• İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

Şiirlerle Anlaşılmak

M. Ali ABAKAY

Yazarken zorluk çekmektedir, kalem. Çoğunlukla yazma dünyası(!)nda herkes bir şeyler kaleme alır. Okumak ve takip etmek oldukça zor, yazılanları. Yazılanlar o kadar çok ve yazılanların konusu o kadar çeşitli ki...

 

Hayata dair her şeyin kaleme alındığı dünyamızda şiire dair boynu büküklük, yetim ve öksüz olma hali, şairlerin ruh âleminde yalnızlığı...

 

Şiirde anlaşılmak oldukça zor...

 

Şairin dünyasına kapı aralamak ve yazdıklarını anlayabilmek konusunda el yordamıyla bir yazı kaleme almak istedim. Ağuşumda topladıklarım ya kaçtı ya gündemden uzak düştü. 

 

Şiire ve şaire ait değerlendirmelerin çabucak uçuştuğu, buharlaştığı ortamda bize düşen kaleme aldıklarımız oldu, paylaşma adına.

 

Her zaman yazacak konu bulamıyoruz, bağışlayın.

 

Yazdıklarımız şekil olarak düne, mana olarak bu güne ait.

 

Okumanız bizi mutlu kılacaktır.

 

 

SEN BİLİRSİN
 
Kervanlar yük taşımazmış dert yüklü kervanlar varmış sen bilirsin
Ben acılarımı yüklendim yol ıraktır nasıl gidilir bilemem sen bilirsin
 
Hayatın gayesini anladım manasından uzak değilem çokça anlattım
Devrana iltifatım yok şikâyetim kendimedir sitemim bana sen bilirsin
 
El üstünde tutulmak istemedim düşmesi ani acı ızdırab verir insana
Gururdan kibirden uzak kendi ahvalim budur takdir senin sen bilirsin
 
Huzuru aradım ömür boyu elimde günahlarımın çetelesi suçlu benim
Kapına geldim derim şiirlerimde affına muhtacım derdimi sen bilirisin
 
Nedeni niçini terk ettim tebessüme hasretliğim varsın ne taç ne taht
Tabibten derman isteyen geri çevrilmez kebaba döndüm sen bilirsin
 
 

BENİ UNUTMA

Söz vermişken hatırlatayım ben daha ölmeden gömüldüm beni unutma
Hayatın serencamında ben kimdim anlamadın anlatamadım beni unutma

Şirazesi kopmuş kitabım dağıldım dehrin açmazında suskunum şimdi
Toparla kaldır beni yerden tut elimi âlem gülmesin bana beni unutma

Zulmüne uğradım zamanın acılar çektim katmerli ellerim boş beni unutma
Nicedir zehrini sağaltırım demin kalmadı takatim güçsüzüm beni unutma

İhanetler yaşadım hain ilan edildim cezam yaşarken kesildi idam denildi
Gülü dalından koparamam acırım solar öyledir yüreğim artık beni unutma

Bir şarkı sözünden aldım derim ismini şiirimin hırsızlıkla suçlama beni sen
Kapında kulunum ayağının turabına yüz sürem perişanım ben beni
unutma

DERİM

Yaşama veda etmek oldukça zor bekleyen günahları kim çekecek derim
Anlaşılmazam söylesem bana el uzatacak kimler var kendime ben derim

Aç çıplak yetim, öksüz sayılmaktan uzak çevremde dünya desen çokçadır
El uzatacak kim vardır riyasız şeksiz şüphesiz varsa onlara efendim derim

Hayata küsmedim içinde yaşamın karamsar olmadım asla dem-i ömürde 
Bakınca devrana intihar geçmez değil inadına dört elle sarılsam derim

Bakınca edvara nelere tanıklık eder tarih yaşanan ibret vermez mi insanlığa
Bunca ölüm bunca savaş değer mi onca yaşanana bu vahşettir ben derim

Muhîbba bilmez mi çektiğim acıları ızdırabı kaleme almak gereksiz değil mi
Söylerim sesimi duyan biri olur belki tesellim bu beni anlayan bulunur derim

GİDERİM

Uzak diyardan gelen ziyaret için gelmiş ben ayağına giderim
Bizi seven olursa sevdiğiçin yüzüstü sürünsek revadır giderim

Devran mal û mülk bırak hem mal onların olsun hem de mülk
Ben seven oldukça sevilen için canı feda eder canana giderim

Hakk'ı hukuku bileniz bende oluruz varsa imkan esirgemeyiz 
Borcumuzu vermesek bile ele düşünce ifa etmek için giderim

Bakarız etrafımıza boynumuz bükük kolumuz kanadımız kırıktır
Verdiğimiz söz götürse de dar ağacına göz kapalı halde giderim

Tanımaz ehil olmayan kadr û kıymet bilmezse ne yapalım demde
Ehibba üzme kendini gama değmez bu ölüm olsa durmaz giderim

NE DER

Zamana muhalifim kim söyler kim ne hüküm yürütürse der
Acı şerbeti içen dışa vurmaz zehri başkası bilmem ki ne der

Hekim-i Lokman değilem reçete sunam derdi olana canım
Kendini tabib fehmeden derdine dermansız bilmem ne der

Hayatın gayesini anlamaz gününü gün edene sorma zahmet
Feylesof çözer mi dersin derun-i ahımı başkası ıstıraba ne der

Çıkmış dut yeyen bülbül gülden habersiz şakıyıp durur acemice
Devranın işine bak ehil olmayan ehliyet için bilmez misin ne der

Hayata bakarım elim kolum bağlı sanki kahkahaya yabancıyım 
Tebessüme hasret kaldık gülmek nedir derim başkası ne der

 

SÖYLER

Hayatı yaşamak zor sayfalarında ömür sermayesinin tükenişini söyler
Başucumda kitap sana anlatamam okuman lazım oku bak neler söyler

Yaşama dört elle sarılana sordum yaşamak güzel imiş dediler sadece 
Değirmendir dünya öğüttüğü insan ömrüdür dön geçmişe ne söyler

Nerede eserin deyu bıraktığın miras var mıdır ismini demde yaşatacak
Görmez misin etrafını ne yapılar vardır çağlardan çağlara ismi söyler

Köprü mü yaptın hayrat mı var çeşmeden su mu sundun vakıf kurdun
İnsan ölür eseriyle yaşar devranda bıraktığın ne var o daim eseri söyler

Hayat ırmağından geçtin şiir kaleme aldın seni anlayan kaç kişi var şair
Sessiz kimsesiz göçersin devranda ardından şiirlerin her dem seni söyler

 

 

 

AĞLAR

Bakma bana silme gözyaşımı benim kaderim ağlar
Devran haşin dostlar gaddar halime ahvalim ağlar

Sevmeden yaşamak zor sevilmek lazım demde gül
Benim derdim çok yeğindir ahvalime sümbül ağlar

Her dem sabrı meslek edindim zaman en iyi tabib
Tabib derde derman eylemedi ruhum hep kül ağlar

Sırrımı verdim ele şiir yaz denildi bana eyvah dedim
Mısralarımda ızdırab üstüne ızdırab kalem zül ağlar

Ne eylerim bu yaşımda gençlik göçmüşken diyarımdan
Sesime yankı vermez dağlar suyun aksinde hayal ağlar

 

YANAR

Gönül perişan devran zalim etraf haşin dost yok düşman gaddar
Yaşamak oldukça zor konuşmak güç ruh her daim ateşlerde yanar

Huzur mahpus sevinç tutsak hüzün mayası oldu tefekkürün ah
Hayat emaresi çölde vaha aramak denli dert alev kumlarda yanar

Elimden al beni çıkar gayya kuyusundan zemzemle yedi kez yıka
Yüreğim yanık kokusunu taşır dem be dem günah ruhlarda yanar

Tatlı tebessüm taze yarada bıçak gözyaşı tablonun boyasıdır vah
Hazan demi yağmur meyve ağacında diken acı yüreklerde yanar

Beni zemmetme girme katlime al çek elini gıybetten biraz az utan
Şiir iklimine rahmet yağsın örtme üstüne çulları ruh şiirlerde yanar

 

 

 

DÜŞER

Devrana kırgınım dost ehibba sual etmez hatır düşer
İnsan hüzne gark olunca elbette gözden yaş düşer

İnsan rızık peşinde kimine az kimine çok dengesizlik
Bakarsın bir kişiye oldukça kimisine sadece aş düşer

İnsan hayatını yaşar iyi kötü bir ömrü sürükler ayaklar
Zamanı belli değil bir baktın ki bükülmüş baş düşer

Şükretmeyen doymaz dünya onun olsa fayda etmez
Haline bakarım devranın korkarım gökten taş düşer

Ölüm herkesin başına der şair kısmet ne zamanadır
Devran kötü felek döner toprağa bakarsın nâş düşer

Bu yazı toplam 913 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim