Hayatın vazgeçilmezi olan kişinin herkese tanınan hareket serbestliği, kısıtlanmakla baş başa kalınca, şahsın özgürlüğünün hürriyetten esarete-tutsaklığa dönüşmesi söz konusudur.
Günümüzde kişinin-kişilerin esareti adeta bedenî değil fikrî-düşünce eksenli hale gelir olmuştur. Dün cebirle girişilen esaret, günümüzde şeklen özgür, ruhen kısıtlı hale getirilmiştir.
Dün, insanlığa köle muamelesi yapan anlayış-anlayışlar, günümüzde esaretin yoğun olduğu yerlerde temsilcileri vasıtasıyla kendi yerlerine kaîm bıraktıkları ve kendilerine bağlılığını ifade edenler yoluyla modern anlamda ipleri ellerinde tutmaya devam etmektedir.
Herhangi bir gevşekliğin olma durumunda ellerindeki ipleri sıkılaştıran ve kendilerine karşı kendi topraklarında tasmasız köleliğe karşı çıkanlara en beklenmedik yollarla karşılık vermekte bir sakınca görmekten uzaktır. Kendi insanı için, bir ferdî için binlerce insanı değersiz kılanlar, istedikleri zaman zulmettiklerine gıda-ilaç-elektrik-su ambargosu da uygulayarak, kendilerinden binlerce kilometre uzak olan topraklar üzerindeki söz sahibi olma iddiasından vazgeçmiyor.
Beşli komisyonun alt komitelerinin ısrarlı tepkilerini kınamakla geçiştirerek, kendilerinin efendi, diğer insanların hizmetli olduğunu aba altından sopa göstererek tescil ettirirken, işgal edilmiş topraklarda bayraklarının dalgalandığını öne sürüp özgür olduklarını söyleyen kimileri, efendilerinin gölgesinde onların her dediklerini saltanatlarının sürmesi için emir bilmektedir.
İnandıkları inancın kutsal metinlerinden daha bağlı oldukları efendilerinin arada bir ıskartaya ayırdıkları maşaların belki başka zaman lazım olabilirliği sebebiyle yönetim anlayışlarını demokrasya fehmeden zavallılar, her yirmi yılda bir değişiklikle kendilerine bağlılığı devam ettirenleri madalyalarla ödüllendirip, hizmet edenleri şereflendirmektedir.
Elli-altmış senede birkaç kuşak sonra değişen bekçilerinin ailelerini darma-dağın edenler, yeni biat edenlere ayaklarını öptürürken, kendilerine karşı çıkanları da dünyada hakim oldukları medya vasıtasıyla karalayıp, müdahalelerini haklı göstermektedir.
İdî Emin’i “Yamyam” olarak gösterenler, dünyayı buna inandırarak, yönetimden el çektirirken, kendilerine bağlı-itaatkâr olanları sadece hizmetli bilir.
Özellikle inançlarından aldıkları destekle dirilişi canlandıranların, buna meyilli olanların önünü kesmek için daima yerli versiyonlarını kullanan bu güçler, dünya üzerinde kendilerince plânlar yaparak, kendilerini kutsanmış-seçilmiş bilir ve kendileri olmadıkça dünyanın hiçliğine inanmışlardır.
Dünya Savaşlarını çıkartan ve üçüncüsünde olabileceklere karşı tedbir alanlar, zararlı çıkabilecekleri endişesini daima taşıdıkları için, mümkün mertebe yer altı ve yer üstü zenginliklere sahip ülkeleri-coğrafyaları kendi içinde karışıklıklar çıkartarak, alt-üst etme metotlarına başvurmakta, zayıflattıkları direnci ortadan kaldırmaktadır.
O coğrafyalarda dengeleri kendilerine göre kurmakta, insanının refahını bu şekilde sağlayarak, pazar bildikleri coğrafyaların akarsuyundan toprağına madeninden tarımına, hayvancılığından tutun taşına kadar sahiplenmeyi, insanları tüketime yöneltip, kendilerine borçlu kılarak sağlamaktadır.
Özellikle iman ettikleri maddî menfaatler doğrultusunda kendilerini farklı şekilde gösteren temsilcileri, inançlarını-ilkelerini kabul etmeyen toprakları kan gölüne çevirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.