“Kobani kurtarıcıları” gibi lanse edilen, omuzlarında Amerikan bayraklarını taşıyan ve “biji serok Obama” (yaşasın önder Obama) sloganları ile Ayn el-Arap’a (Kobani) giriş yapan Peşmerge güçlerinden ilk haberler gelmeye başladı.
IKBY’li Peşmerge Komutanı Ahmed Gerdi, “Peşmerge bugün çatışmalara katıldı. Ancak çatışma kısa sürdü çünkü IŞİD’i kısa sürede bastırdık ve öldürdüğümüz IŞİD’lilerin silahlarına el koyduk” dedi.
Kısa süre içinde geniş çaplı bir operasyona başlayacaklarını da açıklayan Gerdi, YPG ve ÖSO ile olan aralarındaki güçlü işbirliğine de dikkatleri çekerek, “iki istenmeyen” (Peşmerge ve ÖSO) ile PYD arasında nasıl bir “zoraki ittifak”ın da gerçekleşebileceğini böylece ortaya koymuş oldu.
***
Evet, 150 kişi ile bir destan yazılacak havası Kobani semalarına hakim; tabi bir de başta ABD uçakları olmak üzere, koalisyon güçlerinin “göstermelik” bir hava hakimiyeti söz konusu...
Nitekim Peşmergenin gelişini kutlamak için 10 sorti yapmışlar, eğer yanlışlıkla başka yere bombalarını bırakmadılarsa, IŞİD mevzilerini/hedeflerini vurmuşlar. Ne de olsa Ortadoğu’da “yeni bir devlet inşasının hikâyesini” hep birlikte yazıyorlar. Kobani bu anlamda bölgenin Stalingrad’ı pozisyonuna sokulmaya çalışılıyor.
Ama senaryo çok kötü!
***
En azından Kobani’de kimin hangi amaçla çatıştığı belli değil. Şu an için var olan gerçek, Kobani’nin IŞİD’in eline geçmemesi.
Esad sonrası yeni Suriye’yi hiç bir şekilde Kuzey Suriye’deki Kürtlere bırakmak istemeyecek olan Suriyeli Arap milliyetçilerden oluşan ÖSO güçlerinin, böylesi bir olasılığa karşı şimdiden Ayn el-Arap’ta ön alıcı hamleler yapmaya çalıştığı PYD tarafından da sıklıkla ifade ediliyor. Ortada bir “vatan savaşı” söz konusu!
Dolayısıyla, böylesine derin bir şüphe ve güven sorununun had safhada olduğu ortamda “Büyük Kürdistan”dan, hatta “Suriye Kürdistanı”ndan bile bahsetmek o kadar kolay değil.
***
Başta Türkiye olmak üzere, bölgesel aktörleri ve faktörleri de göz ardı etmemek gerekiyor! En azından İran’ın şu ana kadar vermiş olduğu tepkiler de böylesi bir takım oldubittilere sessiz kalınmayacağı yönünde. Rusya bile etrafındaki onca krize ve dayatmalara rağmen Moskova’dan kararlılık mesajları göndermeye devam ediyor.
Peşmerge’nin Türkiye’den geçişi sırasında ortaya çıkan tablo ve ABD’ye düzülen methiyeler, açıkçası karşımızda nasıl bir senaryonun söz konusu olduğunu da bir kez daha ortaya koymuş durumda. Öyle ki, sanki gözümüzün önünden bir ara “ABD Mandası” geçti!
***
Burada bir diğer önemli husus ise, Esad’ın halen devam eden varlığı ve IŞİD’e yapılan darbenin bu rejime nefes aldırması. Ve pek tabi, bunun Washington’da yol açtığı “derin ayrılık”.
Nitekim Başkan Obama ile Pentagon arasındaki “Suriye çatlağı” artık dışarıya su sızdırmaya başlamış durumda. Pentagon, Esad’ın devrilmesinden yana tavır alırken; 2012’den bu yana bunu bir öncelik olmaktan çıkarmış bulunan Obama yönetimi mevcut tavrını korumaya çalışıyor.
IŞİD ve Kürtler boyutunu da unutmamak lazım. IŞİD ile “mücadelesini” 3 yıla yaymış bulunan, “Kürt Koridoru” ve “halkasını” bir an önce gerçekleştirmeye çalışan ABD açısından tam bir sakal-bıyık durumu söz konusu!
***
Bu bağlamda, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin yaptığı açıklama dikkat çekici. Kerry, “Irak Kürdistanı”nın bağımsız bir devlet olarak tanınmasının zamanının henüz gelmediğini söylüyor.
“Sorunları bir bir çözmek gerektiğini” söyleyen Kerry’nin gerekçesi manidar. Kullandığı cümle aynen şöyle: “Irak Kürdistanı lideri Mesut Barzani’nin bunu anladığını düşünüyorum. Barzani Bağdat’ta yeni hükümet kurulmasına yardımcı oldu, Kürtler bunda yer aldılar. Kürtler Irak ve Şam İslam Devleti ile mücadelede birlik ve sağlam olmanın önemini anlıyorlar.”
***
Bunun daha açık anlamı: “Alanda ben Türkleri kullanamıyorum, o yüzden sizleri kullanacağım” demektir. Yani, “Bu kirli savaş ve ABD menfaatleri için 'Kürt lejyonerlere’ ihtiyacım var” diyor.
Dolayısıyla, başta Selahaddin Eyyubi olmak üzere, Çanakkale ve Derbent savaşları gazilerinin torunlarının gerçekleri görmesi ve bir kez daha emperyalizme geçit vermemesi, onun vaatlerine kanmaması gerekiyor.
Evet, oyun büyük ve sırada Türkiye var. Bu oyunu bozmanın yolu ise tek bir kelimede saklı, o da “kardeşlik”. Bu tuzak ancak İslam kardeşliği ile bozulabilir. Aksi takdirde, bunun kazananı “Serok Obama” ve diğer “Siyon-Haçlılar” olur!
03.11.2014 Milli Gazete
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.