• İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C

D. Mehmet Doğan: Salgın Nedeniyle Ramazan Ayı Buruk geçiyor

D. Mehmet Doğan: Salgın Nedeniyle Ramazan Ayı Buruk geçiyor
30 Nisan 2020 tarihinde saat: 22.00 de başlayan, Mehmet Furkan Summak’ın yönettiği söyleşi Türkiye Yazarlar Birliği ve Genç TYB’nin İnstagram hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

D. Mehmet doğan yaptığı konuşmada, dünyanın ve ülkemizin gündeminde olan koronavirüs salgını ile ilgili olarak, salgın hastalıkların insanlık tarihinin her döneminde bulunduğunu ve sebepleri, kaynakları bilinememiş olsa da eski yıllarda bu tür salgınların etkili olduğunu söyledi.

Bu hastalıkların içinde vebanın en yaygın olduğunu ifade eden Doğan, “Veba çok sayıda insanın ölümüne sebep olmuştur.  Bizimde içinde olduğumuz 20. YY. da, sıtma, ince hastalık denilen verem yaygındı, bunun aşısı  herkese istisnasız uygulanırdı. Hem edebiyata hem türkülere konu olan ince hastalık kalmadı, istisnai olarak görülen hastalık oldu. Edebiyatımızda en fazla sözü edilen hastalık veremdir. Verem birazda ince hastalık olduğu için aşkla birlikte düşünülür.” dedi.

Salgın sonrası olması muhtemel insan davranışlarına ilişkin soruyu da Doğan şöyle cevapladı:

 “İnsan tabiatı değişmiyor bundan yüz önce neyse şimdi de odur.  Ama insanın etrafı değişiyor, teknoloji ve olaylar değişiyor. Her şey değişmekle beraber insanların heyecanları, hırsları var.  Bir insanda bulunması gereken iyi kötü hasletler yıllar öncede bu şekildeydi.  Şimdide öyle devam edecekler ve sosyallik önem kazanacak.  İnsan tek başına ferdi bir varlık değil. İnsanı insan yapan çevresidir. Önümüzdeki dönemde insan tabiatına uygun tarzda hayat devam edecek. Bir takım alışkanlıklarımız değişebilir bazı konularda ki tavrımız tepkimiz farklılaşabilir. Bundan sonra insanları yönlendirme konusunda yönetimlere bir takım ipuçları verebilir. Şimdi biz öyle bir konumdayız ki salgından ötürü yalnızca Türkiye de değil Dünyanın her yerinde milyonlarca insan karantinada evinde ve günlerdir evinde yaşıyor. Elbette dünya farklı olacak ama tamamen insan tabiatı dışında bir dünya oluşumu da beklememek lazım.”

D. Mehmet Doğan, koronavirüs salgını zamanına denk gelen Ramazan ayında ibadetlerimizi yaparken daha dikkatli olmamız gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oruç tutmak ferdi ibadettir. İbadetlerin tabi ki sosyal bir arka planı vardır. Oruç tutarız ama iftarı yalnız yapmayız, evimizde ailemizle yaparız. Nitekim, Türkiye de oruç tutma oranı yüksek, herkes tutmasa bile Ramazan günleri büyükşehirlerimizde trafik belli bir hız kazanır ve iftara yakın sokaklar tamamen boşalır. Bunun sebebi, oruç tutan -tutmayan herkes evine gitmek ister veya bu tür iftarlar nerede yapılıyorsa orada olmak isterler. Ramazan bu anlamda geniş bir sosyallik alanı açıyor. Şimdi, camiler açık fakat ibadetler yapılamıyor. İnsanların Ramazanda daha çok camilere gittiğini, bilhassa teravih namazlarına ilginin daha çok olduğunu biliyoruz. Bunlardan da uzak kalıyoruz ve Ramazan ayı buruk geçiyor. Ramazan bittikten sonra bayram gelecek, bayram namazları Türkiye de en kalabalık cemaatin meydana geldiği namazlardır. Bu işin sosyal taraflarından fedakârlık edip uzak kalacağız.”

Konuşmasında yeni yayınlanan “Osmanlıca Yazılışlı Doğan Büyük Türkçe Sözlük” hakkında da bilgi veren D. Mehmet Doğan, “Sözlük şubat ayında baskı aşamasına gelmişti. O sıra bu salgın bütün dünyayı kuşatmaya başladı. Kitabı yayınlama yayınlamama noktasında büyük bir tereddüt yaşadık. Ancak,  sözlüğün içeriği tamamlanmış, cilde gitmişti. Biz ne kadar yavaş davransak da aslında yayıncılık açısından hiçte uygun olmayan bir zamanda sözlük basılmış oldu. Karantina ürünü değil ama karantina süresinde yayınlanan bir sözlüğümüz var. Sözlük bu defa çok genişledi, aslında bizim niyetimiz daha önce olduğu gibi bir cilt tutmaya çalıştık sayfa sayısı ne kadar artsa hacim ne kadar genişlese bile bunu çeşitli şekillerde çalışarak puntoyu küçülterek, kâğıdın cinsini değiştirerek daha ince kâğıtlara basarak tek cilt olsun diye düşünüyorduk. Ama bu hacimle tek cilt olmadı ve mecburen iki cilt olarak yayınladık.” dedi.

Sözlüğün daha önceki basımlarında yer almayan, bu baskıdaki özellikleri hakkında da bilgi veren Doğan, “Bu baskının birçok özellikleri var ama önemlisi  bütün kelimelerin Osmanlıca yazılışları ihtiva etmesi, bu tür sözlük daha önce yapılmadı. Piyasada, Osmanlıca sözlükleri var, bunların Osmanlıca yazılışları da var. Fakat bu sözlükler Arapça ve Farsça sözcükleri ihtiva ediyor. Arapça ve Farsça kelimelerin yazılışları ve imlaları problem teşkil etmiyor. Bunların nasıl yazılacağı belli, asıl üzerinde tartışılan sıkıntılı olan; Türkçe kelimelerin yazılışları. Hatta Türkçeye yeni girmiş bir kısmı uydurma diyebileceğimiz kelimelerin yazılışlarında sözlüğe koyduk. Baştan sona bütün kelimelerin bulunduğu Osmanlı yazılışların bulunduğu bir sözlük böylece ortaya çıkmış oldu. Ayrıca, sözlüğün kelime kadrosu söz varlığı bir hayli genişledi, 130 bine varan bir söz varlığına ulaştık.” diye konuştu.

 Sözlükteki kelimelerin rastgele değil, kendisinin çeşitli dönemlerde yıllarca üzerinde çalıştığı, taradığı metinlerden yararlandığını belirten Doğan sözlükle ilgili şu bilgileri verdi:

“ Bu sözlüğün bir diğer özelliği de örneklerin çoğaltılması, Türk Edebiyatının başlangıcından bu güne edebi metinlerinden, düşünce eserlerinden, bazen bunları aşacak farklı alanlarla ilgili eserlerden seçilmiş olan örnek cümleler şahit dediğimiz örnek cümleleri kabul ediyoruz ama asıl şahit olarak onları yazanları kabul ediyorum. Tabi ki,  Anadolu sahasında yaşamış yetişmiş eserler vermiş Yunus Emre’den bu güne kadar şairler büyük çoğunluk teşkil ediyor. Diğer yandan Orhun yazıtlarından bu güne kadar örnek cümleler sözlükte ki kelimelerin anlamlarını zenginleştirecek şekilde yer alıyor.  Bu anlamda 1135 şair, yazar, fikir adamı, filozof, hukukçu bunlardan seçilmiş olan örneklerimiz var, bu kadar geniş bir listede yaşayan yazarlar şairlerde epeyce kalabalık yekûn tutuyor.”

Bu haber toplam 897 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim