• İstanbul 15 °C
  • Ankara 16 °C

Ah İstanbul!..

M. Ali ABAKAY

İçimden geçeni dökmek geliyor, kalemimden. Kitaba, şehre dair anlatılması çok şeyler düşünürüm, dile getiremediğim.

Büyük bir şehirde yaşamak isterdim, kuşkusuz. Nerede bir sahaf varsa, kitapların kokusunu derinden içime çekmek isterdim.

Çok büyük değil, küçücük bir ev yeterdi, bana.

Deniz kıyısına varıp, dalgaların sesini dinlemeyi arzulardım.

Hızırla kırk saati geçiren şair misali.

İstanbul’u gözleri kapalı dinlemeyi istemez miydim?

Millet Kütüphanesi’ne gitmeyi, Süleymaniye’de kitaplar arasında bulunmayı isterdim, kuşkusuz.

Kitaplar kaleme alıp, zaman içinde nisyana yüz tutan eli öpülesi insanlarla haşır neşir olmayı arzulardım.

Merhum Hattat Hamid’in kabrine uğrayıp bir fatiha okumayı dilerdim.

Uzanıp Karaca Ahmed’e dünyanın kendilerine yâr olmadığı kişileri bilmek isterdim.

Eyüp Sultan Kabristanı’nda daha önce kabir taşlarını okumaya çalıştığım yüzlerce insanı bilmek isterdim.

Kütüphanelerde okunmayı yıllardır bekleyen kitapların kapaklarını aralayıp, kendilerini ziyaret ederek, bu eserleri bin bir zahmetle yazanlara hayır dua etmeyi arzulardım.

Ayasofya’ya uğrayıp Sultan Ahmed’e uzanıp, dönemin ihtişamlı eserlerini tekrar dünya gözüyle görmeyi ne kadar isterdim!..

Mimar Sinan’ın kabrinde durup, bu eşsiz eserleri nasıl yaptığını yanı başında hissetmeyi arzulardım.

İstanbul’u anlatmak isterdim, kuşkusuz bir kitapta.

Küllük, Çınaraltı sadece duyduğum, kitaplardan, dergilerden okuduğum mekânlar.

Gezip dolaşmışlığım var, elbette bu koskoca şehirde.

Yeterli değil ki, birkaç günlük dolaşma, sadece görünene bakma.

Beyazıd’ı, Fatih’i, Tophane’yi, Cağaloğlu’nu…

Bağışlayın fazla mekân bilmez, bu kalem.

Bir ay boyunca gezip dolaşmayı ne kadar arzulardım.

Martıların vapurlara eşlik etmesini, telaşla işine erken gitmek isteyenlerin halini, açlığını simitle bastıranların halini, bir köşede sergisinde eskimez yazıyla yazılmış kitapları satmak isteyenleri…

İstanbul’u düşünüyorum, uzun zamandan beri.

Yüzlerce kitap biriktirdim, okumak için

Koskoca kitaplar, cilt cilt.

Galata Kulesi, Yerebatan Sarnıcı, yer yer yıkılmış surlar, saraylar, köşkler, konaklar…

Çok şey mi arzuluyorum, bu sevdamı dile getirirken?

Sadece bir şehri içimden geldiği gibi duyumsamak istiyorum, okuduğum kitaplardan.

Oturup bir kenarda yükselen sokakların basamaklarını soluk soluğa çıkmak istiyorum.

Yıllarca şehirlerle içli-dışlı olan, her şehre dair yazılan kitapları, her şehirde çıkan dergileri, gazeteleri bir araya getirme hayalimiz olan Şehir Araştırmaları Merkezi’ni Millet Kütüphanesi gibi görmek istiyorum, dünya gözüyle.

Şu medresede, bu hamamda, o camiide veya şu meydanda, bu sarayda, o kilisede…

İstediğim çok mu, fazla gerçekleşemeyecek türden bir hayal.

İstanbul’da etkinlikler, kitap fuarları, haftalık sohbetler.

Cıvıl cıvıl Mahmut Paşa…

Horhor Çeşmesi..

Edirnekapı…  

Bu şehre büyülenmemek elde değil.

Bakmayın bu satırları yazarken hissî davrandığıma.

Yaşamadığım, sadece sayılı günler kaldığım bu şehirde, masmavi, berrak denizi görmek dahi başlı başına bir nimet.

Boğaziçi’nde durup yedi tepeyi görebildiği kadar insanın seyre dalması ne kadar güzel.

Şairin Ankara’da en sevdiği İstanbul’a gidişe hazırlanması misali, Ankara soğuk, İstanbul cana yakın.

Demem o ki seksen bir ilden seksen bir şair ve yazar buluşması, neden yapılmaz, düşünülmez bu koskoca şehirde?

İstanbul’u görmeden yazan şairler var, yazarlar vardır kuşkusuz.

Kendisine insanı aşık eden bu şehire Mecnun kesilen olmaz mı?

Aslı kabul etmez mi Kerem olan şairler?

Bu şehir Ferhadın gözüne Şirin görünmez mi?

Son gidişimizde şehrin devasa, çirkin binalarla dopdolu olmasını kabul etmedi, gönlüm, bakarken gözyaşıma engel olamadım, bir türlü.

İstanbullu, deniz içinde deryanın kıymetini bilmez balık misali!..

Şair dememiş miydi, bu sözü bir şiirinde?

Ah İstanbul!..     

Bu yazı toplam 1019 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim