• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 23 °C
  • Sakarya 22 °C
  • Şanlıurfa 29 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 26 °C
  • Bolu 20 °C
  • Bursa 22 °C

Hayatın İçinden Kesitler ve İğneyi Kendimize Batırmak

M. Ali ABAKAY

Hayatın manasını anlamlandırmayan bir neslin tarihe, kültüre, medeniyete karşı söyleyebilecek nesi olabilir?

Hangi mazeretler ileri sürülebilir, bu içler acısı durum için?

Kitap okumadıklarıyla adeta iftihar eden kuşağın, zaman bulamadığı yalanına kendisini inandırmak için yaptığı savunma, bataklıkta debelenmenin ötesinde bir izahattan farksızdır.

Kimi oluşumların dergi çıkararak, birbirine ödülcükler vererek varlıklarını duyurma çabası, kumda oyundan başka ne olabilir?

Şehirlerin çehresini değiştirme adına dünden bugüne gelen ne varsa ortadan kaldırmayı kendisine gaye bilenlerin mimarîde işledikleri cinayetler, medeniyetin şehirlerdeki akislerinin bağrına hançer değil de nedir?

Binlerce yıllık Doğu Medeniyeti’nden beş-altı şairden şiir ezberleyemeyenlerin kalkıp şiir adına söyleyebileceği mısraların geçmişle bir bağlantısı var mıdır?

Muazzam bir geçmişte bırakılmak istenen kültürü, sanatı, edebiyatı yok bilerek varlıklarını meşrulaştırma sefaletinde ortaya konan ürünlerin topluma dayatılması, buna karşı çıkan halkın sanattan anlamadıkları ön yargısını âlemleştirenlerin sahneledikleri oyunlarda figüran olmaktan başka görevleri yoktur ve mesuliyetleri bulunmamaktadır.

Kendilerine söylenenleri taklid etmekten öte vazifeye layık görülmeyenlerin kendilerinin varlığını yüzyılla sınırlandırmaları ne denli köksüz maziye sahip olduklarının açık-barîz göstergesi değil de nedir?

İddiası olmayanın güreş meydanında pehlivanlığa soyunmaması gerekir. Kıspetini alanın ve bir avuç zeytin yağıyla kendisini yağlayanın kalkıp baş pehlivanlığa oynaması, olsa olsa idrakten yoksun, mantıktan uzak davranıştır.

Dile saygısı olmayanın muteber sayılması söz konusu değildir. Tarihe hürmet etmeyenin kültüre bağlılığı düşünülemez. Dilden, tarihten, kültürden uzak olanın inançla bağlarından bahsedilemez. Günümüzdeki kuşağın doğum sancıları, çektiği sıkıntılar bu sebepten olsa gerekir.

Kendisine ezberletilen kimi monologları, yüksek sesle kendi kendisine tekrar edenlerin dinleyicileri, seyircileri daima kendileri olmuştur. Kendisinden başkasını kabul etmeyenlerin yalnızlığa mahkûmiyetten sitem etme haklarının olmadığı alenî iken, zorla halka dayatılanların kabul görmemesinden ders çıkarmayanları daha bir kamçılamaktadır. Kendilerini eleştirilmez görenlerin holding-banka destekleri ile yürüttükleri kültürel-sanatsal(!) etkinlikler, Anadolu’nun ücra köylerinden birinde işi gücü bağ-bahçe-tarla olan insana kalkıp operet sunma derecesindedir ve bu etkinliklerde kendilerini bulamayanların tahkiri utanmadan dile getirilmektedir, uzun süre.

Sahi eleştirdiklerimizin yanında kendimizi tenkid süzgecinden geçiriyor muyuz? Buna kritik mi otokritik mi denir?  Son dönemde Şehir Araştırmaları konusunda araştıran, çalışan, bir şeyler yazmaya gayret gösteren biri olarak, yayınlanan kimi kitaplara baktığımızda belediyelerin çalışmalarına bakınca şaşırmamak elde değil. İğneyi kendimize batırma cesaretine sahip olmasak, elimizdeki çuvaldızlar, utanç verici olmaz mı?

Bu yazı toplam 1114 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim