• İstanbul 14 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 15 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 22 °C
  • Gaziantep 16 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 17 °C

Erol Göka'dan:Ana dilimiz, kavmimiz

Erol Göka'dan:Ana dilimiz, kavmimiz
Dil bilincim, ilginç denilebilecek bir gelişim çizgisi izledi.
erolgoka_1312684129_12

Dil bilincim, ilginç denilebilecek bir gelişim çizgisi izledi. İlk gençlik yıllarımda, resmi ideolojiyle alakasız görünen bir ideolojik akımın peşi sıra giderken, anti-emperyalistliğini gerekçe gösterip bana okullarda öğretilen dil anlayışını savundum. “Dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarma” gailesiyle yeni Türkçe kullanabilmek için azami özen gösterdim. Bakmayın azami özen gösterdim dememe, söz dağarcığım da zaten büyük ölçüde bildiğim yeni Türkçe kelimeler kadardı. Özen dediğim, “eski” olduğunu, Osmanlı döneminde kullanıldığını düşündüğüm kelimeleri, hafızama, bilgi arşivime kaydetmeyip, öğrenmemeye çalışmaktan ibaretti. 

25 yaşımdan sonra, Cemil Meriç üstadın ve birçok bilge insanımızın haykırıp durduğu hakikat, benim de kafama dank etti: Yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarma adı altında, tarihi-dini hafızamızla, köklerimizle bağlarımız koparılmıştı. Temelsiz, köksüz, ortada cascavlak kalakalmıştık. 

Machiavelli’nin “Bir dile o milletin dili diye, ancak başka lisanlardan kendisininkine aktardığı kelimeleri işleyişine yerleştirip onlara iç düzenini sarstırmayacak kadar güçlü, hatta onları kendi sarsan, başkasından aldığını kendisinin gözükecekleri şekilde içine çeken bir dil ise denir” sözünü aklettiğimde, resmi tarihin yalanlarını artık biliyordum. Osmanlıca'nın, yaşadığımız medeniyet dairesinde Türkçe'nin bir biçimi olduğunu öğrenmem zor olmadı. Ama birçokları gibi ben de geç kalmıştım. Biraz da telafi etme telaşıyla Türk tarihine yoğunlaştım. Kendi etnik topluluğumun özelliklerini araştırdıkça Türk olmaya da Türkçe'ye de kendime sunulan bir lütuf gibi bakmaya başladım. Fark ettim ki, dünyaya gözlerimi açtığımdan beri Türk olmanın da Türkçe'nin de içindeydim. Türk olmak ve Türkçe, içinde nefes alıp verdiğim deryaydı. Anamı babamı sevdiğim gibi sevdim bu deryayı. Bu denizin balığıydım, dünyaya Türkçe bakmak, hayatı Türkçe yaşamak, taşımak kaderimdi. 

 

 

 

 

Yazını devamı için:http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/ErolG%C3%B6ka/ana-dilimiz-kavmimiz/2006263

Bu haber toplam 822 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim