AB ülkelerinde siyasi yaşam giderek daha çalkantılı hale geliyor. Çek Cumhuriyeti'nde yedi yüz bin kişi, Devlet Başkanı Zeman'ın kullandığı aşağılayıcı ifadeler ve anti-demokratik tavrı yüzünden görevden istifası için imza verdi. Romanya'da Başbakan Ponta, Rumen Seçim Kurulu'nca dile getirilen daha fazla sayıda yurtdışı seçmen sandığı isteğine karşı çıktı. Dışişleri Bakanı Titus Corletean Seçim Kurulu'nu protesto için istifa etti. Gandul gazetesi yazarı Rodica Ciobanu, Başbakan Ponta'nın bu gerilimi seçim hesaplarıyla çıkardığını yazarak hükümeti çok ciddi biçimde eleştirenler safına katıldı.Bulgaristan'da durum, daha da karışık, bir türlü yolsuzlukların önü alınamıyor. Her seçimde iktidar el değiştiriyor. Bu kez yeniden ve koalisyon kurarak Başbakan olan Boyko Borisov, Avrupa Komisyonu'nun Bulgaristan'da AB fonlarını dağıtmakla görevli müsteşarını doğrudan atamasını kabul edeceğini belirtti. Trud gazetesi neredeyse hükümeti yaylım ateşine tutarak, hükümran ve müstakil bir ülkede, müsteşar atamalarının yabancı bir kurumca yapılamayacağını manşete taşıdı.
Asıl kargaşa, İspanya'da yaşanıyor. Katalonya bölgesi, İspanyol Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bir referandum düzenledi, oy verenlerin yüzde sekseni "bağımsızlık" için görüş bildirdi. Gerçi İspanya merkezi hükümeti ve Anayasa mahkemesi, bu tür bir oylamanın geçerli olmadığını baştan söylemişlerdi. Ne var ki, İspanya'nın en gelişmiş ve en zengin bölgesi, bağımsızlık için bu kadar yüksek bir oy kullanınca, ülkede ciddi siyasi gerginlik doğdu. Hem İspanyol medyası, hem de diğer üye devletlerin medya organları, AB bütünleşmesinin yeni sınırlar yaratmaması gerekliliği üzerinde mutabık kaldı.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/gumustekin/2014/11/12/kargasa-icinde-bir-ab-ile-turkiye






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.