Her asırda mücedditler/yenileyiciler gelir. Bunlar birden fazla alanda birden fazla kişi de olabilir. Lakin sektirmeden yenileyiciler gelse de İslam alemi her yenileyici ile yenilenmez. Bazı asırda kalkınma hamlesini kaçırabilir. Yerinde sayabilir ya da kalkınmada geri kümeye düşebilir. El Cezire'nin eski Genel Müdürü Vaddah Hanfer bir konuşmasında bu meseleye parmak basıyor ve İslam aleminin her tökezlemeden sonra belini doğrulttuğuna ve yeniden ayağa kalktığına işaret ediyor (https://www.facebook.com/reel/2136810456813122). Hiçbir düşüş ebedi kalmamıştır. Her tökezlemeden sonra afiyetini geri kazanmıştır. Haçlılar, Moğollar ve Endülüs'ün düşüşünden sonra her zaman küllerinden yeniden doğmayı başarmıştır. Garpta tökezlerse şarkta ayağa kalkmıştır. Şarkta tökezlerse garpta ifakat kazanmıştır. Her tökezlenme dönemini bir toparlanma dönemi ile atlatmıştır.
Bir devlet çöktüğünde yerine başka bir başkası kuruluyordu. Endülüs düştüğünde Müslümanlar Hindistan'da ihtişamlı büyük bir devlet kuruyorlardı. Hep böyle olageldi.. Geçen yüzyıla kadar vetire hiç bozulmadı. Ta ki önceki veya geçen yüzyıla dek! İslam alemi geçen yüzyıl yenilenemedi. Mücedditler geldiği halde siyasi açıdan yenilenemedi. Bu görüşü teyit eden misallerden birisini Bernard Lewis vermiştir. İslam medeniyetinin Batı medeniyetine kadar karşılaştığı bütün medeniyetleri gerilettiğine tanıklık etmektedir. Bernard Lawis 18'inci yüzyıl ve akabinde İslam aleminin Batı ile karşılaşmasında ilk kez gerilediğini ve üstünlük kuramadığını da söylemiştir. Bu doğrudur. İkinci Mahmut ile birlikte başlayan Fransız Devrimi'nden mülhem reformlar Mustafa Kemal ve Cumhuriyetle birlikte pik noktasına ulaşmıştır. Sykes Picot İslam aleminin Tih dönemi olmuş ve bir türlü toparlanamamıştır.
Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2025/08/25/islamin-ahir-zamanda-yenilenme-sureci
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.