• İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

Millî eğitimde paradigma değiştirmeyi düşünmek

Ahmet Tâlib ÇELEN

Maârifin (eğitim kelimesi yetmiyor) temel unsûru muallim-hocadır. (Öğretmen kelimesi yetmiyor). Bugüne kadar yapılan eğitim reformları bu gerçeği yeteri kadar kaale almadı, ya teğet geçti ya da tamâmen ihmâl etti.

Eğitim meseleleri arasında öğretmen mevzûu umûmiyetle öğretmenin özlük hakları ve maaşları zâviyesinden masaya getirildi. Oysa bizim dikkat çektiğimiz öğretmen meselesi bu değildir. “Öğretmenin meselesi” ayrı, eğitim sistemimizin “öğretmen meselesi” ayrıdır. Birincisi de mühimdir ama ikincisi, yani “öğretmen meselesi” bekâ meselemizdir. Necip Fazıl merhûmun “Hayat mayat diyorlar/Benim gözüm mayatta” dediği gibi biz, dünyâperestlerin gözüyle görünenin ötesine bakıyoruz. Eğitim, bir milletin en mühim bekâ meselesi, öğretmen eğitimin en mühim unsûru olduğuna göre öğretmen meselesi aslında milletin bekâ meselesidir. 

Öğretmen rol modeldir. Dijital dünyânın ve ona bağlı olarak sosyal medyanın gücüne rağmen öğretmen hâlâ çocuklar üzerinde büyük tesîr gücüne sâhiptir ve yıllarca süren bir münâsebet mutlaka çocukta izler bırakmaktadır. Bu izler öğretmene bağlı olarak müspet de menfî de olabilmektedir. Devlet, yeni nesillerin karşısına milletin dînini, ahlâkını, dilini, kültürünü, kimliğini tam olarak temsîl edebilecek rol modeller çıkarmalıdır. Ateist, deist, seküler hayat tarzına esîr olmuş, âhiretsiz, mâneviyâtsız… rol modellerle yeni nesillerin Müslüman ve Türk kalabilmesi mümkün değildir. Öyleyse iç dünyâsı beyaz bir sayfa gibi tertemiz çocuklarımızın karşısına mümkün olan en mükemmel kişilikleri çıkarmamız şarttır. Dolayısıyla öğretmen seçimi eğitimin baş meselesidir. Kişilikleri hakkında hiçbir bilgiye sâhip olunmadan KPSS gibi test sınavları başarı sıralaması ile öğretmen seçilemez. Bu şekilde seçilen bir öğretmen kadrosundan yeni nesilleri millî ve mânevî değerlerine bağlı olarak geleceğe hazırlamasını bekleyemeyiz. Hiçbir millet, yeni nesillerini kendi millî-mânevî değerlerine lâkayt veyâ düşman eğitim kadrolarına teslîm etmiyor. Bu garâbet sâdece bizde görülen bir şey. Bir ân evvel bu meseleyi halletmezsek istikbâl ve istiklâlimiz tehlikede demektir. 

Bu sancımızı dile getirmeye çalıştığımız birçok yazı yazdık. Nerelere ulaşır, kimler duyar ve gereğini yapar bilmiyoruz tabiî. Bir ümitle âvâzımızı bu âleme salmaya devâm edeceğiz. Elbette birileri duyacaktır. 

Bu yazı toplam 159 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim