• İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

Osmanlıca, Türkçedir

Ahmet Tâlib ÇELEN

Bizim Türkçenin taa baştan bütün varlığını müdâfaa ederken bilhâssa son bin yıllık Türkçe varlığımıza ağırlık vermemizi yanlış anlayan arkadaşlarımız oluyor.

Şöyle diyorlar: “Siz Osmanlıcayı savunuyorsunuz, Osmanlıca da halkın anlamadığı bir dildi. Dolayısıyla siz halktan uzak bir dili savunuyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz.”

Maalesef, Osmanlıcayı Arapça zannedenler bile var. Onlara Osmanlıcanın Türkçe olduğunu nasıl anlatalım? Olsa olsa ona “Osmanlı devirlerinde kullanılan Türkçe” mânâsında “Osmanlı Türkçesi” diyebiliriz. Kaldı ki bu Türkçe bile Tanzimat’tan sonra gittikçe sâdeleşerek bilhâssa Yeni Lisân Hareketi ile Ömer Seyfettin’in, Mehmed Âkif’in, Yahya Kemâl’in, Sâmiha Ayverdi’nin… Türkçesi hâline gelmiş; bunlar gibi şâir ve yazarların kaleminde Türkçe sâdelik ve zenginliğin altın dengesine kavuşmuştur. İşte bizim içimizi yakan felâket, bu “Büyük ve derin Türkçe”nin devlet gücü ile sarsılması ve budanmasıdır. Bin yıldan beri dilimize yerleşmiş ve artık dilimizin malı olmuş kelimelerin “yabancı” diye dilden sökülüp atılması ve Türkçenin târîhî akışından ve hâtıralarından koparılması, îmânından soyulması, ifâde gücü ve inceliğinden, mûsikîsinden mahrûm bırakılmasıdır. O zengin, sâde, büyük ve derin Türkçeyi istemek halkın anlamadığı bir dili istemek değildir. Halk, bir vakitler o dili pek güzel anlıyor ve kullanıyordu. O günlerin halkının kelime hazînesi ile şimdiki kıyâs kabûl etmez. Bu husûsta bir kardeşimize yazdıklarımı paylaşmak isterim: 

1-Osmanlıca, Türkçedir. Arapça-Farsça kelimelerle dolu anlaşılması zor bir Türkçeyle yazan Osmanlı yazar ve şâirleri olduğu gibi halkın diline çok yakın yazanlar da vardır. Biz yazımızda çok ağdalı olan Osmanlı Türkçesini değil halka yakın olanı kastettiğimizi anlatmak istedik. Osmanlı zamânında da sâde Türkçeyle yazmayı savunan “Türkî-i Basît” hareketi görülmüştür. Dediğiniz gibi Tanzimat’tan sonra sâdeleşme hareketleri başlamıştır ve Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmed Âkif, Yahya Kemâl ile zenginlik-sadelik dengeye kavuşmuştur. Daha sonra bu çizgiyi devâm ettiren yazar ve şâirlerin elinde Türkçe güç ve güzelliğin zirvelerine çıkmıştır. O ağdalı dil târîhteki yerini almış, geride kalmıştır artık. 

Bu yazı toplam 76 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim