• İstanbul 19 °C
  • Ankara 19 °C

“Yaşayan Türkçe”den “büyük ve derin Türkçe”ye

Ahmet Tâlib ÇELEN

“Büyük Türkçe” dâvâsını düşünmeye ve düşündürmeye devâm ediyoruz.

Bundan önceki yazımızda Türkçemizi binlerce yıllık birikimi ile sâhiplenen, bu gövdeden hiçbir parçanın koparılmasını istemeyen, bu sâhiplenişi istikâmetinde 1932’de Türk Dil Kurumu’nun kuruluşuyla başlayan tasfiyecilik hareketine karşı mücâdele veren ilim adamı, yazar ve şâirlerden ve eserlerinden bahsetmiştik. 

Dünyâda hiçbir dilin başına böyle bir balyoz inmemiştir. Bütün medenî dillerde şu veyâ bu miktârda yabancı kelime vardır ve hiçbir millet bu kelimeleri dilden atmak ve yerine milletin hiç anlamadığı bir kelime yığınını dayatmak fecâatiyle karşılaşmamıştır. Çünkü böyle bir hareket bütün dilleri mâzîsinden, hâtıralarından koparır; fakîrleştirir ve ifâde gücünü bitirir. Her millet bunu bilir ve bu yüzden dilini bütün varlığı ile sâhiplenir ve korur. Bunu ifâde için Cemil Meriç, “Her mukaddesi deviren Fransız İhtilâli, tek mukaddese dokunmamıştır; kâmûsa.” der. Kâmûs, sözlük, kelime hazînesi, yâni dildir.

Maalesef bizim inkılâpların en çok dokunduğu şey dilimiz olmuştur. Çünkü dilin değiştirilmesi ile hedeflenen başka bir şey vardır: Milletin mâzîsinden ve bilhâssa İslâm’dan koparılması; milletin kafa ve kalbinden en küçük îmân kırıntılarının bile silinmesi... İslâm’ı hatırlatan kelimeler unutturulunca zaman içinde İslâm da unutulmuş olacaktır. Hedef budur. Bu yüzden diyebiliriz ki “Dînimize yapılanlarla dilimize yapılanlar arasında kıl kadar mesâfe yoktur.” Hattâ şunu söylemek bile mümkündür: “Dil devriminin dinle ilgisi dille ilgisinden fazladır.”

“Büyük Türkçe” dediğimiz, dil devrimi ile fakîrleştirilmeden önceki binlerce yıllık birikimin tamâmını ihtivâ eden Türkçemizdir. Dil devrimi bu büyük birikimin İslâmî unsûrlarını dilden atıp yerine ölmüş köklerden veyâ böyle bir kaygı bile gütmeden düpedüz uydurma kelimeleri dayatmıştır. Bugün Türkçenin en büyük sıkıntılarının kaynağı budur. 

Bu yazı toplam 70 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim