• İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 9 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

Cevabî Mektup/Ramazan Biterken

M. Ali ABAKAY

Bana bir mektup göndermişsiniz... Sizi tanımadığım için mektubu yayınladım. Mektubunuzda belirttiğinizle bir alakam bulunmamakta ise de belirttiğiniz hususlarda benim söz hakkım olduğu için, mecburiyet üzere cevabını yazmaktayım.  Belirttiğinizle irtibatımın olması söz konusu değildir. Teknolojik gelişmelerin baş döndürücü hızında bana ulaşan e-mektubunuza karşılık, söyleyeceklerim uzun olmasına rağmen kısa cevaplamalarda bulunacağım.

Bize sual ettiğiniz Ramazan, hoş geldi ve hoş gitti!.. Her Ramazan Ayı içinde memnuniyetimiz söz konusudur. Biz de haber ajanslarından dertliyiz, açıkçası. Müftünün keçi çalması haberi, yine gerçekleşti. Firavunların ülkesinde zulme uğrayanların, başkasına saldırdığına dair haberlerin servis edildiğine ben televizyon ekranlarından şahid oldum. Utanmazlığın bu kadarına ne diyelim?

Bu Ramazan'da yine yüzlerce metre uzayan iftar sofralarına tanıklık eden kalemim, ortada yoksulluklar ve yokluklar içinde olanlar varken, kimseye iltifat etmeye yakın durmadı. İnanç üzerinden istismara iş adamlarından büyük destek geldi. Bu hususta size katılıyorum. "İş Adamı" sıfatı taşıdığınızı belirtmiştiniz:"Elbette iş adamlarımız çok kazanacak ki halka yardımcı olsun. Paralı insanın hali bambaşkadır, canım."

Ben, ebedî dünyaya bir şey götürmediğinizi belirteyim, amellerinizle gideceksiniz, sadece.

Colalı içecek saltanatına yabancı duran benliğim, bu yolla insan üzerine yapılan her baskıya karşıdır. Bu meret ne olursa olsun, insan sağlığına bir faydası olmadığı için terk edilmelidir. Helal Cola hakkında fetva merciî değilim de müstehcenliğin her türlüsüne karşı olduğumuz için, buna destek sunmamız söz konusu değildir. Harama el uzatanlar, "Besmele!.." dese ne olur demese de. Bu sizin ke3ndi kendinizi kandırmanızdan başka bir şey değildir.

"Bak, ben Ramazan içinde içki bile içmem. Mübarek Ramazan'da içki içmek ne oluyormuş? On bir ay senin neyine yetmez, be kardeşim!...." demişsiniz. Bu münafıklığın açıkça, barîz biçimde ifadesidir. Ramazan'da müslüman rolüne soyunanın, on bir ay içinde işlediği her melanet, sorgulanmaz mı? Kötü olanın, haram olanın, insana ve insanlığa zararlı olan her şeyin haram hükmünde olduğunu bilmeyecek denli olamazsınız. Dünyevî düşünenler, dehrî olmanın gereğini yapmak zorundadır.  Faizin her türlüsüne kendisini kaptıranların, kazandıkları her haram parada kimlerin ahının, bedduasının olduğunu unutmamalıdır.

Matbûat âlemi zaten baka bir âlem!.. Parası olanın, elindekini koruması ve ihalelere girmesi için bir silah olarak kullanageldiği ortamda doğrudur, çoğu gazete promosyona bvel bağlar ve inanç istismarını alenen yapar:"   Kapitalist sistemde bunun farklı hali düşünülemez!.. Ben bile böyle bir gazete çıkarmak isterim. En azından milletin maneviyatını genç ve diri tutmak lazım, ölüm var kardeşim!.." Siz de bu kapitalist çarkın dişlileri arasında yer aldığınızda insana zulmeden zalimlerden olarak, zulmettiklerinize Kur'an-ı Kerim dağıtacaksınız. Başka yapacağınız bir şey olmaz.

Sizi tanımadığım için oğlunuzu da tanımam, açıkçası. Çocuğunuz Mısır'daki Firavunun sarayında Firavunu alt eden Musa misali yanınızda büyümüş. Bilmeniz gerekir ki sonunuz, çocuğunuzun elinden olacak. Bunu bilmenizi isterim:"  Ceddimin Bizans'tan aldığı topraklarda dünyaya İslam'ı haykıran İstanbul'uın selatîn camilerinde namaz kılmak, batının kalelerini feth etmekle eş değerdir, Aziz Babacığım!..."

Sizin şeytanî düşünceniz, yapılan atağa karşı savunma olarak görünüyor:" Baktım, yola gelmiyor, evlendirmekle işin içinden çıkmam mümkün... Ne dersin?

Bilmen lazım ki müstekbirlerin tuzağını boşa çıkaran Rabbim, senin bu şeytanî düşüncene geçit vermeyecektir:"   Sadece yasaların el verdiği ölçüde inancını yaşa.  Besmelesiz evlâd, ne yapsın iyi? Dünyanın süper güçlerinden birinin başkanına dine davet mektubu yollamış. Kendisi, rahat canına battığı için boş durmuyor.  İşte oğlum, bunları böyle böyle serbest bırakırsan, zorluklara sonradan katlanırsın. Fiyatlar oldukça ucuzdu, aslında. Hemen hemen alışveriş pazarlarında ikindi vakti alışveriş oldukça hesaplı. Özellikle, bu zamanı seçmek gerekir, tasarruf için. Biliyorsun, dinimizde israfın her türlüsü haramdır, cancağızım. Parayı kazanmak o kadar kolay mı, bu devirde? Tesis yapmak, yatırımlarda bulunmak ibadet derecesinde. Aslında fabrikalar, emeğin mabedi gibi. Çalış  be kardeşim, sen kazan ki ben kazanayım. Ben kazanayım ki sana fabrika yapayım. "

Sizin gibi dünyaya tapan menfaatperestler için çok kazanmak adına fabrikalar, bir üretim mabedidir.   Bu zenginliğinize (!) karşın hala tasarrufa dikkat çekmeniz, benim için önemli değil. İnsanın gözünü bir avuç toprak doldurur, bunu unutmayasın!..

Dünyanın neresinde bir zulüm olsa, en azından gönlümüzle, kalemimizle karşısındayız. Sizin üzerinize düşen görev yardımcı olmak iken, sadece parayı-pulu-malı ve mülkü düşünmektir. Çocuğunun mutluluğuna bile el atmanız, kendisini kendinize göre şekillendirme arzunuz, sizin bir şeytan dostu olduğunu müjdelemktedir:" Cancağızım- Emimoğlu, bu bayram sonrası kuvvetler birliğine girişeceğiz. Ne kadar yatırım yapacağımız, oğlumun evliliğine bağlı. İnancı farkjlı olsa bile, kızı hidayete getirmesine kendisini inandıracak ve kimi  iş adamlarıyla dayanışmaya gireceğiz. Gelinimiz, oldukça güzel de mankenlik yapmış. Benim oğlum, manken olmasına aldırmıyor, esas işin hidayet olduğuna kanî... İşimiz, böylelikle kolaylaşıyor. Tahvil hesaplarımızdan yaklaşık nemamız birkaç milyon... Biz, hükümete para lazım mı değil mi tantanasındayız. Para lazım olduğunda hazır olduğumuzu bil. "

Hanım Ablanı tanımam, her halde eşinize hitabınızdır. Allah'a karşı sorumluyuz, emrine mükellefiz, başkasına karşı bir sorumluluğumuz yok ve sonuçta nerede yaşarsak yaşayalım, bu değişmez, değişmemektedir. Sizin için din-diyanet önemli değildir ve nereden nemalandığınız önemlidir:"  Allah (C.C), sonumuz hayretsin. Bilmekteyiz ki kul olarak Allah'a inanıyor, orucumu her ay düzenli tutuyorum, Ramazan içinde namazımı ihmal etmem. Eeee, iş dünyası faizsiz olmuyor, tekerlek dönmüyor. Kalkıp bankamızı kapatsak, kredimizi kimden alacağız, vesselam" Siz, böyle düşündükçe Allah'a isyanınız devam etmektedir.

Sizin beni tanımanız önemli değildir. Beni muhattab olarak yazdığınız mektubunuzun sonuna doğru şöyle demişsiniz:" Hürmetle gözlerinden öper,  Kurban Bayramı öncesinde gelirsen, bayram tatilimizi en azından yurt dışında geçirebileceğimizi belirteyim. Avrupa'daki ortak yatırımcımız Noel Bayramını birlikte kutlamamızı önerdi. Gelirsen, memnun kalırım."

Adama sual etmezler mi, sen kimsin ve neredesin? Seni tanımayışım sebebiyle fazla bir şey söylemem mümkün değil.  Sen ve ortağın Noeli kutlayın, gelmem eksik olsun. Senin ruhunu çalanlar, kimliğindeki din hanesine hoşgörülü yaklaşmışlar. Bu aceb, bahsettikleri diyaogla ilgili bir durum mu? Rabbim, seni ıslâh etsin...

İnanmakta samimî görmediğim sizin " Allah'a emanet ol emmioğlu. Bil ki bu ülkenin bizim gibi dürüst, şeffaf, muhafazakar, medeni, çağdaş, laik ve sosyal özgürlükçü, gerektiğinde liberal iş adamlarına ihtiyacı vardır. Bu yüzden senin de yatırımlarını artırmanı isterim. Zaten devlet teşvik veriyor,  yüzde on bırakarak fabrikalarını kurar, iki sene sonra fabrikaların sahibi olursun. Bari fakir fukara asgarî ücret de olsa evine ekmek götürür, aç kalmaz." demeniz, beni şaşırtmadı. Senin yolun sana, benim yolum bana. Senin taptığın sana, beni yaradan Rabbimin yolu bana.

İsmini "Talha Mehmet YILDIRIMOSMAN" olarak yazmışsınız.  Bu isminiz, müsteardır. Benim size tavsiyem, öğüdüm, nasihatım önce davan ne ise onda samimî ol!.. Kalkıp benden istediğin bazı şeyler vardır. Bilmen lazım gelir ki bir Müslüman olarak, seni alkışlamam mümkün değildir. Müslüman kimliğimle sana söyleyeceklerim var, elbette. Onları kendime saklamaktayım. Sen gerçek kimliğinle ortaya çıktığın zaman, seninle muhabbetimiz farklı olacak.

Sana yazacak başka ne var ki!... Ya iman ettiğinin üzerinde ısrar et, tevbe et, elindeki malı-mülkü fakire, fukaraya dağıt ve sadece bir insan olarak yaşa, bundan sonraki hayatında. Kime ne verdiysen, kendine aynısını ayır. Belki böyle insan olduğunu hatırlarsın. Demem sadece bu, söylemek istediğim bu.

Bana gönderdiğin mektubunda kalemimden dökülen satırları aleyhimde kullanman söz konusu ise merak etme, bu tarz köprülerden geçtik, el öpmedik, kimseye "Dayı" demedik, deme hatasında  bulunmadık. Bu köprüler, edilen duaların kabul olmasıyla enkaza dönüştü, şimdi.

İnsana ve erdeme saygı üzerine kurulmuş dünyamızda kendinize bir yer edinmek istiyrosanız, gerçek isminizle yazınız, cevabını verelim. Rabbim, bizi ve sizi hakiki iman edenlerden kılsın!..

Ramazan biterken, şimdi bayramı yaşamaktayız, böylesi samimî şekilde hiçbir mektubu cevaplamadığımı bilmeni isterim.

 

10.08.2013

Bu yazı toplam 1004 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim