Memleketimiz, sanki, 'bir acıya kiracı' oldu. Üzücü olayların biri bitmeden diğeri başlıyor. 'Oğlum yüzme bilmezdi, suyun içinde ne yaptı' diye soran annenin yüzünü hatırlayın. Aklıma tek gelen, Cihan Aktaş'ın bir hikâye kitabının adı: Acı Çekmiş Yüzünde. İşte bu yüz, büyük ölçüde, milletimizin tertemiz yüzüdür. Bir de yüzsüzler var. On sekiz canımız yerin altında ve suyun içindeyken, halay çekenler, havai fişek gösterisi yapanlar. Sabirin.
Gökdelen kazası, maden faciası, tarım işçilerinin acı sonu. Özetle; yoksullar ölüme giderken. Buna, şehit ailelerinin yaşadıkları evlerin görüntülerini de ekleyelim. Nerede bir viranelik varsa, sanki oradalar. En son, eşinin yanında şehit edilen askerimizin baba ocağını gördük. Her şehit haberinden sonra benzer evlerle karşılaşmamız bizi neden şaşırtmıyor? Çünkü iyi biliyoruz: 'Askerimiz fakirdendir.'
Yazının devamı için: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/yoksulun-sirti-zenginin-karni/56794






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.