Yeni Türkiye'de vatandaşların aynı coğrafyada, vatanda yaşamak dışında kolektif kimliklerindeki ortak noktaların neler olması gerektiğini konuşmak zorundayız. Geçen yazımızda konuşmaya başladık. 'Ulusal kimlik' sorunu diye adlandırılan bu konuya, akademik literatürde nasıl bakıldığıyla ilgili genel geçer bilgiyi özetle naklederek bir girizgâh yaptık.
Açıkça görülüyor ki, ulusal kimlik sorununa yerleşik akademik bakış, oldukça sorunlu ve indirgemeci. İmparatorluk bakiyesi topraklarda, yine imparatorluk bakiyesi farklı etnik kimliklere sahip insanların oluşturduğu bir toplumsal yapı üzerine kurulan bir devletin ve kimlik tercihinin anlatılanlardan çok daha karışık olduğu tartışma götürmez. Türk modernleşmesinin ulusal kimlik tercihinde Alman değil de Fransız modeline göre hareket ettiği tezi de oldukça tartışmalı. Aynı şekilde, küreselleşme ve post-modern zamanlarla birlikte, Türkiye'de ulusal kimlik açısından bir kriz yaşanmakta olduğu tespiti görünüşte uygun ama siyasi veçheyi, toplumun demokrasi mücadelesini görmezden geldiği için eleştiriyi hak ediyor.






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.