Kararsızlıkların şekillendirdiği dünyada devletlerin, toplumların ve insanların kolay kolay karar veremediği ikilemler günden güne çoğalıyor. Bununla beraber sadece şahit olmaklık bakımından değil, var olmaklık bakımından da günümüzün en büyük tarihsel olayı olan Gazze’de işgal rejimi soykırımda son derece kararlı. Anglosakson hegemonya daha doğrusu ‘Büyük İsrail’ üzerindeki şantajcı tutumunda el arttırıyor. Gazze’de soykırımın sürdüğünü gören, Gazze’ye baktıkça içi kan ağlayan insanlar Siyonist faşizmdeki kararlılığı kavradıkça daha da şaşkın bir hâle düşüyor. Bu bağlamda Umran dergisinde Batı’daki, Çin’deki, Ortadoğu’daki ve Gazze’deki gelişmelerin yanında Türkiye gündemi ele alınıyor. Ayrıca hayatın kısalığı, Osmanlı modernleşmesi, İsrail faşizmine felsefi cihetten itirazlar, deneme yazarlığının farklı boyutları, kurban, toplumsal hafıza ve kültür sanat ödülleri üzerinde duruluyor.
Türkiye ve Dünya Gündemi
Derginin gündem kısmı Burhanettin Can’ın İslâm dünyasında ölümün ve hesap gününün unutulma eğilimi konulu yazısıyla açılıyor. Can yazısında ölüm hakikatinin ümmette gittikçe önemsizleşmesi ve unutulması üzerinde duruyor.
Ercan Yıldırım, yeni bir seleksiyon, tükenen insan ve özne, denklemden çıkan demokrasi bağlamında şekillenmekte olan dünya düzenini ve kararsızlıkları sistemik açıdan analiz ediyor.
Metin Önal Mengüşoğlu “Sözlerin Elbisesi Kıpkırmızı” başlıklı yazısında ise, Gazze’de işgal rejiminin işlediği soykırım karşısında yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı yorumluyor.
Ortadoğu’dan dünya meselelerine uzanan çevirilerde ise Rıza Fehmi “Gazze’den Sana’ya: Hegemonya Kartları Birer Birer Düşerken” başlıklı yazısında ender görülen tarihî bir döneme şahitlik ettiğimizi belirtiyor.
Cafer Abbas, çağın Ebu Cehil’i Trump’ın yapıp ettiklerini, Mütenebbi ve Mısırlı şair İbrahim Naci’nin şiirleri üzerinden analiz ediyor.
İmamuddin Hüseyin Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimdeki güç gösterisinin altını çiziyor. Muhammed Ahmed Bennis, Abdullah Benkıran’la yeni bir döneme giren Fas Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki değişim sürecini değerlendiriyor.
Ahmed Abdulhalim diktatör Arap rejimlerini eleştirerek emperyalizme direnişin bu rejimlerin yıkılmasıyla başlayacağının altını çiziyor.
Terörsüz Türkiye Sürecinde Kritik Eşikler
Dönüşen dünyaya adapte olmaya çalışan PKK, önderlik, örgüt, silahlı mücadele yöntemi ile demokratik toplumun inşası gibi konuları tartıştığı Olağanüstü 12. Kongresi’nin ardından kendisini feshettiğini ve silah bıraktığını resmen ilan etti. Toplumumuz, yarısı tedhişçi eylemlerle geçen yüzyıllık bir sorunun nihayete erme ihtimalinin ufukta belirdiği bu süreci umutla, heyecanla izliyor. Kemalist ve sol muhalefet çevreleri örgütün silah bırakmasına fikren, ideolojik olarak, siyaseten hazırlıksız yakalandıkları için süreçten rahatsızlık duyuyorlar, bunu da bahane üretme çabalarından, yazdıklarından ve beyanatlarından anlıyoruz. Kritik kararların alındığı yeni başlangıçların eşiğinde önemli olan kanın dökülmeyecek olması ve genetik seküler hassasiyetleri baskın kılmanın imkânsızlığıdır.
Bu süreçte bilhassa Kürt kardeşe değil, başkaldırmış Kürt’e ihtiyaç duyanların söylemlerine kulak tıkanması gerektiğini hatırlatan derginin bu çerçevede hazırlanan dosyasına Mustafa Aydın “Terörsüz Türkiye, PKK ve Kemalist Sistem”, Metin Alpaslan “Tarihin Doğru Yerinde Durmak: Ne Oldu?, Ne Olacak?, Nasıl Olmalı?”, Vahdettin İnce “Bizi Büyütecek Tarihî Mecraya Dönüş Süreci”, Mehmet Furkan Ören “Aşırı Milliyetçi Savuruluşların Muhasebesi”, Mehmet Akın, “Lafazanlıkların Ötesine Geçilebilecek mi?” başlıklı yazılarıyla katkı sunuyor.
Kritik, Yaşayan İslâm ve Kültür Sanat
Derginin kritik bölümü Mustafa Akman’ın, vefatının 105’inci Seneidevriyesinde Musa Kâzım Efendi’nin hayatını, ilmî şahsiyetini ve düşüncelerini değerlendirdiği yazısıyla başlıyor. Dilaver Demirağ İsrail faşizmini Agamben’in istisna kavramı üzerinden ele alıyor.
Aytaç Ören “Yaşayan İslâm” bölümündeki Cuma kayıtlarını “Buradan Gitmeye Geldim” başlıklı yazısıyla sürdürüyor. Selahattin Yılmaz ise kurban ibadetinin mana ve hikmetlerine odaklanıyor.
Derginin kültür sanat sayfaları Kamil Ergenç’in “Zübeyir Yetik’in Hatırlattıkları” yazısıyla başlıyor. Ömer Kantarcı günümüz sanat ve edebiyatına eleştirel bakış bağlamında Hasanali Yıldırım’ın denemelerini yorumluyor. Gülşen Özer din öğretimine katkıları zaviyesinden Halis Ayhan’ın çalışmalarına dikkat çekiyor.
Halim Sezer ise ESKADER Kültür Sanat Ödülleri’nin takdim edildiği töreni değerlendirerek, ödüllerin günümüzdeki işlevini yorumluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.