• İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 22 °C
  • Gaziantep 16 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 17 °C

Erbay Kücet'ten: Dergicilik Zor Zanaat Vesselam!...

Erbay Kücet'ten: Dergicilik Zor Zanaat Vesselam!...
Sosyal medyanın hızla yaygınlaşmasıyla birlikte ilgi alanlarımızın farklılaşması ile bilgi edinme yöntemlerimiz de değişti. Basılı yayın organlarımız okuyucunun ilgi alanını belirleyerek o yönde yayınlar sürdürmeye başladılar.
erbaykucet_krg

Sosyal medyanın hızla yaygınlaşmasıyla birlikte ilgi alanlarımızın farklılaşması ile bilgi edinme yöntemlerimiz de değişti. Basılı yayın organlarımız okuyucunun ilgi alanını belirleyerek o yönde yayınlar sürdürmeye başladılar. Bugün birçok kurum ve kuruluş kendi alanlarıyla ilgili mesleki dergiler yayımlarken,  öte yandan reklam ve ticari kaygı ile yayınlanan başlarında magazin ve haber dergisi logosu olan fason yayınlarda yapılmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakıldığında yazılı basının 3000 civarında olduğunu görmekteyiz. Bu kadar yayın olmasına karşın dergi ve gazete gibi yayın organlarının kan kaybettiğini de söyleyebiliriz.

Dergilerin bir kısmı kısa ömürleriyle bir bir kapanırken diğer taraftan bu işe heves sarmış gönüllüleri hariç tutarak söylemek gerekirse yeni dergilerde piyasaya girmeye devam etmektedirler. Bu dergilerin bir kısmı sosyal medya üzerinden okurlarıyla buluşurken diğer bir kısmı alacakları ilanlarla ayakta durmaya gayret göstermektedirler. Bir kısmı ise bazı holding sahiplerinin sırf itibar amaçlı çıkardıkları dergilerdir.

Aylık düşünce-fikir dergileri ortalama üç-beş bin baskı yaparken, edebiyat dergilerinde ise bu sayı, bine düşmektedir. Okuma alışkanlığı olmayan bir toplum olarak, okuma alışkanlığı kazanmak için teşvik edici faaliyetlerin eksikliğini de göz ardı etmememiz lazım.

Gündelik hayatımızın aynası olan gazetenin yanında yazımıza konu edindiğimiz dergilerin derin analiz ve kalıcı fikir düşünce ve sanatsal faaliyet imkânına sahip olmalarından ötürü okumayı teşvik etmek veya yazmaya özendirmek gibi bir amaçları bulunduğunu ifade edebiliriz. Yazılı ve görsel çalışmaların ortak zemini dergilerin düşünce, sanat, tarih ve edebiyat konuları işlenirken günümüz baskı teknolojisi ve grafik tasarım sanatçılarımızın okullu olmalarından dolayı elimizden bırakamayacağımız hale geldiğini de açıklıkla söylemek gerekiyor. Bazı akl-ı evvellerin şaklabanlık yapmak adına değişik maksatlarla yayınladığı dergimsi yayınları görmezden gelirken onların “yılın enleri” safsatası ile yaptıkları rüşvetvari asit yakması metalik bozuk sarı kırmızı kadife kutulu plaketlerinden söz etmeyecektim ama o kadar doluyum ki bu yankesici zihniyetin devlet adamlarımızın bile zaman zaman aklını çeldiklerine tanıklık ediyoruz. Neyse bu konuyu burada noktalayıp biz dergilerimiz göz atalım. Sizlere geniş bir dergi araştırması verecek değilim. Her zaman olduğu gibi bu konuyu işin erbaplarına havale ederek bir vesile ile bana ulaşmış veya benim edindiğim birkaç güzel dergiden bahsedeceğim.

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’nin aylık yayını olan “Dil ve Edebiyat” her sayısında dilimizle alakalı bir konuda incelemelerde bulunurken konuyu dosya halinde yayınlamaktadır. Türk dili konusunda hassasiyetleri dile getiren dergide günümüz şair ve yazarlarının eserleri de yer almaktadır. M. Atilla Maraş’ın yazar ve şairlerimizi anlattığı yazılar seri halde yayınlanırken değişik kalem erbaplarının da o sanatçıyla ilgili görüş ve düşüncelerine yer verilmektedir. Dergide Recep Garip’in denemeleriyle şiirsel bir gezinti yaparken gezi yazılarının da dikkat çektiğini görüyoruz.

İki aylık periyotlarla yayın hayatında kanatlanan “Karabatak”ın aldığı mesafe kendinden önce yayınlanan “Merdiven” dergisinden aldığı bilgi ve birikimdir.  A. Ali Ural gibi usta bir yazar-şair bir arkadaşımızın başında bulunduğu Karabatak adından dolayı havalanırken mütevazı grafiğiyle birçok albenisi olan dergileri geride bırakmaktadır.  Dergide yeni yetmelere yer verilirken adını sanını daha önce başka yerlerde görmediğiniz yazarlara yer vermektedir. Deneyimli yazar ve şairlerle birlikte aynı dergi sayfalarında yer alan gençlerin okulu olan dergide şiir, öykü ve denemelerin yanı sıra mesaj verici yazılar yer alırken seyahat notları da en çok okunan sayfalardan diyebiliriz. Ümitsizliği yasaklayan bir inancın mensubiyetini üzerlerinde taşıyan Karabatak ekibinin mazlumlara mazlum olma hakkını bile çok gören post modern dünyaya başkaldırışlarını da yazılardan ve şiirlerden fark ediyoruz.

Söz edebiyattan açılmışken yıllar önce “Bismillah” diyerek dergi kulvarına adım atan “Kılavuz” un sahibi Eren Safi’nin deyimiyle hamdele ve salveleyi unuttuklarından 49. Sayı ile verdikleri selama merhaba diyoruz. Aradan geçen on bir seneden sonra Hoca Nasreddin fıkrasında olduğu gibi “İnşaallah”ı unutmadan yola revan olan Kılavuz’da tarih bilincimize perçin atılırken edebiyatımızın değişik alanlarında teşehhüt miktarı da olsa dolaşmanın hazzını yaşıyoruz. Farklı bir dergi olduğunu kapağında hissettiren yayında gençlere yol gösterici veya yol açıcı yazılar dikkatlerden kaçmıyor. Adıyla müsemma olmasını temenni ettiğimiz derginin inşallah gündelik politikalardan uzak sosyal bilimlerin ön plana çıkarıldığı ülkemizin değişim ve gelişimiyle ortak çizgide buluşarak yoluna devam etmesini dilerken tarihi konularda felsefe ve edebiyat buluşmasını da değerlerimiz arasında önemli yeri olan “aşure” lezzetinde vermesini temenni ederim.

Medeniyetlerin aynası kutlu şehirlerimizle başlayıp Dersaadet’in şehirleriyle devam ederken Batıda bir medeniyetin burcu olan Endülüs’te mola veren “Şehir ve Kültür” aylık olarak yayın hayatımızda filizlenirken aşina bir isim Mehmet Kamil Berse’yi başında bulundurmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Şehirleri kurmak kadar yaşatmanın da fetih olduğu bilinciyle hareket eden dergide medeniyetimizin izlerini taşıyan mekânlar ve onların mimari özelliklerine sahip çıkılmasının önemine vurgu yapılırken edebi söylemlerin üst seviyelere taşındığına tanıklık ediyorsunuz. Ata yadigârı olan şehirlerimize kültürel gözle bakmanın zevkini yaşatan “Şehir ve Kültür” ün yayın hayatımızda farklı bir yer edineceğine inancımı ifade ederken, şehirlerimizin emanetlerine sahip çıkılmasının salt belediyelerimize bırakılmayacak kadar mühim mesele olduğunun da altını çiziyorum.  Şehrin sadece insanlarımızın yaşadığı mekânlar olmadığını bitki ve hayvanların da şehirlerden alacaklı olduğu bilinciyle yayın hayatını idame ettiren derginin her sayısında farklı yazar ve sanatçıların yanı sıra düşünce dünyamızın yıldızlarının ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Geçmiş ve gelecek arasında köprü atarken günceli de yakalayan yayının özgürce ifade ettiği gerçekleri sanatçı duyarlılığı ile birleştirmesi okuru tutsak etmeye yetiyor.

Başlığımızda dedik ya “Dergicilik zor zanaat” mış.. Yazması kolay geldi…

Bu haber toplam 854 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim