• İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

ŞEHİR TANITIMLARINDA ARAŞTIRMACIYA HASSASİYETİN ÖLÇÜSÜ NE OLMALI?

M. Ali ABAKAY

Şehir araştırmaları eksenli çalışmalarda genelde katılma imkânı bulduğumuz fuarlarda, ilk başta şehirlerle ilgili kaynak eserler, öncelikli ihtiyaçlarımızın başında gelir.

Her şehir, kendisine ayrılan bölümde, ürettiğini, pazarlama şansı gördüğü ürünleri, kültürel çalışmalarıyla beraber teşhir eder.

Gelen ziyaretçilerin ilgi odağı olacak nesneleri, fotoğrafları sunulan ikramlarla ilginç kılar.

Kişinin görmesiyle amacına ulaşılan günümüzün pazarlama taktiğinde mutlaka gelen ziyaretçinin şehri ve şehri hatırlatan birkaç objeyle hatırlanması için hazırlanan çanta poşet, ziyaretçiye takdim edilir.

 Bu çantanın içinde genelde bir kalem, bir şehir gezi rehberi, harita, şehrin tanıtım CD’si olmazlardan olmazdır.

Ticarî ürünlerin tanıtıldığı ve satışa sunulduğu ayrı bölümde şehirlerin belli başlı yemekleri, tahıl,  süt ve et ürünleri, ekmek çeşitleri olmak üzere ne varsa herkesin ulaşacağı şekildedir.

Şehirlere mahsus ürünlerin satış alanında teşhiri, sunumu, pazarlaması değişik yollarla yapılır, ticarî bağlantılar kurulur, perakende satışlar gerçekleştirilir.

***

Şehre dair stant anlayışında şehri dünden bu güne taşıyan değerlerle kültürü, sanatı, edebiyatı şehirle bütünleştiren isimler ön plânda tutulur.

O şehrin milletvekilleri, önde gelenleri, işletme sahipleri, varlıklı kişileri kültüre, sanata, edebiyata önem verenlerle bir arada olmanın mutluluğunu sergiler, fuar süresince.

İmzalanan kitaplar, çekilen fotoğraflar,  anlatılan geçmiş, hatıralar, yıllar sonra görüşenlerin esprileri, anlatımları fuarların en güzel anları olarak, hafızalarda yer alır.

Bazen fuarların ticarî etiketli olanlarında konuşmalar, kültür-sanat ehli kişilerin konferansları, tanıtımlarıyla zenginlik kazanır. Nihayetinde kitap fuarı değil, anlattığımız fuarlar. Kitap Fuarı olsa yazarı, şairi, araştırmacıyı stantta on beş- yirmi adet fazla kitap satmaya mecbur kılan şartlar doğrudur, yazar-şair-araştırmacı hem okura ulaşma hem fuarda emeğinin karşılığını elde etme için belirlenen süre içinde yerinden ayrılmaz.

Bahse konu fuarlarda kimi stantlarda şehri konu alan yayınların sadece örnekleri sergilenir. Belirlenen kişilere-kimselere hazırlanan çantalar içinde şehrin edebî, tarihî, kültürel yönlerden tanıtımını esas alan yayınlar bulundurulur.

Bizim gözlemimizde bu yayınların gelişigüzel dağıtılmadığıdır, ehline ısrarlar sonucu kısmen ulaştığıdır. Bazen yetmeyen bu tarz yayınların ertesi gün temin edildiği görülmüştür.

Fuarlarda şehri tanıtan yayınların finansmanının sağlanması durumunda, şehrin tanınması ve tanıtılması, standa gelenlere verilen ikramın çok çok üstünde kıymete sahiptir. Biz, bu şehir tanıtımlarının yayınlarla olmasını arzulayanlar olarak, ikramların olması gerektiğini bilmekteyiz, abartıya kaçmış şeklinin de şehir stantlarını dolaşanlarının farklı gözlerle görülmesine zemin hazırladığını belirtelim.

***

Bazen kimi fuarlar olurken, organizasyon şemsiyesinin altında olanlar, fuarları bir şehre kısa gezi-tatil havasında görür, şehri tanıtmayı esas alan fuarlara eş-dostu katarak icabet eder.

Genelde birkaç turizm firması, birkaç resmî kurumla kuruluş, yerel yönetimlerden bir kaçı ve tepede mülkî idare amirleri ile kadro tamamlanır. Bazen buna lehte çaba harcayan, komisyon üyelerinin tanıtımını üstlenen firmalarla kimi gazeteciler renk olarak davet edilir.

Bu şehri tanıtma amaçlı fuarlara, gezi-tatil gözüyle bakan anlayış, fuar süresince bildiği klâsik anlayış çerçevesinde şehri tanıtmak için çırpınıp durur. Adeta gelini almaya gitmiş erkek tarafının beş-on kişilik düğün alayı misali, çırpınan didinenlerin çaresizliği okunur, stant başındakilerin gözünde. Nihayetinde sadece resmî görev icabı stantta bulunanlar, gelen tekliflere, sorulara cevap vermekten uzaktır.

***

Şehri temsil eden görkemli, fuar sonrası ortadan kaldırılacak sunta ve strafor üzerine giydirilen maket alan içinde birkaç sandalye ve sehpadan mürekkep alanda birkaç broşür, gezi rehberi, harita ile gelenlere şehir tanıtılmak istenir.

Bu şehir hakkında eser vermiş araştırmacılar, yazarlar, şairler sorulur. “Ölenlere rahmet, kalanlara sabır.”  Dercesine elleri böğründe çaresiz yetkili kılınanlar, davet edilmeyen yaşayanları tanımadıkları için bir fatiha açmadıkları kalır.

***

Böylesi bir ortamda bizi bizden soran bir ziyaretçiye, bulunduğumuz stant başında kimliğimizi göstererek, yaşadığımızı ispat mecburiyetinde bulunmamız söz konusuydu, İstanbul Feshane’de. Okur, yazarı-şairi gözünde büyütmüşse, onu insanî kalıplar dışına çıkartarak, hayalinde ulaşılmaz bilir. Kendisi gibi kemiğe giydirtilmiş etten, bedene büründürülmüş ruhtan görünce şaşırıp kalır.

İlk yapacağı okuduğu yazarla fotoğraf kareleri çekmek, kitaplarını imzalı istemek olur. Beş-on dakika yanınızda kendisini dünyanın en mutlu insanı hisseder, mahsuru yoksa telefon numarasını da alarak, hem memnun kalır hem yazarını mutlu kılar.

***

Siz gelene çöreği, kadayıfı ikram ederseniz ne olur?

Eritilmiş peyniri sunsanız ne yazar?

Ekmek arası kavurma verseniz, neye yarar?

Kendisine Sade yağlı Karacadağ Pilavı’nı, yayık ayranıyla sunsanız, kaç para eder?

Birkaç kare fotoğrafla bazı isimlerin fotoğraflarını asabilir, şehrin eski-yeni fotoğraflarını sergileyebilirsiniz.

Siz, her gelene çanta dolu kitap da verebilirsiniz!..

 

Unutulan kahve misali şairiniz, yazarınız nerede, şehir için çaba harcamış, şehrine ömrünü adamış  araştırmacılarınız nerede?

Bundan haber verin, muhterem hazirûn.

Kimi fuarlarda şehir hassasiyeti kaç ayardır?

Altından, mücevherattan, elmastan daha kıymetli olan şehri sahiplenme hassasiyeti, kadayıfla, çörekle, peynirle, tavayla, kavurmayla, işkembeyle paçayla ört bas edilemez.

Bir şehri değerli kılan tarihî, edebî, kültürel yönleridir, değerleridir.

Yemekse, içmekse lokantaya gider, ziyaretçi.

Fuarlarda şehri temsil etme, görevlerin en zor olanıdır, bilen için.

Şehrin temsil edilmesi, ağır vazifedir.

***

-Sahi kahveyi nasıl içerdiniz?

-Kahve içmek bahanedir. Gönül sohbet ister. Hangi şairiniz, yazarınız, araştırmacınız fuara katılmış? Kendileriyle tanışmak istiyoruz.

-Efendim, biz gelirken onları unuttuk!..

-Ya öyle mi?..

***

Vatandaş, cezvesinden tutun fincanına, şekerine kadar kahve ikramı için malzemeleri hazırlamıştır. Bunun tüpünü, semaverini unutmamıştır. Gelen kişilerin kalabalıklarına göre bir kullanımlık bardakları almıştır. Peçeteler bardaklar gibi şehrin motifini taşımaktadır. Her gelene kahve ikramında bulunulacaktır.

Fuar esnasında takım-tezgâh kurulur. Kahvenin unutulduğu o anda akla gelir. Ne yapıp etmeli ki kahve temin edilsin, bu eksiklik giderilsin?

İşte kimi fuarlarda her şey tas tamam düşünülür, estetik maketler tamamlanır, sandalye, sehpa yerli yerinde bulundurulur. Komisyon başkanları, katılımcılar aynı uçakla eksiksiz fuara gelir. Özel fotoğrafçı bile unutulmaz.

Şairlerle yazarlar, araştırmacılar, kahve misali unutulur.

Mesele anlaşıldı mı, Efendim?

Unutulmuşuz!...

Bu yazı toplam 703 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim