• İstanbul 18 °C
  • Ankara 19 °C

Orhan Okay vefatının birinci yılında TYB'de anıldı

Orhan Okay vefatının birinci yılında TYB'de anıldı
Yeni Türk Edebiyatı dalının kurucularından olan ve çok sayıda öğrenci yetiştiren “Hocaların hocası” Prof. Dr. Orhan Okay vefatının birinci yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nde düzenlenen programla anıldı

 

13 Ocak Cumartesi günü TYB  Mehmet Âkif Divanı’nda yapılan etkinliğe,  TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen, Prof. Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat,   Dr. Necmettin Turinay ve Yrd.Doç. Maksut Yiğitbaş konuşmacı olarak katıldılar.

TYB Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan’ın yönettiği programın ilk konuşmacısı D. Mehmet Doğan sözlerine, Orhan Okay’la ilişkilerinin diğer konuşmacılardan farklı olduğunu, bütün konuşmacıların Orhan hocanın talebesi olarak programda yer aldığını belirterek başladı. Doğan, ilk şiirinin Nureddin Topçu’nun Hareket dergisinin kasım 1967 sayısında yayınlandığını, Orhan Okay’ın Topçu’nun talebesi olması hasebiyle bu dergi çevresinde yer aldığını, zaman zaman yazılarının bu dergide yayınlandığını, dolayısıyla Orhan Hoca ile tanışıklığının bu dergi çevresinde bulunmaktan kaynaklandığını söyledi.

Doğan,  Prof. Dr. Orhan Okay’la tanışmasını da şöyle anlattı: “Orhan Hoca bir İstanbul çocuğu idi. Yaz tatillerinde İstanbul’a gelir, dergi çevresiyle ilişkilerini böylece sürdürürdü. İstanbul’un ünlü menba sularına gezi tertiplemek Hareket dergisinin önemli buluşma faaliyetlerindendi. 1970’lerin başında Sarıyar Hünkar Suyuna gidildi. Vapurda Orhan Hoca ile yan yana oturduk. Zarif bir İstanbul beyefendisi ile beraberdik. Aynı zamanda İstanbul’u, Boğaz’ı çok iyi bilen bir İstanbullu olarak konuşan Orhan Hoca’dan o sohbette çok şey öğrendim. Daha sonraki yıllarda Erzurum’a yolumuz düştüğünde Orhan Hoca’ya uğrar, o Ankara’ya geldiğinde görüşürdük. Daha sonraki yıllarda ise; Türkiye Yazarlar Birliği’nin düzenlediği Nurettin Topçu programlarına katıldı. Benzer davetlerimizde de bizi kırmadı. Yalnız iki sene önce yaptığımız Nureddin Topçu bilgi şölenine sağlık sebepleriyle katılamadı. Dilimize, edebiyatımıza büyük hizmetler yaptı. Yahya Kemal’le başlayan zincirin üçüncü halkasındaydı. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Mehmet Kaplan’dan sonra Yeni Türk Edebiyatı bilim dalının kurucularındandı. Tanpınar’ın talebesi, Kaplan’ın asistanı olarak Orhan Okay, bu dalın gerçek anlamda iki kurucusundan biridir.”

İyi bir bilim insanıydı

Prof. Dr. Mustafa İsen de konuşmasında, Hoca ile uzun yıllar devam eden ilişkisini, ailecek çıktıkları tatilleri ve onun vasıflarını anlattı. İsen, “Orhan Bey benim lisanstan itibaren hocamdı. Aşağı yukarı 40 yıldan bu yana alâkamız kesilmedi. Aile dostu olduk. İlim adamlağı, hoclığı yanında muhteşem bir insandı. Biz onda, şehirli ve entelektüel kişilikle birlikte içselleştirilmiş bir dinî hayatın nasıl olabileceğini gördük. Bizim rol modelimiz oldu. Osmanlı'yla Cumhuriyet'in ilk dönemi arasında köprü vazifesi gören insanlardan biriydi.” dedi

Okuyan, düşünen ve seven hocaydı

Prof. Dr. Orhan Okay'ı  anlatan Prof. Dr. Turan Karataş’da “Edebiyat ve kültür dünyamızın önemli ismi olan hocamız bilimden, sanattan başka bir davası olmadı. Örnek bir hocaydı. Ilımlılık en çok O’na yakışırdı. Zerafet timsaliydi. Okuyan, düşünen ve seven hocaydı. Hocamızın hayatının her aşaması bizler için modeldir ve yetişmemizde emeği büyüktür.” diye konuştu.

Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat da konuşmasında, “Sayın hocamızın öğrencilerinden biriyim. Aslında, bütün hocalar kıymetlidir, muhteremdir. Ama bazı hocalar vardır ki, onların hayatımızdaki yerleri çok farklıdır. Onlar sadece hoca değil bambaşka hüviyetle karşımıza çıkarlar. İşte, Orhan Okay’da , hocalığın bütün yüksek vasıflarını üstünde lâyıkınca taşıyan bir münevverdi” dedi.

Dervişane bir yanı vardı

Öğrencileri ve tanıdıklarının Hoca’nın farklı yönlerini anlattıkları programın diğer bir konuşmacısı Dr. Necmettin Turinay, Okay’ın nezaretinde hazırladığı tezini ve bu süreçte aralarında geçen diyalogları anlattı. Turinay şunları söyledi: Okay, Nurettin Topçu’nun bütün eserlerini okumuş, kavramış ve anlamış birisi. Edebiyatın yanı sıra, felsefe ve Türk Müziği ile de ilgilenirdi.  Dervişane bir yanı vardı” diye konuştu.

Son konuşmacı Yrd. Doç. Maksut Yiğitbaş’da Orhan Okay’ın İstanbul’a gelmeden önce konuları başkalarının ağzından söylediğini, İstanbul’a geldikten sonra ise kendi fikirlerini ortaya koymaya başladığını, 40-50 yıllık birikimiyle edebiyatçı kimliğini ortaya çıkardığını belirtti.

Programın sonunda, konuşmacılar ve katılımcılar hep birlikte, TYB bünyesinde açılan “Genç Kahve” yi ziyaret ettiler. Gençler, misafirlere çeşitli ikramlarda bulundular. Katılımcılara TYB Akademi’nin Orhan Okay sayısıyla birlikte Dergâh Yayınlarınca gönderilen Hoca’nın kitaplar hediye edildi. 

img_4241.jpgimg_4244.jpgimg_4260.jpgimg_4268.jpgimg_4273.jpgimg_4289.jpgimg_4295.jpgimg_4308.jpgimg_4325.jpgimg_4341.jpgimg_4363.jpgimg_4381.jpg

Bu haber toplam 3137 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim