• İstanbul 12 °C
  • Ankara 10 °C

KISA NOTLAR-2

M. Ali ABAKAY

Ey Oğul!..

Lokmanın oğluna tavsiyelerini unuttun mu? İmam Gazalî'nin nasihatlerinden haberin var mı? Yazdıklarım, onların sadece kötü bir taklididir, bilmeni isterim. Kalkıp yazdıklarımıza bakarak, hakkımızda övücü sözler söyleme. Bilmeni isterim ki okumadığımız için paçalarımızdan cehalet akıyor. Lokmanın oğluna söylediklerini öncelikle oku.

 Ey Oğul!..

Hatalarıyla sevaplarıyla İnsanoğlu, hayatın zorluklarını ve kolaylıklarını yaşamın içinde eritebilip, bundan kendince ders çıkartacağı oranda olgunlaşır.

Ey Oğul!..

İnsanlara borcum yok değil. Önemine göre sıralayarak ödemeye çalışıyorum. İnsanlara borçlu olma yerine, ekmek yiyerek su içerek yaşaman daha hayırlıdır.

Sen, borçlu olduğuna karşı yüzün açık alnın ak, başın dik çık!.. Dünyanın nimetlerini borç alarak tüketme, tükenmene kapı açma.

Borç alarak, ayağını yorganına göre uzatmazsan aldığın borcun sahibinine esir olur, kalan ömrünü esarette geçirirsin. Etrafına bakıp olandan ve bitenden ibret almaz mısın?

Bu söylediğimi sakın unutma, kulağına küpe olsun. Borçlu kalacağımıza borçsuz ölmenin bir haysiyeti var, güzel isim bırakma adına. Mirasçıların senin için redd-i miras hakkını kullanmasın.

 Ey Oğul!..

Fazla mal haramsız fazla söz yalansız olmaz. Kimse rızkından fazlasını yemezken mal biriktirenler, ölünce beraberinde ne götürür? Onlar, hiç akıl etmez mi, bu çirkinliği? Onlara bakıp, ibret almayan şaşmıştır. Bunu unutma!..

 Ey Oğul!..

Dünyada yaşayan hiçbir insan, eleştirilmez değildir. Kendisini eleştirilmez gören, ayıplarını muhakkak saklar. İsmet sahibi peygamberler eleştiriden nasibini almışken, kendisini la-yusel görenler, insanlığa nasıl rehberlik edebilir? Onların kulağı var, duymaz, gözleri var görmez, akılları var düşünmez... Bundan daha kötü bir şey var mı?

 Ey Oğul!..

"Kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur," der yaşlılarımız... Asaleti inkâr eden, soysuzluğunda neden direnir? Bunu unutma.

 Ey Oğul!..

İnsanlık kitaptan uzaklaştıkça bilgisizliği bilgi bellemişse bunun suçlusu yine insanlıktır. Yedi kez Zemzemle yıkansa bu suçu işleyen aklanmaz, paklanmaz. Çözüm, insanlığın tekrar kitaba, bilgiye dönmesiyle mümkündür.

Ey Oğul!..

Merhametsiz olandan merhameti öğrenen, insanın çaresizliğinden haberdar olamaz. Hangi kurt, kuzuya merhamet etmiştir? Merhamet etmeyene merhamet etme söz konusu olamaz.

 Ey Oğul!..

Biz, zenginliği bilgide arayan dervişleriz, tefekkürde arayan insanlarız.

 Ey Oğul!..

Bize bakıp ahvalimizi beğenmeyenler, aynada suretlerini görmekten ürkerler.

Ey Oğul!..

Kitapla dirilişin olduğu zamana kasem olsun ki bilgiden yüce bir zenginlik yoktur, hayat tecrübesiyle birleşen, dünyada insan nazarında.

 Ey Oğul!..

Bedenen dinç, ruhen yıpranmış gönlüne esintiler taşı, maveradan...

 Ey Oğul!..

  Kimseye düşmanlığımız olmadı. Kendini bilmezlerin karşısında sabrı tavsiye ettim, her daim.

 Ey Oğul!..

Kötülük yapanın yanında kâr kalmaz, hiçbir zaman. Kötülük, sahibinindir, daima.

 Ey Oğul!..

Hayat içinde kişinin inişli-çıkışlı yolları olur, bunu yaşayan olarak çok iyi bilmekteyim.

 Ey Oğul!..

Kibirden, riyadan, gururdan, nefretten, kinden, ihtirastan uzak tut, benliğini.

 Ey Oğul!..

Yaşamın güzelliğini, sıraladığımız ifadeler gölgelemesin. Çünkü kim ne ekerse mutlaka onu biçecektir.

 Ey Oğul!..

Kimseye değerinden fazla değer vererek, ne onu olduğundan fazla gösterme hatasına düşürüp, ona zarar ver ne de kendini üz... Meselenin tümü bu.

Ey Oğul!..

Yaşa hürmetten azla vazgeçme. Hürmet ettiklerin değersizse, hürmetten uzak dur. Onlara hak etmedikleri değeri vermen, onlar için gerekli değildir. Zavallılar, kendisini bir şey sanır. Bu onlar için zarardan ötesi değil.

Ey Oğul!..

Zamana bak, vakit ne gösterir? Siyah dediğin beyaza, ak dediğin karaya dönüşmüşse, kendini sorgula.

Ey Oğul!..

İmtihan dünyasında neler gördük de ders almadık... İki yüzlü davrananı biliriz de kişiler, üçüncü-dördüncü maske takar oldu. İşte, dikkat etmen gereken, bu. Sen dürüstlükten vazgeçme. Kanaatkâr ol ve doğru olandan yana ol. Bunu unutma.

Ey Oğul!..

Sen ne denli kendini muhafaza edersen et, ruhunda kirlilik olan, mülevves anlayışıyla seni rahatsız edecektir. Sana düşen görev, bu embesil anlayış çizgisinde yürüyen karşısında temkinli ol.

Ey Oğul!..

Gıybete ve iftiraya, dedikoduya karşı daima uzak dur. Onlar, varlık sebepleri gereği, bundan vazgeçmeyecektir. Onları Allah'a havale et. Çoluk çocuklarına beddua etme, onların suçu-vebali olmaz. Fakat, dedikleri yanına kâr kalmamalı. Zamanında ve yerine göre, kendini bilmezlere cevap vermekte gecikme.

Ey Oğul!..

Sahibimiz belli, geldiğimiz, yürüdüğümüz ve dahi gideceğimiz çizgi belli. İşaret ettiklerimiz vasfa sahip olanlar, başlarını hangi kayaya çarptıklarını bilmeleri elzemdir. Taşıdığı genler vasıtasıyla asil asildir, soylu soyludur. Kendini bilmezlerle bir olma, onlara benzeme. Çünkü her kuş, kendi sürüsüyle uçar. Kartal sürüsünde kargaya, karga sürüsünde kartala rastlanmaz. Söylediğimi sakın unutma.

Ey Oğul!..

Yuva yıkan sözlerden uzak dur!.. İnsanın mutluluğu, kötü sözlerden ortadan kalkar.

Ey Oğul!..

İftiradan, dedikodudan uzak dur!.. Bu habis ur misali, tarafları birbirine düşürür.

Ey Oğul!..

Kulağa küpe sözlerden neler kastettiğimi bilmen lazım. Kişi, daima büyüklerin sözünü kendisine ders çıkarıcı, yol gösterici bilmelidir. Tecrübe ile sabittir ki söz dinlemeyenin sonu pişmanlıktır.

Ey Oğul!..

Yaşamın güzelliğine gölge düşüren, kıskançlığa esir düşme; İhtiras, ormana düşen ateş topu misali her yeri yakıp, yıkar, perişan eder. Aklı-ı selimle hareket et. Öfkeyle yola çıkanın inişli-çıkışlı yolu, zararın kat be kat artmasıdır.

Ey Oğul!..

Toprağa teslim ettiğimiz cenazeden sonra ölümü unutan oldu, mezarlık çıkışında.

Ey Oğul!..

Taziye kurulurken, fatihayı okuduğunu göstermek için iki dudak kıpırdatıp elini yüzüne sürene çok rastladım.

Ey Oğul!..

Yaşayan ölülere bak ve gerçek ölülerden ibret alman gerekir.

Ey Oğul!..

Toprak üstündeki ölülerle toprağın altındaki ölülerin arasındaki farkı iyi bilmen gerek.

Ey Oğul!..

Yaşamın rengi olan kitaplardan uzak olma.

Ey Oğul!..

 Sana yol gösterici aksakallılardan ayrı düşme.

Ey Oğul!..

Birinden bilgi, ikincisinden tecrübe, senin etrafı bilmen için şarttır. Yoksa yere düşe kalka adam oluncaya kadar, hayatın dönemeçleri seni yaşlandırır, yer, bitirir.

Ey Oğul!..

Yaşadığı şehre saygısı olmayanın ne kendisine saygısı ne de etrafına hürmeti olur.

Ey Oğul!..

Şehrinin değerlerini tanımayan, bilmeyen, bilmekten uzak olanı yönetici olarak görme.

Ey Oğul!..

Şehrine değer vermeyenle selamı-sabahı kes.

Ey Oğul!..

Seni okumaktan alıkoyan ne varsa, elinin tersiyle bir kenara at. Seni düşünmekten alıkoyan ne varsa aklından sil!..  Seni sen yapan değerlere sarılmadıkça hiçsin!.. Bunu unutma!..

Ey Oğul!..

Hayatta başarılı olmanın şartı, şimdi dünya malı ile ölçülüyor. Biz, vazgeçtik, ihtirastan, hırstan, mevkiî ve makamdan.

Ey Oğul!..

Tartıda ve ölçüde eksiksiz ol. Ticarette hakkın olmayanı alma. Hiçbir zaman emeğin dışında bir şeye sahip çıkma isteğin olmasın.

Ey Oğul!..

Çocuklarıyla, malıyla, servetiyle övünenlerden kim kalmıştır, dünyada?

Sakın ola, geçinecek, yaşanacak, ihtiyacın dışında bir şeylere talipkâr olma. Zengin olma, gönül zenginliğiyledir.

Ey Oğul!..

Sana sözlerim sürecek, bunda mesele yok. Söylediğimizle yaşadığımız aynı olmadıkça, hayatta huzuru bulma, arama beyhude uğraştır.

İçimizden geçenle yaptığımız bir olmayınca, başkasına doğruluğa dair sözler söyleme, gücünü-etkisini yitirir.

Ey Oğul...  

Hayatta insanı yıkan gamdır. Hayırsız evlad, gamın kendisidir.

Ey Oğul!..

Hayatta tutunacağın bir yolun olsun. Hayatta ilkeli, tutarlı olman için, daima okumalı, bilgini artırmalı ve iki günün bile birbirine benzememeli. Daima kendini yenilemelisin.

Ey Oğul!..

Söylenecek çok söz vardır, aramızda. Her şeyi anlatmak, oldukça zor. Öncelikle insan olmak lazım.

Dara düşmeden genişliği, yoksulluğa düşmeden önce zenginliği, hastalanmadan önce sağlığı, yaşlanmadan önce gençliğin değerini bilmek lazımdır.Kalp kırma ve kalbinin kırılmasına müsaade etme.Aldanma ve aldatma.Hak ve doğruluk şiarın olsun, ondan şaşma. Kitaplarımızda yazdıklarımızı tekrarlamak istemedik, hiç bir zaman.

Ey Oğul!..

Yaşadığın şehri tanı, bil, tanıt ve benimse. Doğduğun şehir, ilçe, köy senden bir şeyler isterse vefa borcunu öde. Etrafındaki insanların hatırını sor, yaşlıların durumunu sormayı ihmal etme. Önce annene, sonra babana imkanın ölçüsünde maddî destekte bulun, onların üzerindeki hakkını unutmayasın. Annesine ve babasına saygıda, hürmette kusur işleyenin geleneğimizde, inancımızda yeri yok, yeri olmamalı ve olmayacaktır.

 

Ey Oğul!..

Yayıncılık dünyasında işimiz-sevdamız olan kitaplara baktığımızda çoğunlukla elimiz koynumuzda kalıyor. Bir yazar düşünün ki çıkan yeni kitapları alamıyor, almaktan uzak bir bütçeye sahip. Yazar, kaleme aldığı kitaplarıyla toplumu aydınlatmak ister, çabalar, uğraşır ve eserini ortaya koyar. Yazarın amacı, kendisini okurda bulmaktır. Yazar, kitaplarına okur bulmadığında, kitap satın almaya güç yetirir mi? Yazar, aç olan bir insanın lokanta camekânında yemeklere bakarak açlığını hayal ile gidermesi ne kadar mümkünse aynen öyle. Bu ay çıkan hiç bir kitabı alamadım, kitap gönderdiklerim karşılığında mukabelede bulunmadı.

Ey Oğul!..

Bu dünyayı değiştirmek istersen, kitaptan ayrı düşme. Varlığın sarsılması ve yıkılması, kitaptan uzak durmaktan kaynaklanır. Okuyanlar ile okumayanların bir olmadığını sanan zavallılar, bilenlerle bilmeyenler arasındaki farkı anlamaktan uzaktır. Biz okuyan değil bilenlerden bahsediyoruz. Okumaya zorlanan gençliğin kitaptan uzaklaşması değil midir, içinde olduğumuz durum?  Bilenlerle bilmeyenler hiç bir zaman bir olmaz. Biz, bundan yanayız, yana olduk, olmaya devam etmeliyiz.

 Ey Oğul!..

Sinema salonlarını hınca hınç dolduranlara bakarken şaşırıyorum. Bunlar eserin kitabını okumayı değil, kitabın senaryosunu bir buçuk-iki saatte seyr u temaşa etmeyi daha kolay buluyor. Sinema eserlerinde oynayanların özel hayatlarına baktığımızda bir çok sinema filmine gitmeyi gönlüm istemiyor. Parasını verdiğim filmde, filmde oynayan oyuncunun oyunculuğuyla özel hayatı bir birini tutmayınca, bu tarz filmlere gidenlere de tuhaf bakmaya devam ediyorum.

Ey Oğul!..

Hayatımızı sinemaya çevirenlere baktığımızda, " Biz onların hayatını ne zaman sinemaya çeviririz." diye düşünüyoruz. Bu sinema filmleriyle bizi yirmi yıllardır kötü tanıtanlar, bizim onları gerçek hayatlarıyla tanıtmamızdan hoşnut olmazlar. Bunu biliyoruz.

Ey Oğul!..

Televizyon ekranlarına baktığımızda bizi bize anlatmayan, bizi bizden soğutan, bizi biz olmaktan çıkaran yapımların, daha önceki kuşakları ne hale getirdiğini görmezden gelmek, aptallığın ve ahmaklığın işareti değil de nedir?

Ey Oğul!..

Sen, seni sana anlatan, senden olan, seni sen yapan yapımları seyretmedikçe, senin sen olman mümkün değildir.

Ey Oğul!..

Bu milyonlarca insanı aptal kutusunun başına toplayan televizyonlarda beğendiğimizi sandığımız kimi kanallar, ısrarla Kemal Sunal ve benzeri filmleri oynatmayı yeniden keşfetmiş.

Ey Oğul!..

Bu filmler, aslında diğerlerine göre oldukça masum sayılır. Şimdi bakıyor ve görüyoruz ki bu kolay bir iş değil.

Ey Oğul!..

Dünyanın malı ve mülkü, ancak harcanmak üzeredir, ideal olma şeklinde kişi, sadece bekçi konumundadır.

Paranın hükmü bir yere kadardır, nihayetinde el kiridir. Paranın bolluğu, insanın nefsine esarete basamak olmasın, şahsına. Paran çok olduğunda derttir, azaldığında ayrı bir fecaattir. Dağıttığında etrafında eş-dost artar görünür, azaldığında sayılarında oldukça düşüş yaşanır. Paran olmayınca evdekiler somurtkan olabilir, çoluk-çocuk çekilmez hale gelebilir, unutma.  Akraban selamı kesebilir. Paran, ev için, araba için, maîşet için yeterli olursa fazlası önem arz etmez. Kim, öbür dünyaya giderken kefene cep yaptırmış? Para için gecesini gündüzüne katanlara acı, onlar sadece paraya kulluk yapar. Yalnız unutma, namerde muhtaç olmayacak kadar, paran olsun.

Ey Oğul!..

Sözün doğru olmalı, başkasının ne dediğine bakma.

Ey Oğul!..

En kaliteli bal, elinde ucuzken pahallısını, kalitesizini alana aldırma. Arının yapmadığı balı (!), kalkıp methedenleri düşün. Devranda altının sahtesini yapabilenler, balın özünü bozamaz. Arının yaptığı bal ortadayken, piyasada işportaya düşen şeker kıymet kazanır mı? Şekeri "bal" diye pazarlayanlar, çocuklarına yedirir mi, sahte balı? Dur ve iyi düşün!.. Ömründe bal kovanı görmeyenlerin, kendisini arı sokmayanların devrinde kartvizit etiketlerinde uğraşlarını "Bal Uzmanı" görürsen bir dur ve düşün!..

Ey Oğul!..

Sütün rengiyle pamuğun ve karın rengi müsavîdir. Biri erir, biri kumaşa döner biri gıdaya dönüşür. Kireçle bunları karşılaştırsan, hatanın içinden çıkmayacağını bil!..

Ey Oğul!..

Soytarılık tarihine adını altın harflerle yazdırmak isteyen besmelesiz insanlar, şeref (?) bildikleri aşağılık durumlarıyla âlemi ateşe salarken, merhametten yana nasipsiz olduklarını bilmezler mi? Onların sıfatlarını kabul etme ve gelip geçici saltanatlarına kanma. Ateş ehli cehenneme kendi ateşini götürür. Bunu unutma!..

Ey Oğul!..

Bilmez misin, deryanın damlası da tuzludur kovası da... Haram süt emmişlere karşı -daima- doğruluktan, haklı olandan yana ol.

Ey Oğul!..

Her şey kaybedildiğinde değerinin oranında ihtiyaç haline geliyor. Bir şeyin azlığı, onu her zaman temin etmek mümkün olmadığından değerinde artış hissedilir; altın, gümüş misali. Üzerinde yaşadığımız topraklar, vatan kaybedildiğinde hayat biter. Onun için vatan, olmazsa olmazdır, anasır-ı erb'a gibi.

Ey Oğul!..

Toprak için can verilir. Toprak olmazsa yaşamın olduğu hayat söz konusu olmaz. Vatanı topraksız düşünene yazıklar olsun.

Ey Oğul!..

Ne kadar bilgi sahibi olsanız, beyhudedir, cahil cuhela arasına düştüyseniz. Size değer-kıymet vermeyenlerin, sizi anlamayanların yanında değerinizi-kıymetinizi düşürmeyin, kişiliğinizden taviz vermeyin, onlarla muhattab olmayın. Size yakışan, onlardan uzak durmaktır.

Ey Oğul!..

Sulh getirmek üzere yola çıkanların vatandaş üzerine ateş açması, tanklarla vatandaşı ezmesi, uçaklarla helikopterlerle bombalar yağdırması "Harp" olarak yorumlanmasa, vatana ihanet nasıl yorumlanabilir? Allah, beterinden saklasın!...

Ey Oğul!..

Özünde ihanet, sözünde hiddet, hareketinde şiddet olanın gönlünde merhamet arama.

Ey Oğul!..

Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmemezlik, öküz altında buzağı aramakla eşdeğer bir ahmaklık çeşididir.

Ey Oğul!..

Çan-Ezan Kardeşliğini vurgulayanlar, Haçlı Seferleri'ni nasıl yorumlayacak? Bir de kipalı-istavrozlu hareket sahiplerine ne denmeli?

Ey Oğul!.. İncirliğin köküne incir ağacının dikilmesi elzemdir!..

Bu yazı toplam 1060 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim