Engelli denince akla sadece görme-işitme ve ortopedik engelliler gelmemelidir. Otizm, doğuştan gelen bir engellilik durumudur. Görmede, işitmede ve ortopedik engelli halde kişinin muhakeme-düşünce hususu zarar görmemiştir. Sadece iletişimde kimi zorluklar çekmektedir. Otizm ve Down Sendromunda durum, diğer engel gruplarına göre aileler için daha zordur.
Görme engelli aile bireyi olanlarda, çocuğun aile içinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi, evin fizikî ve çevre yapısı oldukça önemlidir. Karanlık olan dünyalarını aydınlatacak olan daima işitme ve dokunma hissidir.
Görme engellilerde konuşmayı sağlıklı kılma ve dokunarak öğrenme önemlidir. Bu sebeple bireyin görmeme eksikliği göz önünde bulundurularak, sosyal hayata dahil edilmesi, aile bireylerince dışlanmaması gerekir.
Unutmayalım ki bizim gibi işiten, sadece görmeyen, diğer ihtiyaçlarını karşılayabilen, yürüyen, gülen, düşünen, herkes gibi olan görme engelli birey, sadece ön rehberliğe muhtaçtır.
Engelin doğuştan gelmesi durumunda bu çocuğu olduğu gibi kabullenmenin ötesinde anne-baba, çocuğun yetişmesinde dikkatli olmalıdır. Görme engelli çocuk, aylar sonra sese duyarlılığını gösterirken, normal çocuklara göre sese duyarlılık dört ay geridedir ve görme engelli çocukların verdiği tepkiler, ilk iki-üç ayda değişken değildir. Ancak sesle beraber yüzleri tanıyan çocuklar, zamanla gülme, tepki gösterme eylemini yaparken, görme engellilerde bu tepki söz konusu değildir. Işığa duyarlılığın olup olmama haliyle görme ölçüsü sağlanabilir.
Görmelerin yürüme durumunda dokunarak öğrenme halinde bir yere çarpmamalarına yönelik eğitim, önceliklidir. Görme engelli çocuğun her ne kadar görme yeteneği yoksa, bu yeteneğin olmayışı, engelli olma hali, kendisini diğer alanlarda daha faal kılar. Sesi tanıma, hafızasının canlılığı, ezber yeteneği, diğer hemcinslerinden daha fazladır.
Görme engellinin eşyalara dokunma ve tanıma durumu zaman alsa da öğrendiği ne varsa kalıcı olur. Bu sebeple diğer çocuklardan farklılığı zaman içinde azalır. İşitme engellide konuşma isteği ne denli önemliyse, görme engellide konuşma varken görme arzusu o kadar şiddetlidir. Elbette hem işitme hem görme engellilerde verilecek eğitim, mevcut durumu kabullenmelerini sağlama ve bulundukları ortamda ihtiyaçlarını sağlama hususunda tam donanımlı hale gelmeleri, istenen hedeftir.
Zihinsel engelli olma halinde doğum esnasında alınan ilaçlar, hastalıklar, zedelenmeler, genetik durumlar, geçirilen kazalar, uyuşturucu ve alkol, sigara gibi bağımlılıklar, doğum esnasındaki anormal durumlar daha çok etkendir.
Elbette tüm engelli insanların beslenmesinde çekilen zorluklar söz konusudur. Bu engel grubuna bağlı olarak eğitimler farklıdır. Normal bir ailede engelsiz bir çocuğun büyütülmesi, sağlıklı biçimde yetiştirilmesi ne denli önemliyse engellilerin gelecekte daha sorunsuz biçimde yetişmesi ve kendi kendisine yeterli olması için çalışmalar, normal çocuğa göre çok efor-çalışma-eğitim gerekmektedir. Öncelikle anormal bir durumun hissedilmesiyle birlikte tedbirlerin alınması şarttır. Durumu saklama, kabullenmeme, çocuğu eğitmeme, çocuğun farklılığını inkar, ileride durumun daha zorlaşmasına zemin hazırlar.
Günümüzde her engel grubunu içine alan eğitim merkezleri-rehabilitasyon ve okul seçenekleri bulunmaktadır. Engele göre kişinin eğitimi ve öğretiminin zamanında olması şarttır. Annenin ve babanın da eğitime muhtaç olması, durumu kabullenmesi, çocuğunun sağlıklı yetişmesine ikna edilme hali, gelişen imkânların dahilindedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.