• İstanbul 20 °C
  • Ankara 15 °C

Neden kitap okumuyoruz?-1

M. Ali ABAKAY

Uzun zaman sayılmaz. Lakin bana göre oldukça uzun zaman. Üç gün boyunca, elliyi geride bırakan yaşamımdan elde ettiğim kendimce tecrübe ile aklıma o anda gelen sözleri, klavye kahramanlığıyla bütünleştirerek, aklıma ne estiyse yazmaya başladım, “ Sosyal “ denilen, aslında insanı kendisine bağımlı kılan, okumayı körelten, insanı kendi yalnızlığına iten ve sonuçta güvensiz, zavallı, kuşkucu hale getiren internet ortamına, facebook âlemine.

Kimi dostlardan tepki aldım, başıma düşen bir saksı olup olmadığını sual edenler oldu. Apartmanların balkon altlarından geçmediğimi ifade etmeme rağmen, bende olan değişime şüpheyle bakanlar oldu:

-Hocam, yılların eğitimcisiniz, yazdıklarınla yaşadıkların Newyork-İstanbul misali, uzaktır, birbirine.

Aslında daha fazla suçlamalar yok değildi, dozu kaçmış suallere muhattab kılındım:

-İnanmıyorum, bunları sizin yazdığınıza.

İnanmalarını söyledim, yazdıklarımın az bile geldiğini ifade ettim.

Yetmiş iki saatte neler paylaştım, dostlarımla?

Sadece size sunuyorum, yorumsuz olarak. Sözleri numaralandırmamız, karışıklığa meydan vermemek içindir.

1-Üniversitelerde Ünlü olacaktık ki perde indi, gözümüz açıldı, gönlümüz huzur buldu.

2-Plâk bozuk olunca iğnede kabahat aramak, beyhude uğraştır. Ömrümüz aynen öyle.

3-"Üniversite" deyince hayallerimiz vardı. Bitirince kurtulduğumuza sevindik, çocukça.

4-Akademisyen dünyasında olmak, şimdi kumsalda kumdan şehirler icat etmeye dönüştü.

5-En sıradan insanımız, onların profundan doçundan bilgiliyken vah esir halimize.

6-Ömrümüzün hırsızı olanlar, bilgimizin dilencisi olmaya layık değil!...

7-Kim çaldı çocukluğumuzu, söyleyin dayak yemeye de varız!...

8-Bakır sahanlarımız vardı, ayna yerine bazen kullandığımız, kalaylı, saf ve temiz.

9-Pikapta tekrarlayan plâğa döndü hayat. Ne zaman kırılacak iğne?

10-Yaşadığı yeri sevmeyen, havayı ciğerinden uzak tutsun, suyu içmeye, yemeye ekmeği!..

11-ve sözün bittiği noktada tekrar başlayacak hayat, bizim için.

12-ve kibirden, riyadan uzak, dua beklentisi içindedir, onulmaz yaram.

13-ve sözlerimiz yüreklerde kitaplaştığında hayırla anan dostları arzular, gönül...

14-Plaket üstüne plaket. Hepsini çöpe atmalı. "Allah razı... " demek kâfî.

15-Sözümüzü duymak istemeyene türkümüz, şarkımız, kasidemiz, gazelimiz olmamıştır.

16-Gönlümüzü kilim kılsak, kirletmez dostlar arıyoruz; ayak izleri bizim için şereftir.

17-Golf oynayacak kadar ömrüm yok. Suyu boşa akıtan utanmaz, sopanı kır, o ağaçtandır.

18-Umutlarımız pürsüyor, memede kalan süt misali... Çoktan büyüdüm. Neredesin Anne?..

19-Kolumuz kanadımız kırıldı, boynumuz kıldan ince, Muhîbban için.

20-Söyleyecek sözümüz vardır, dalı kırandan. Ondandır, sancımız, düşmemizin ağaçtan.

21-İçimizi döktüğümüz dost, bizi minareye çıkarma. Uçmada beceriksizim, düşer ölürüm.

22-Ruhunu şeytana satandan merhamet bekleme alçaklığın zirvesidir.

23-Bir hüzün çöker, yüreğimin ta ortasına. "Kara göründü." diyen sese kurban.

24-Kebab olan yüreği çevirme. Közden sıcaktır, gönlüm.

25-Bize katından muştu yolladın, kıymetini bilemedik. Halimizden sitem olmaz, asla!..

26-Ebabiller geç kaldı, bu bizim utanmazlığımızdan. Ebreheler çoğaldı.

27-Büyücülükle imtihan edildik, edvarda, sihirbaz dediler. Onların dili kurusun!..

28-Yolumuza diken serenler, tarihte yabancımız değil. Soyları kurusun, ebter olsunlar.

29-Anlaşılmamak için gürültü. Radyoyu sonuna kadar kim açtı? Muhakkak bir İrlandalı.

30-Halep'te gönlüm kaldı, dilimde hüzün. Bana acıdan kase sun, ruhum yaralı.

31-Güzel günleri düşün gönlüm, o mirastır yarınımıza.

32-Şekeri zehirle buluşturan tatmalı ki ellerimiz kırılsın alkıştan.

33-Kitaptan ne istediniz? Bak, okunmuyor işte. Kitabı kayık yap, gitmek için uzaklara.

34-Lokumun tatlılığı acıya dönüşür, yüreğimde.

35-İşimiz, lafla peynir gemisi. Deniz nerede? Tayfalar kim? Yüreğim yıkık!..

36-Toplantı toplantı. Yumurtayı hangi ucundan kırmalıyız? Mesele bu. Kırın yumurtayı!..

37-ve bir ağacın gölgesinde edebî uykuya dalmak istiyorum, üzerime güneş doğsun...

38-Biz söyleyecektik doğruları, yanlışlarda boğulmuşuz.

39-Teselli bulmak için yazıyorum, bilirim avuntudur yüreğime, yazdıklarım, ne fayda!..

40-Durmak lazım elin bize ıstırab verişine karşı açık alın ve dik duruşla. Ne yazık aklı pazarda bir küfede unuttuk, umursamazca, aymazlıkla.

41-Bana ağaçtan düşeni getirin derdimden ancak o anlar.

42-ve bir ağacın gölgesinde edebî uykuya dalmak istiyorum, üzerime güneş doğsun...

43-Biz söyleyecektik doğruları, yanlışlarda boğulmuşuz.

44-Mahcubiyetimi ifade edemem, istifa ettim insanlığımdan, Haleple sahlebi bir tuttular.

45-Halep'te atan yüreğimin intiharıdır suskunluğum.

Bu sözler yumağı uzamasın. İkinci bölümünde oldukça ilginçlikler var. Onun da devamı, başka bir yazının konusu olmalı.

Bu yazı toplam 835 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim