Turgut Özal’ı rahmetle yâd ediyoruz…

Müstesna bir şahsiyetin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde oynadığı rol de istisnai idi.

Cumhuriyet ideolojisinin darbelerle tazelenen günlerinde darbecilerin mecbur olduğu bir şahsiyet olması önemliydi. Turgut Özal, devrilen hükümette Başbakanlık müsteşarı idi. Darbeciler ekonomik sıkıntıların zirvede olduğu bir dönemde onun ihtisasına saygı göstererek devlet bakanı olarak devam etmesine razı oldular. Zaman içinde birikimi ve sıcak ilişkileri ile darbe sonrası yönetimlerin olumsuzluklarına engel oldu. Siyasi serbestlik dönemine geçilince kurduğu parti ile iktidara geldi. 1980’li yıllar böylece Özallı yıllar oldu.

Özal değişen dünya şartlarında Türkiye’yi dünyaya açtı. İslam dünyasına el uzattığı gibi, Sovyetler’in yıkılmasından sonra ortaya çıkan Türk devletlerinin teşvikçisi oldu. Türk dünyası kavramı hayalden hakikate geçerken Turgut Özal’ın oynadığı rol asla gözden ırak tutulamaz.

Özal, Türkiye’nin entelektüel kesimleri ile de yakın ilişkiler kurdu. Türkiye Yazarlar Birliği ile ilişkilerini hep sıcak tuttu. Türk Ceza Kanunu’nun düşünce hürriyetinin önünde engel olan 141-142 ve 163. Maddelerinin kaldırılacağını TYB’nin 6. Genel kuruluna (1989) gönderdiği özel bir mesajla açıkladı. Bu mesajı okumak için de devlet bakanı Mehmet Yazar’ı görevlendirdi.  

Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduktan sonra da TYB’nin bilhassa Türk Dünyasına yönelik faaliyetleri ile ilgilendi. Onun vefatından kısa bir süre önce Kazakistan Yazarlar Birliği başkanı Kaldarbeg Naymanbay ve TYB heyetini kabulü unutulamaz. Özal bu kısa kabulü, uzun bir istişareye çevirdi. Heyetle uzun süre Türk dünyası ile ilişkilerin seyri ve geleceğini konuştu, Türkistan’a kadar uzanacak bir otoyol projesinden söz etti.

Büyük devlet adamımız Turgut Özal’ı rahmetle yâd ediyoruz.