'Ümmet fikri öldü mü' sorusu aynı anda ümmetçilik ideali öldü mü sorusuyla eşdeğer. Ümmetçilik fikriyatının, idealinin öldüğünü dile getirenler aynı zamanda 'İslamcılık öldü' demeye getiriyorlar. İslamcılığın öldüğü tezini işleyen 'sonlu retorik'ciler ümmet fikriyatını, ülküsünü de tarihin boşluğuna terk etmek niyetinde olanlardır.
Ortadoğu'da (bu tanımlamaya olan çekincelerimizi tekrar hatırlatarak) olup bitenlere, sadece Irak yahut Suriye'de birbirinin boğazına sarılmış ümmetin haline bakınca bu 'ölümlü' formülasyonlara haklılık payesi vermek işten bile değil. Bu topraklara en yabancı, en aykırı bir tezi, projeyi geçerli kılmak için önce bu toprakların varoluş şartlarını iptal etmeniz, bizi bunların öldüğüne ikna etmeniz gerekmektedir. Tıpkı şu anda sergilenen ve fiiliyata da dökülen görüntüde olduğu gibi... Milliyetçilik temelli kalkışmaları, birbirimizi sekter sebeplerle boğazlamamızı haklı ve kaçınılmaz göstermek için bunca asır geçerli olan bir değerler sabitesinin öldüğüne inandırılmamız gerekiyordu. Hatta kalkışma ve boğazlama sahnelerinin kaçınılmaz ve bu coğrafyanın doğasına ait bir şey olduğuna ikna edecek yaygınlık algısının edinilmesi gerekiyordu. Normal olanın, bu topraklardan beslenen boğazlamanın, ayrışmanın, her bir ulus, kavim, mezhep, aşiret düzeyinde mozaikleşmeden ibaret olduğuna ikna edilmemiz, bunu kanıksamamız gerekiyordu.
Yazının devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/ummet-fikri-oldu-mu/56678






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.