• İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 9 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 16 °C

İbrahimle Sohbetler-1

M. Ali ABAKAY

Yaşamın hüznüne buladım baharımda saçımın rengini.  Ruhun serencamını sakladım acıların beşiği kalbimde.  Dağ esintisini taşıdı bülbül, nefesi mısraların boynu bükük. Gama ortaklık biçti keder ömrün yarısında gençliğe.

Yalnızlığın kadehini dudağımdan başkasına haram bildim. Libasıdır, kimsesizlik şiirimin acıların merkezinde kalbim .

Der gönlüm bunlar kırılacaksa kırılsın söyle İbrahim kim?

Hayatın sermestliğinden uzağım kandilde pervaneyim. Yanan benliğime alkış tutar şehrayin sanır yandığımı.  Kulaklar paslı feryadı duyan yok içimden yaşlı gözler. 

Neden niçin taze gelinleri nemli topraklar bekler?  Yırtık sayfasında kitabın adımız çizilmiş, kırmızıyla. Defter-i Kebîrde kütükten düşmüşüz, meğer yaşarken.

De bir daha “Bu İbrahimse neden kırılmamış kütükler?”

Sayfasında ömrün nice darbeler vardır ah u enîn sessiz… Bağır hûn fer ölgün sesi soluğu kesik yaşam belirsiz. Hayatın emaresi alınan soluk çevre sessiz dil bî-kes.

De “Nerede İbrahim söyle taklit değilse bunlar kim?”

Merhamet pınarları kurudu, insanlık kendine düşman. Ellerinden alır birbirinin rızkını artık, insan. İsmine gasp denilmez, siyasadır yeni adı. “Aldatma”,” Hile”, “Yalan” adı olmuştur, gözyaşına boğmanın. Herkes toprağa saray kondurur, rızasını almadan taşın, kayanın.

Yükselen saraylar, konakları geride bırakır. Her şey yenilenir, nefis bilinmeli ki ölümü herkes tadacaktır.

Söyle İbrahim, adına söylenen şarkılar kimin?

Yardıma koşan damarlar kesilir, her yer kan içinde. Köyler kan içinde, kasabalar kan içinde, şehirler kan içinde, ülkeler kan içinde, kıtalar kan içinde, dünya neden mutludur böyle biçimde? İnsanlık kendinden habersiz; devran,  intiharın eşiğinde. Kimseler duymaz sesimizi,  nedendir ve niçindir?

Söyle İbrahim, kırılan taşların acısını yüreğinde duyan kim?

Annelerin çığlığını duyan yoksa babalar neden ağlar? Çocuklar niçin boynu bükük ve yetim ve öksüzdür, kan akan coğrafyalarda? Her an değişen haritalarda cetvelleri ellerinden ve silgileri masalarından eksik olmayanlar, hangi akla hizmet etmektedir?

Hemen her gün gazetelerin sayfalarında yurtlarını kaybedenlerin haberlerini görmememizin altında yatan hakikat ne?

Söyle bana İbrahim, hala anlamayacak mı, kendinden geçip başkasına kulluk etmeye devam edenler?

Ben, hangi cehennemin alazında ruhumu ipetok ettim, dünya zevklerini yaşamak için? Benim boynum kıldan incedir, keskinliğini kaybetmişse de baltan, acı hissetmem, vur boynumu İbrahim!...

01.04.2014

Bu yazı toplam 1007 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim