Filistinlileri her gün ezen Siyonist postallar Mescid-i Aksa'nın içine kadar girdi. Tek gözlü Moşe Dayan'ın emrindeki askerlerin Kudüs'ü işgal etmelerinden sonra bunun ilk olduğu söyleniyor. Haberlere eklenen bu yorumun saldırıyı hafifletici mi yoksa işin vahametini anlatmak için mi verildiği belli değil. Oysa Mescid-i Aksa'ya giren herkes Müslümanların ilk kıblesine zaman zaman yapılan saldırılarda kullanılan mermi ve patlayıcıların sergilendiğini bilir en azından. 1969 yılında Mescid-i Aksa'yı yakmaya yönelik saldırıda, bir örneği El Halil'deki İbrahim Camiinde bulunan Selahaddin Eyyubi'den kalma ahşap minberin yakılmasının izleri hala canlı. Selahaddin Eyyubi'den miras olan sanat eseri ahşap minber artık yerinde değil!
İsrail'in Mescid-i Aksa'da günlerdir sürdürdüğü provokatif baskı, baskın ve saldırıların zamanlamasına, bunların muhtemel sonuçlarına, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar açısından ne anlama geldiğine dair, etkili olmayan ama yeterince çok yazı, haber boy boy medyada yer alıyor. Gerçekten de Ortadoğu'nun bu sıkışık, çaresiz, iradesiz, basiretten uzak, güçsüz liderliklerin, devletlerin haline bakıp İsrail'in her krizden arsız bir mağduriyet ve kazanç elde etme siyasetini devreye soktuğunda şüphe yok. Bu ne ilk ne de son olacak.
Yazının devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/israilin-zamanlama-stratejisi/56842






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.