• İstanbul 14 °C
  • Ankara 10 °C

Büyük Türkçe için okul ve medya

Ahmet Tâlib ÇELEN

Bundan önceki iki yazımızda dilin millet varlığı için ehemmiyetini ifâde etmeye çalışmış, Türkçenin başına indirilen tasfiyecilik balyozuna temâs etmiş, bu balyozun dağıttığı Türkçemizi nasıl toparlarız diye düşünmüş ve bir teklifte bulunmuştuk. Hülâsa edersek:

Bir millet bir dil demektir. Millet, diliyle; dil de milletiyle ayakta durabilir. Dilini kaybeden millet artık varlığını da kaybetmiş demektir. Dil, binlerce yıllık bir mâzînin ve birikimin eseridir. Bu birikimin her unsûru kıymetlidir ve hiçbir kısmı sun’î müdâhalelerle çöpe atılamaz. Ama böyle bir fâciayı Türkçe yaşamıştır. Bilhassa 1935’te başlatılan bir tasfiyecilik hareketi Türkçeyi zengin mâzîsinden ve binlerce yıllık birikiminden koparmıştır. Türk milletini İslâmî geçmişinden koparmak maksatlı bu zihniyet başka birçok alanda da devrimler yapmış, bu gâyenin Türkçeye yansıyan tarafı da tasfiyecilik olmuştur. Tasfiyecilik, Türkçeyi özleştirmek görünümlü Türkçeyi (ve dolayısıyla Türk milletini) İslâmsızlaştırmak hareketidir. Türkçenin, Türkler Müslüman olduktan sonraki birikimini çöpe atıp yerine millette hiçbir karşılığı olmayan kelimeler uydurma ameliyesidir. Bu yüzden Türkçeye bilhâssa Arapça ve Farsçadan girmiş ve Nihat Sami Banarlı merhûmun ifâdesiyle “fethedilmiş kelimeler” kıyıma uğramış, unutturulmak istenmiştir. Hedef, bu kelimelerle birlikte İslâmî mâzîmiz ve hâtıralarımızın unutturulmasıdır. Nitekim ecnebî kelimeler her neden ve nasılsa bu özleştirmecilik amacından pek nasiplendirilmemiştir. Demek ki gâye özleştirmecilik değildi. 

“İnsan düştüğü yerden kalkar” atasözü fehvâsınca Türkçenin eski zenginlik, hâtıra, mûsikî ve ifâde gücüne kavuşabilmesi için kaybettiklerini geri kazanması şarttır. Bunun için bugüne kadar çâre olarak gösterilen “Çok kitap okuyun!” tavsiyesi bir türlü istenen verimi sağlamamıştır. Daha sağlam, net ve netîcesi ölçülebilir bir çâre bulmamız gerekmektedir. Bu cümleden olmak üzere biz Mehmet Âkif Ersoy’un Safahât adlı eserinin bütün kelimelerinin lise bitinceye kadar talebelere kazandırılması şeklinde bir proje teklîf ettik. Bunun detaylarını önceki yazılarımızda görebilirsiniz. 

Gel gelelim, dil meselesi -mühim bir ayağı olmakla birlikte- sâdece okullarda okutulmakla halledilmiyor. Bundan 40-50 yıl evvel olsa mekteplerin tesîri daha fazla olabilirdi. O zamanlar bile dergi ve gazetelerin dilinin de halk üzerindeki tesîri ihmâl edilecek gibi değildi. Günümüzde ise internet ve sosyal medya bütün hayâtı abluka altına almış vaziyettedir. 

Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/buyuk-turkce-icin-okul-ve-medya-42435.html

Bu yazı toplam 121 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim