• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C

NEDEN KİTAP OKUMUYORUZ-2

M. Ali ABAKAY

Bir önceki yazımızda alt alta sıraladığımız, facebook ortamında yayınlarken oldukça beğeni toplayan, ilginç yorumlara zemin hazırlayan sözlerin geride kalanlarını yayınlıyoruz.

 

Sanal ortamda yer verdiğimiz makalelerin okunabilirlik oranı neredeyse yok, beğenen dostlar da ayıba kaçmasın düşüncesiyle beğeniyle taçlandırır, yazdıklarımızı.

 

Kitap okumayı bırakın, kendisiyle ilgili-alakalı bir makaleye üç-beş dakika ayırmaktan aciz olan okur, ilgisini çekecek fotoğraflar yayınlandı mı, kaydını alır, paylaşıma sunar.

 

Niçin bu denli okumaktan alıkoyduk, kendimizi?

 

Televizyona ayırdığımız süre, sanal ortamda tükettiğimiz saatler, yirmi dört saatimizin yarısından çoğunu alır gibi oldu. Evde sürekli oturanları hesaba dahil edersek, bu oran oldukça ürpertici rakama yükselir.

 

Bizi, kitaba zaman ayırmaktan alıkoyan sebepler üzerinde düşünürken, kendimizce teste dönüşen sözler, kısa ve hemen okunabilirlik oranıyla çok beğenildi. Anlık beğenmeler, elbette unutulur. Okunan kitaptan sözler, gerektiğinde elimizin altında tekrar okunmayı bekler.

 

Yorumsuz ve olduğu gibi, yetmiş iki saatte paylaştığımız, kimi zaman hüzün kimi zaman tebessüm hali sözleri kaldığımız yerden paylaşıyoruz:

   

 

Huzuru bulmak için serçe kuşu misali sığınsak bir çınar ağacının dalındaki yaprağa ve dursak yağan yağmura inat, sabırlıca.

 

Denizin olduğu memlekette doğmadım. Yüzme bilmem, hırçın dalgalar götürürse yüreğimi, üşürüm, utangacım soğuk sulara karşı.

 

 

Ve gecenin kaçınılmaz başlangıcı. Günün nihayeti geceyle başlar. Hayırlı okumalar!..

Kitap sayfaları arasında boğulma. Kitap, bir deryadır, böyle öğrendik. Yüzme öğren!..

Yazarlık kurslarına gidilerek yazar olunsa her kedi avcı olurdu!..

Çağrılmadığımız fuara, festivale gitmeme kararını aldık, kimse haberdar değil!..

Kumaş kötüyse terzi ne yapsın?

Sanal arkadaşlık kumsalda atılan imzaya benzer. Deniz dalgası imzayı siler.

Huzuru köyde kasabada arayanlar, şehri neden seviyor? Hani şehirler güzeldi?...

Biz söyleriz de söylediklerimize göre yaşıyor muyuz?

İnsan yazdığı ve düşündüğüyle sorumluysa hayrı dokunmayanın kıymeti hükümsüzdür.

Kişinin hayal dünyası ruh aynasıdır. Dostlar benim aynam kırıldı!..

Okuduğuyla düşündüğü bir olmayanın arkadaşı iblistir. Şeytan iblis midir?

Yazar olmuşuz ne kıymet taşır? Okunmadıktan sonra ne anlaşılır?

Mevlanayı anlamayan roman yazar. Anlasaydılar mesnevi okunurdu.

Hayata "yaşam" diyenler ömürlerini neyle geçirince mutlu olur?

Kendisine faydası olmayan, güzel sözlerle insanı kandırma meşgalesinde yalnızdır.

Ehil olmayan ehliyeti, araç belgesi sanıyorsa vah halimize!...

Cennetin kıymetini bilmek için cehennemin yakıcı ateşi olmazsa olmazlardandır

Güzel düşünmeyen nasıl güzel konuşabilir?

Sağır davranan feryadı nasıl duyar?

Ateşi eline alamayan yanan yüreği nasıl taşır?

Görmeyen gözü, işitmeyen kulağı, akletmeyen zekayı ne yapalım?

Çağın Leylası kalmadı ki Mecnun'u olsun...

Sabah güneşi görmekten rahatsız olan akşamı hasretle bekler.

Derde derman arayan doktor, hastalığına teşhis bırakamıyorsa ne demeli?

Güzelliği suratta arayanlar, ruhta güzelliği ne bilsin?

Evlilik Programlarını sunanlar kaç kez boşanmış?

TV Dizileri, milleti cinnete davet için reçete midir?

Yoksulluğun ölçüsü BMV araç alamamaktan geçiyorsa 2. El Mercedes ne güne durur?

Fakirlik edebiyatı yapanlar, rezidanslarda neden oturur?

Sebze yemeğine alışan, ete düşmanlığını yoksullukla izah ederse havyar sevdasına tutkunluğuna ne bahane uydurur?

Şehir bilgisi olmayan ne kasabayı bilir ne köyü... O, kendisini şehirli sanır.

Kışın üşürken bazısı denizi, kumsalı hayal eder. Gel bakla ıslansın dilin altında.

Seyahate niyet edersin vatandaş bavulunu hazırlar, gitme saatini sorar.

Şeker dersin adam çaya razı değil, kahve bekler.

İtin biri "hav!.." dedi mi enikler "Hev hev!.." korosuna hazırdır.

Sanal ortamda çok beğeni toplasak, yorum alsak adımız tarihe mi geçecek!..

Bu yazı toplam 975 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim