sayıda yazanlar:

Muhsin İlyas Subaşı, Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Yetik Ozan - Âşık Firkatî, Ahmet Bican Ercilasun, D. Cem Gürdal, Osman Fermanoğlu, Hüseyin K. Ece, Mehmet Güneş, Semra Kaygun, Tayyib Atmaca, Ahmet Özdemir, Mehmet Osmanoğlu, Mustafa Kütükçü, Songül Özen, Muzaffer Uslu, Mevlüt Yavuz, Âşık Tubetli, Ahmet Yıldırımtepe, Aslan Avşarbey, Ahmet Urfalı, Muradov Sövdəyar, Əjdər Yunus Rza, Şenol Korkut