Kitabın adı ‘insan’ öznesi etrafında döndüğünden olmalı, “Yarım Kalan” konmuş. Her yönüyle insan var bu öykülerde. Eksikleri, yanlışları, coşkusu ve kederiyle, her şeyiyle insan merkezli öyküler. Sürekli kendini yenileme, değiştirme ve geliştirme çabasındaki insan. Toplumsal ve ananevi olarak kabul edilmeyecek haller içinde olsa dahi bu çaba bitmiyor. Eksik olan, yarım kalan insan var bu öykülerde.
Öykü kahramanının öykü üzerine düşünceleri
Kitaba adını veren ilk öyküden itibaren yazarın, öykü hakkındaki görüş ve düşünceleri de kahramanlarının diyalog ve değerlendirmelerine ustaca yerleştirilmiş. Bu bilgiler yazarın edebiyat ve ‘öykü’ türü üzerine görüş ve düşüncelerinden ipuçları sunuyor okura.
Felsefî, edebî tadı yüksek ve ustaca bir kurguyla okuduğumuz öykülerde, yazar iç sesinin çekişme, istek, arzu, şikâyet ve heveslerini de ustalıkla döküyor sayfalara. Hepimizin zaman zaman dalıp gittiğimiz, kişi, zaman, mekân ve duygular tezyinatını yapıp zihnimizle ruhumuz arasındaki perdede tüm bu kişiler, zaman, mekân ve duyguların çalıştırma düğmesine basmış, hem kendi izliyor, hem de bizlere izlettiriyor. Gerçekle hayal birbirine girmiş Yarım Kalan’da ve öykü kahramanları zaman zaman yazarından okuyucuya şikâyette bulunuyor. Yazarın tasarrufuyla kendinden geçen, değişip dönüşen kahramanın şikâyetleri bunlar.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/18613/oyku-hayata-yaklastikca-tadini-kaybeder-mi.html






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.