Darbeciliğin temelinde milleti yok saymak vardır.
Halk 15 Temmuz’da “Milleti hiçe sayarak varılacak bir yer yok!” dedi.
Türkiye’yi 1960’lardaki, 1980’lerdeki ve 28 Şubat sürecindeki karanlık darbe günlerine döndürmek isteyen iç ve dış mihraklar halkın iradesi karşısında hiç bir şanslarının olmadığını 15 Temmuz’da gördüler.
Bu topraklarda hür irademizle varolmaya devam edeceğiz!
Asıl güç silahta değil, ülkesine, devletine ve demokrasiye sahip çıkan halktadır. Top, tank ve bütün silahlar, düşmana karşı kullanılmak içindir. Bu amacın dışına çıkıldığı zaman zorbaların aracı olur, geri teper ve kullananı imha eder.
Milletimiz 15 Temmuz’da bin yıllık varlık şuuruyla devletine, hükümetine sahip çıkmıştır. Demokratik sistemi işler halde tutma konusunda halkımızın canı pahasına ortaya koyduğu irade gelecek için en büyük ümidimizdir.
Türkiye’nin düşünce ve edebiyat camiasını temsil eden Türkiye Yazarlar Birliği yönetimi, millete karşı yapılan bu menfur kalkışmayı daha ilk gün şiddetle lanetledi ve seçilmiş meşru yönetimin ve halkının yanında olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin güçlü bir yönetime ihtiyacı olduğu kadar güçlü bir orduya da ihtiyacı var. Silahlı kuvvetlerin içinden bazı darbeci unsurların çıkması, bütüne teşmil edilemez. Milletin bağrından çıkan Peygamber Ocağı bir ordu geleceğimizin teminatıdır.
15 Temmuz bir milletin çıplak elleriyle destan yazdığı gecenin adıdır. Bu mücadelede kaybettiğimiz 250 şehidimize Allah'tan rahmet, 2193 gazimize minnet duygularımızı ifade ediyoruz. 15 Temmuz'u unutmayacak ve unutturmayacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.