• İstanbul 18 °C
  • Ankara 13 °C

Şu mülâkât meselesi

Ahmet Tâlib ÇELEN

Öğretmen seçiminde mülâkât yapılmasını hep müdâfaa ettim. Bu husûsta 7 yıl önce TYB sitesinde birçok yazı yazmışım. Bunların başlıklarını vereyim:

-Eğitimde Zihniyet İnkılâbı İstiyoruz

-Biraz ümitlendim… Öğretmenler mülâkâtla alınacakmış

-Öğretmen Atamalarının Mülâkâtla Yapılmasını Destekliyoruz

-Öğretmenlerin Mülâkâtla Atanması Bir Yaşama Hamlesidir

“Dışarıdan gazel okuma” çıkışmasına muhâtap olmamak için hemen ifâde edeyim ki bu yazıları emekli olmadan evvel yazmıştım. Hoş, bu ülkede yaşayan herkes bu görüşleri dile getirse dışarıdan gazel okumuş olmaz ya… 

Mülâkatı niçin istiyor ve müdâfaa ediyorum? Ben eğitimin temelinin öğretmen olduğuna inanıyorum. Eğitimin bir milletin bekâ meselesi olduğuna îtirâz eden yok. Eğitimin temel unsûru öğretmen olduğuna göre öğretmenin seçimi de milletimizin bekâ meselesidir. Öğretmen yeni nesilleri yoğuracak kişidir. Bilgisi ve ders verme becerisi mühimdir ama daha da mühimi milletimizin îmân ve ahlâk değerlerini olabilecek en mükemmel şekilde şahsında temsîl edebilme keyfiyetidir. Öğretmen, milletimizin millî ve mânevî değerlerini öğrenmiş, hazmetmiş ve aynı zamanda şuûr ve heyecânla yaşayan bir kişi olmalıdır. Devletimiz yeni nesillerin karşısına böyle rol modeller çıkarmak zorundadır. Bu oyun değil, yaşama, var olma şartıdır. Bugüne kadar mâlûm “Türkiye gerçekleri” sebebiyle bunu yapamadık. Eğitim dünyâmızda materyalist, âhiretsiz, mâneviyâtsız, millî değerlere düşman, solcu, kemalist zihniyet hâkimdir ve bu vaziyet değiştiril/e/memiştir. Bu yüzden şunca yıldan beri eğitim çarkı -bütün iyi niyetli çabalara rağmen- ateist, deist, milletine ve dînine aidiyet duygularını kaybetmiş, solcu, kemalist üretmeye devâm etmektedir. Sonra da şaşkınlık içinde “Niçin böyle?” diyoruz. Şaşırmaya hakkımız yok. Bütün mesele sistem içindeki solcu, ateist, materyalist öğretmen kadrosudur. Ve mâlûm “Türkiye gerçekleri” sebebiyle onlar sistemin başat oyuncuları. Millî-mânevî değerlerine bağlı öğretmenler bu “gerçekler” karşısında korkak, sinik ve silik kalmaktadır. Bu atmosferin tersine çevrilmesi şarttır. Bu da ancak öğretmen kadrosunun tepeden tırnağa millîleştirilmesi ile mümkündür. Bunun da sâdece KPSS sınavı netîceleri ile yapılamayacağı ortadadır. KPSS sınavı kişinin millî-mânevî değerler karşısındaki vaziyetini göstermez. Bunu ancak yüz yüze görüşmelerle anlayabilirsiniz. Buna da mülâkât diyoruz işte. 

Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/su-mulakat-meselesi-43240.html

Bu yazı toplam 82 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim