Rahmetli Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu; makam ve ikbal değil, milletin hür iradesi için mücadele ettiler. Onların şahsında, iftiranın, yalanın, dedikodunun ve sahte davaların gölgesinde yükselen idam sehpaları, aslında bir dönemin ahlak krizini ifşa etmektedir. Fakat unutmamalıyız ki, zulümle abat olunmaz. Erdemden ve adaletten kopmuş her siyaset, kendi akıbetini de hazırlar.
Bugün bizlere düşen, o büyük acının yalnızca yasını tutmak değil, aynı zamanda bir ahlak muhasebesi yapmaktır. Demokrasi, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda erdemlerin kurumsallaşmış hâlidir. Adalet, hakkaniyet, özgürlük, şeffaflık… Bunlar olmadan siyaset, zulmün en tehlikeli şekline dönüşür. Kalıcı olan yalnızca erdemdir, adalettir, insanın hürriyet ve şeref arayışıdır. Çünkü milletin vicdanı, zamanın tozunu siler, geriye yalnızca adaletin ve erdemin ışığını bırakır.
Adnan Menderes’in, Hasan Polatkan’ın ve Fatin Rüştü Zorlu’nun aziz hatırası bize bir gerçeği fısıldamaktadır: Siyaset, gücün ve çıkarın değil, erdemin ve adaletin hizmetinde olmalıdır. Onların şahadeti, yalnızca Türkiye için değil, bütün insanlık için bir ders, bir çağrı, bir davettir.
Türkiye Yazarlar Birliği olarak, milletimizin hür iradesi uğruna canlarını feda eden bu demokrasi kahramanlarını ve aziz şehirlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.