• İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 9 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

Güz Mevsiminde Nisan Yağmurunu Bekleme Ahmaklığı

M. Ali ABAKAY

Yaprak düşer dalından, çıplaklığından utanır dal, bundan hicab duyar ağaç, güz mevsiminde.

Utancını zaman içinde eritip yok etmeye başlarken gencecik fidanlar, koca gövdeli dostlarının, akranlarının karşısında tecrübe hikâyelerini dinler, her şiddetli esen rüzgârla.

Her ağaç, dikilirken yada yetişirken daldır, fidandır, toprağın bağrından yeryüzüne “merhaba” der, varlığıyla kendisini gösterir, gün ışığıyla tanışmayla yeşilimsi esvabını giymeye başlar.

Deneyimden yoksun olan fidanların çaresizliğine bürünen ruhum, güz mevsiminde nisan yağmurlarını bekleme ahmaklığını yeniden yaşamak istemiyor, artık. Alaylı-müstehzi bakışlarla tavrını gittikçe ortaya koyanların güz mevsimini kışa doğru ölümün hatırlatıcısı şeklinde yorumlamaları karşısında yapraklarından mahrum kalan dalları, dalları gövdesinde bir araya birleştiren ağaçları tanıklığa davet etmesi, bana inandırıcı gelmiyor, bir türlü.

Ben ağaçların dallarındaki çıplaklığı, yapraklarının kurumasını, rüzgâra eşlik etmesini şiirlerine konu edip, yüreğini ağıt otağına dönüştüren şairlerden hazzetmedim, hiçbir zaman. Her güz mevsimi kıştan sonra beklenen bahara kendimce biraz daha yakınlaşmadır, sevilene vuslatın habercisi mektupların hasret dolu satırlarda sevdanın dirilişidir, sevilene karşı. Beklenen baharın hasretinin sıcaklığı, yürekleri soğuktan koruyan gönüllerdeki küllenmiş ateşin sıcaklığı misalidir. İçimizdeki baharın gelişini karşılamaya cesaretli yürekler, husrânların artmasına sebebiyet verdikçe daha bir diriliğe kavuşuyor, ruhum.

Ahmak ıslatan yağmurların bekleyicisi olanlar, kendilerini mutlu kılmak için çalışıp durur. Kendilerine gösterilen mevsimde hiçbir zaman nisan yağmurlarının yağmadığını bilenler dahi böyle beklenti ile avunup, kendilerini hayal dünyalarında avutur, bu hayallerle avunur.

Ruhum mengeneye sıkıştırıldıkça ben kendi halimden sitemkâr değilim. Yağacak yağmurların altında bizi ıslatmaya teşvik edenler, ellerinde şemsiye bulundurmaktan utanmaz mı? Bizi güz yağmurlarında ıslatıp keyf çatanların sevinçlerinin daîm olması düşünülemez.

Her yağmur arındırır, bizi bedenî kirliliklerden. Ya ruhları kirli olanların arınması söz konusu mu?

Biz, yağmurları bereket biliriz, yağışı bereketin habercisidir. Toprakla buluşan her

yağmur danesi, yaşamın hayat serüveninde devamlılığını sağlamaya sebeptir. Değil mi ki suyun olduğu her yerde hayat vardır ve canlılar, topraktan olduğu kadar sudan yaratılmıştır.

Biz, yağmuru müjde biliriz, yağmadığında topluca yağması için toplanır, duada bulunuruz. Günahsız, suçsuz çocuklar ön sıraya alınır, duaları makbul olanlarla beraber. Rahmet beklenir, gökten her kuraklıkla. İnsan, sadece kendisi için yağmuru istemez, dünyada olan her canlı nasibini alsın, devran dönsün diyedir, bu istek. “Tabiat yeşersin, nebatatla hayvanat canlılık kazansın, insan yaşamını sürdürsün.” diyedir, yağmasından istenilen murad.

Bazen yağmur, rahmet sıfatından başka sıfat taşır, gazaba dönüşür, sele dönüşür gökyüzünden düşen damlalarla. Damlalar göllere, göller akarsulara taşkınlık verir.

Kavimler Nûh Tufanı’nı ne çabuk unuttu, gönlüm. O ahmaklara nisan yağmurunu beklediğimizi hatırlatmak ve güz yağmurlarında ıslanmanın hayra alamet olmadığını anlatman gerek. Biz, “Her nisanda çoşkun yağmurlarda ıslanmak istiyoruz, ruhumuz temiz ve bedenimiz kirden arınsın” istiyoruz.

Beraber yürüdüğümüz yollarda yağan yağmurla ıslanmanın sebepleri mi aranır? Islanırız, iliklerimize kadar yağmur işlese de biz, kendi yağmurlarımızdan sitem etmeyiz. Başkalarının yağmurlarında ıslanmaktansa, başkasının sözünde olmaktansa kendi gökyüzümüzden düşen her damla, gönlümüzde beklenen baharlarda birer gül goncesini açtırmaya muktedirdir.

22.04.2014

Bu yazı toplam 1068 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim