Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM)" müfredatının, Nurettin Topçu'nun "Türkiye'nin Maarif Davası" adlı eserindeki fikirlerden önemli ölçüde etkilendiği ve alıntılar yaptığı kamuoyunda sıkça dile getirildi ve tartışıldı. Sonuçta MÎRÎ malı kime ne?
Nurettin Topçu'nun Maarif Davasının belirgin taraflarından biri, milli ve manevi değerlere yapılan güçlü vurgulardır. İnsanın zihin, beden ve ruhunun birlikte geliştirilmesini savunan, Batı taklitçiliğini eleştiren ve öğretmenin rolüne büyük önem veren bir eğitim felsefesidir. Bu yaklaşımlar, yeni Maarif Modeli'nin bazı temel prensipleriyle belirgin şekilde örtüşmektedir.
Bu iki meseleyi birbirine mezcetmemizin temel bahanesi de aşağıdadır: "İsyan ahlâktır" düşüncesinin izinde fikir, edebiyat ve kültür dünyasında adından söz ettirmeye başlayan Cümle Dergisi, dördüncü sayısını Türk düşünce hayatının zirve isimlerinden, büyük mütefekkir Nurettin Topçu'ya ayırıyor. Bu özel sayı, ahlâkın ve hakikatin sesiyle yükselen bir isyanı kaleme alan Topçu'yu, günümüz dünyasına tutulan aydınlık bir ışık olarak yeniden görüyor ve görünür kılıyor. Ama şu notu buraya iliştirmek zorundayım: "Müfredat kağıtta durduğu gibi durmuyor!" Topçunun ahlak ve maarif bakış açısından mülhem TYMM "Ona ruh veren şahsiyet olmadıkça…"??? Sonuç almak için veri girişi lazım. Müfredatı uygulayacak olanların şahsiyetli olması ve şahsiyet üretme iştiyakı olması. (Bu kısım Yunus Nadir Eraslan'ın dergideki yazısından alıntıdır.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.